24 Haziran öncesinde araştırma şirketleri kamuoyu araştırmalarına tam gaz devam ediyor. Son olarak MAK Danışmanlık Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Kulat, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin Birgün'den Meltem Yılmaz'a konuştu.
İşte Mehmet Ali Kulat’ın Birgün'den Meltem Yılmaz'a yaptığı açıklamalar:
Ana aktörlerin kampanya sürecindeki performansını, bunun seçmendeki karşılığını nasıl değerlendirdiğinizle başlayalım isterseniz.
Elbette bu süreçte seçmenin nabzını hangi kesim iyi tutarsa ona yarar. İktidar cephesi ilk kez kesenin ağzını açtığı bir seçim süreci yaşıyor. Bunun yansımalarını göreceğiz ama şu ana kadar sokakta bu verilenler özel bir heyecan yapmış gibi durmuyor.
Neden?
Buna, iktidarın bu vaatleri hayata geçireceğine güvensizlik değil, beklentilerin farklı oluşu neden oluyor. Mesela kitlesel oy potansiyeli olan taşeron işçi yasası çok etkin olmadı. Şimdilerde ceza indirimi ya da af, mali konulara yönelik hukuki düzenlemeler; iyi hamleler olarak görülmekle birlikte seçmen bunları seçim yatırımı olarak okuyor. Halen yüksek toplumsal karşılığı olan bedelli askerlik gibi geniş kesimlere yönelik düzenleme yapılırsa şüphesiz etkisi olur.
AKP bu süreci ekonomik vaatlerle kurguluyor gibi görünmekte, diyorsunuz; peki muhalefet?
Muhalefet daha soyut ama epey zamandır çok acil ihtiyaç haline dönüşen adalet, birlikte yaşama, hoşgörü, barış gibi kavramlara fokuslanmış durumda. Muhalefetin temel söylemi Erdoğan karşıtlığına yoğunlaşmışken yerine konulacak isimlerde kafalar karışık.
Referandumda AKP’nin büyükşehirlerde aldığı sonuçların, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde devam etme olasılığı nedir?
Referandumda yaşananın yaşanmaması için iktidar o belediye başkanlarını değiştirdi. Gidenlerin gitme nedeni toplumu ikna etmişse vatandaş tekrar Ak Parti’ye destek olabilir. Tabii ki gelenlerin gidenleri aratmaması şartıyla. Şu ana kadar yeni gelenlerin toplum tarafından yeterince bilinmediği gözlemlenmektedir.
Meral Akşener cephesinde durum nasıl?
Akşener’in Erdoğan karşısındaki sert ve keskin dili ilk anda oraya bir yönelme nedeni olsa da vaatlerin somut olmaması, reklam dilinin zayıflığı, Türkiye için bir bilen olma fırsatını MHP için bir bölenle sınırlaması, yüzde 10’lara tırmanan oyların ya gerisin geriye adreslerine ya da Muharrem İnce’ye dönmesine neden oluyor.
İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığına baktığımızda, nasıl bir çıkıştan söz ediyoruz?
Yarışa çok sonradan giren Muharrem İnce, 3-5 günlük şu zaman diliminde çok hızlı bir yükseliş grafiği gösteriyor. Özellikle Meral Akşener’e giden CHP oylarını çok hızlı toparlıyor. Zira sol ve seküler seçmenin son 16 yılda Recep Tayyip Erdoğan karşısında yaşadığı muhalefet algısını, proaktif siyaset algısıyla tersine çevirmeye başladı. Sol ve seküler seçmenin uzun zamandır içinde tuttuğu eleştirileri yüksek sesle telaffuzu bir heyecan oluşturmaya başladı. Muharrem İnce bu kısa sürede sol ve seküler seçmende ciddi bir toparlanma nedeni oldu. Halen sağ seçmende özel bir etki gözlemlemiş değiliz. Daha çok yeni... Önümüzdeki günlerde ortaya konulacak argümanlar daha net fotoğrafı verecektir.
24 Haziran tarihinde gerçekleşecek seçimlerde birinci tura ilişkin göstergeler ne yönde?
Şu an itibarıyla bıçak sırtı bir seçim süreci var. Kürt seçmenin tavrı, genç seçmenin duruşu, başkan yardımcıları, kabinenin teşekkül sinyalleri, ekonomi yönetimlerine yönelik inandırıcı kampanyalar ibreyi iki yöne doğru da değiştirebilir.
İkinci tura kalınmasında kim belirleyici olacak?
