Baas sözcüğü Arap dilinde Diriliş anlamına gelmektedir.
Partinin açılımı ise şöyledir; Arap sosyalist partisi. Partinin adında bulunan diriliş ve sosyalizm sözcükleri ideolojik yapının temel taşlarını oluşturmaktadır.
Arap dünyasında Baas hareketi Fransız mandası döneminde filizlenmiştir. Bu bir boyutuyla da yabancı işgaline tepki niteliği taşımaktadır. Ancak Araplar arasında milliyetçi akımların sahneye çıkış tarihi daha eskiye dayanıyor. Mişel Eflak tarafından formüle edilen Baas ideolojisi kendine özgü bir nitelik taşıyor. Mişel Eflak bunu, Arap sosyalizminin bağımsız olduğu, herhangi bir doktrin takip etmediği, ancak Arap birliği için bütün diğer ideolojilerden yararlanılması şeklinde açıklıyor.
Eflak Baas ideolojisi hakkındaki görüşlerini şu şekilde devam ettiriyor: “Baas partisinin dünya görüşünün kapitalist batıdan olduğu kadar. Marksist doktrinden de uzak olduğu inancındadır. Arap dünyasının bugünkü yapısı batı Avrupa’dan farklıdır. Buralarda hala tarımsal, feodal Ortaçağ yapısı egemendir. Bu sebeple, Arap coğrafyasının kendine özgü ideolojik bir rehberi olmalıdır. Bu rehber de Baas partisi olmalıdır.”Bu açıdan Yön hareketi ile Baas modeli arasında birebir bir ilişki kurmak mümkündür. Yöncülerin Türkiye için önerdikleri alternatif kalkınma modelini; Türk Sosyalizmi diye adlandırmaları da onların sosyalizm anlayışlarının milliyetçi sosyalist ve kapitalist olmayan bir program olmasının bir başka kanıtı sayılmalıdır.
Baas partisi, sosyalizmi gelir ve zenginliğin yeniden paylaşımı ve sosyal adaletin sağlanmasında bir vasıta olarak görmektedir. Baas tüzüğünün beşinci maddesinde sosyalizmin Arap milliyetçiliği için ideal bir yapı taşıdığı ve Arap ulusunun ilerlemesinde moral destek sağladığı görüşü yazılıdır. Baas partisine göre, komünizm ve sosyalizm sadece ekonomi ile sınırlı değildir.
Evrensel bir doktrin niteliği taşımaktadır. Komünizm ve sosyalizmin başarılı olması, ancak dünyanın her tarafında uygulamaya konulması ile mümkündür. Arap Baas partisinin savunduğu sosyalizmin amacı ise Arap ulusu arasında ekonomik kalkınmayı sağlamaktır.
Sosyalizmin felsefesi materyalizme dayanır. Bu felsefe, tarihi ve sosyal gelişmeyi sadece ekonomik faktörlerle izah eder. Arap sosyalist Baas ideolojisi ise materyalist tarih anlayışını onaylamaktadır. Bu açıdan bakıldığında Baas partisi ideolojisi insanlığın ve tarihin gelişiminde ruhi değerlerin de rol oynadığı düşüncesindedir. Bir diğer farklılık ferde ilişkin olarak belirginlik kazanır. Komünizm ve sosyalizmde ferde önem verilmez, önemli olan kitledir ve bireysel özgürlük kısıtlanır.
Oysa Baas ideolojisinde bireysel özgürlük esastır. Özgür olan kişinin mülkiyet ve teşebbüs hakkı da vardır. Bu açıdan da bakıldığında da Yön ideolojisiyle paraleldir. Ancak uygulamaya baktığımızda Baas modelinin uygulandığı ülkelerde de teori ile pratiğin bir arada olmadığı görülmektedir.
Mişel Eflâk’a göre: “Baas ideolojisi ırk farklılığını bir üstünlük olarak kabul etmemektedir. Iraklardan birinin diğerinden üstün olduğunu kabul etmek saldırganlığa ve kolonyalizme prim vermek demektir. Almanya ve İtalya’daki sosyalist partiler bu yaklaşımı esas aldıkları için emperyalizme yönelmişlerdir. Baas sosyalizminin amacı ise emperyalizm değildir.” Bu açıdan da Yön hareketiyle tam bir uyum içindedir.Ve..
Suriye de 1970 de Hafız Esad dönemi başladı.
Baas partisi 1963 darbesi ile Suriye’de iktidarı ele geçirdi. Parti içindeki farklı eğilimlerin çatışması 1963–1970 döneminde tüm hızıyla devam etti. Tasfiyeler ve iç çekişmeler Arap birliğini sağlamayı hedefleyen bir siyasal parti için tam bir paradoks oluşturuyordu.
Suriye’de 1970’de hafız Esad dönemi başladı. Esad, Baas partisi içindeki Milliyetçi çizgiyi temsil ediyordu. Hafız Esad’a Arap birliği tesis etmenin yolu, Suriye’nin güçlenmesinden geçiyordu. Bu aynı zamanda, bölgedeki güç dengesini değiştirecek, Şam’ın 1200 yıl önce Emeviler döneminde olduğu gibi bölgenin merkezi olması sağlanacaktı. Baas partisi içinde Hafız Esad’ın temsil ettiği çizginin halk tabanında bir meşruiyeti yoktu. Nusayri olan Esad rejimini Suriye nüfusunun %10’unu oluşturan bu mezhep mensupları üzerine oturttu. Nüfusun çoğunluğunun oluşturan Sünniler değişik zamanlarda, bu durumdan duydukları memnuniyetsizliği ortaya koydular.
1973 yılında Suriye’de yeni bir anayasa yürürlüğe girmişti. Laik bir dünya görüşünü benimseyen Baas yönetimi, öncekinden farklı olarak yeni anayasada devletin dinine ilişkin bir hükme yer verilmemişti. Bu durum kısa sürede halkın tepkisine neden oldu. Gösterilerin boyutlarının değişmesi Esad’ı geri adım atmaya zorladı. Buna göre yasalar Suriye’de kaynağını İslam’dan alacaktı. Sembolik bir anlam taşıyan bu değişiklik, rejime karşı halkın tepkisinin ortaya çıktığına bir örnektir. Bu gelişmeler muhalefetin susması için yeterli değildi. Buna karşılık müslüman kardeşler teşkilatı etkinliğini giderek arttırıyordu.
Sonuç olarak Baas partisi devrimci bir yaklaşımı benimsiyor, Arap milliyetçiliğinin yeniden dirilmesi ve sosyalizmin tesisi ancak devrimci ideoloji ile mümkün olduğunu düşünüyordu.
1940 yılında kurulan Baas partisi, Arap dünyasında devlet ötesi örgütlenen teşkilatların en başında yer alır. Partinin muhalefet döneminde ortaya konulan ideolojik söylemi, iktidara gelince, Suriye ve Irak örneğinde görüldüğü gibi uygulamaya yansımıyordu.
Baas ideolojisi temel niteliği bakımından laiktir. Köklerini hümanist batı felsefesinden alır. İslamiyet’e yaklaşımı İran’dan olduğu kadar sosyalist ülkelerden de farklıdır. Baas partisine göre İslam Arap kültürünün bir öğesidir.
Yön hareketi tarafından önerilen Türk sosyalizmi modelinin ideolojik elemanlarını incelediğimizde Baas modeliyle yakınlığı gözden kaçmamaktadır.
Yön hareketi tarafından önerilen milliyetçilik kavramına yüklenen özel anlam onu antiemperyalist modernleştirmeci azgelişmiş ülke milliyetçiliği ( Doğu Ergil, ideoloji ve milliyetçilik s.78–85) olan Atatürk milliyetçiliğindeki batıya rağmen batılılaşma kaygısından ayırmaktadır. Bu durum Yön’de yerini batıdan kopma, batının siyasal ve ekonomik görüşüne karşı olmaya bırakmıştır.
Bir sonraki yazıda Türk solunun (yön hareketi) darbe girişimlerindeki etkisini inceleyeceğiz.