Seçimin ikinci tura kalması muhalefetin seçim kampanyasıyla ve ittifakların genişletilmesiyle yakından ilgilidir. Özellikle HDP barajı aşamazsa Ak Parti’nin kazanacağı vekil sayısının yüksekliği; Hüdapar’ın kendi oyu değilse de çarpan etkisi itibarıyla Cumhur ittifakının yanında ya da karşısında oluşunun çok önemli olduğunu belirtelim. Şu an itibarıyla seçim ikinci tura kalmaya daha yakın duruyor. Ancak değişkeni çok bir seçim süreci. Önümüzdeki günler farklı gelişimlerle bu dengeler değişebilir. Tabii ki siyasi partilerin aday tespitleri de bu süreçte çok önemli olacak. Geçmişte seçmen için adayın en az etkili olduğu özellikle Ak Parti’nin bu anlamda tespit ettiği adayların halkta karşılıkları da ilk kez bu kadar etkin olacak. Seçim ikinci tura kalırsa TBMM çoğunluğu noktası başta olmak üzere yine birkaç farklı değişken olacak. O noktada, asıl önemli konu Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Kabine Üyeleri sonucunda belirleyicileri olabilir.
HDP ikinci turda ne yapar?
HDP bir ideoloji partisi, yüzde 7-8 çekirdek oyu var. Onun üstü kısmen konjonktürel oylardır. Kampanya mağduriyet üzerine kurgulandığında HDP ile seçmenin çekirdek kısmının safları sıklaştırmasına sebep olsa da; özellikle ekonomik refahı yakalamış Kürt seçmenin Ak Parti’ye kanalize olmasını sağlar. HDP tarafından çok profesyonel bir çalışma yapılması gerekir ki burada da kitlelere terörle aralarına mesafe koyduklarını deklere etmeleri ve kitleleri de buna inandırmaları gerekir.
Cumhurbaşkanlığını Erdoğan kazanır, milletvekili seçiminde muhalefet ittifakı 300’ü geçerse ne olur?
Herkesin aksine; TBMM’de çoğunluğun kaybedilmesini çok büyük bir sorun görmediğimi söyleyeyim. Zira bizdeki sistem ABD’den farklı. Bütçe onayı TBMM’de değil. Diğer konularda da KHK gibi düzenlemeler gündeme gelebilir. Bu durumda farkın büyüklüğüne bağlı olarak erken seçim gündeme gelebilir. Fark çok büyük olursa erken genel seçim gündeme gelir.
Son yapılan anketler ne gösteriyor?
Son araştırmamızda İyi Parti’nin yüzde 10’lar düzeyinde olduğunu gördük. CHP’de çok ciddi bir oy kaybı olmayacak. Saadet Partisi seçimi yüzde 2’ler, hatta biraz daha üstü ile bitirirse şaşırtıcı olmaz. MHP ise bize göre yüzde 7-8’lerde.
İçinde bulunduğumuz ekonomik tablo seçime nasıl yansıyacak? Ekonomi, seçmeni nasıl, ne şekilde motive ediyor?
Ekonomi şüphesiz seçmen davranışlarında kilit etkiye sahip. Lakin muhalefetin sık sık kullandığı ekonomi kötü söylemini her gün görüp yaşayan sokaktaki vatandaşın sorunu şu; Evet ekonomi kötü, lakin gelecek olanların bunlardan daha iyi yöneteceklerine dair bir sorunsalı var. Yani tamam Tayyip gitsin de yerine gelecek hangi lider ekonomiyi bunlardan daha iyi yönetecek? Muhalefet ekonomide iyi bir güven oluşturmazsa vatandaş davranışında tercih muhalefetten yana olmaz. Ev almış, araba almış bankalara milyonlarca borçlu olan insanlar bu borcu bir ödeme takvimi içinde ödemeyi planlarken geçmiş krizler benzeri sıra dışı enflasyon ve devalüasyonları göze alamıyor. Ayrıca ekonomik krizleri uluslararası aktörlerin ülke bekasına bir operasyonu olarak sunuyor ve milli duyguların çok dinamik olduğu bugünde bu ifadeler olumlu algı yapıyor.
24 Haziran seçimlerindeki ittifaklar, dengeleri nasıl etkileyecek?
24 Haziran’da yapılacak olan seçimin iki farklı boyutu var. Birincisi, TBMM’nin yeni dönemdeki teşekkülüne yönelik parlamento seçimi. İkincisi, Cumhurbaşkanlığı seçimi. Bunlardan ilkinde muhalefetin farklı partilerin içinde olduğu ittifaklarla baraj sorununu aşmış olması iktidarın aleyhine. Burada muhalefetle hem Millet ittifakını, hem de Cumhur ittifakı içindeki partileri kastediyorum. Bize göre baraj problemi olan irili ufaklı tüm partiler vekil çıkarabilme ihtimali nedeniyle doğal olarak seçime asılacaklar ve bu noktada giden oylar ağırlıklı Ak Parti’den gidecek. Daha anlaşılır şekliyle ifade edecek olursak; Saadet, Demokrat Parti, İyi Parti, Ak Parti’den oy alacağı gibi MHP de Ak Parti’den oy alacak.
siyasetcafe.com