23 Haziran seçimlerinin ardından AK Parti ve MHP, yenilginin sebeplerini tartışıyor.
MHP’nin yayın organı Türkgün gazetesi yazarı Mustafa Önder “Seçimi kaybettirenlerden biri de…” başlıklı yazısında, hükümete yakın bazı gazetecileri ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu suçladı.
Mustafa Önder yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Biz hep Tayyip Bey yalnız ve yanlış bilgilendiriliyor diyoruz ya… 23 Haziran sonrası bu çıkar çevresi birer ikişer baş göstermeye başladı… Kıpırdanmalar, homurdanmalar, saf değiştirmeler…
Galiba AK Parti ve Erdoğan, ciddi bir arındırmaya gitmezse epeyce başı ağrıyacak… Ama 23 Haziran'a çıkan yolda taşları döşeyen birilerini hatırlamalılar… Aslında 23 Haziran yenilgisinin tohumunu Serok Ahmet attı…
Bilgiç, kibirli, ön yargılı, pazarlıkçı, tecrübesiz ve maceraperest bir teorisyendi… Başbakanken Londra’yı, New York’u, Davos’u hiç ihmal etmedi ikbal için. “Şam’da Cuma” hikâyesinin ülkeye doldurduğu mülteciler onun eseri… MİT Müsteşarı Fidan’ı, Erdoğan’dan habersiz vekilliğe soyunduruşu… 7 Haziran sonrası istikşafi CHP görüşmeleri… Hep Serok Ahmet’in marifetleri arasındaydı…”
Mustafa Önder yazısını şöyle sürdürdü:
“’Stratejik derinlik’ ustasının, Erdoğan’a attığı kazığın haddi hesabı yok… 17-25 Aralık karanlığında 4 bakan üzerinden oyuna kalkışır…
Hatta ‘Tayyip Bey'in kafasındaki çözüm süreci’ni HDP’lilerin ellerine teslim ederek çuvallar… Böylece devleti aciz duruma düşüren de odur… Bu sırada Arınç’ı alkışlayarak başka bir oyunu da dener…
Sermaye çevrelerini dolaşıp durur… Cumhurbaşkanlığı sistemi çalışmasında esamesi okunmaz! AKP’de Tayyip Bey'e karşı tam bir vefasızlık örneğidir! Kaşla göz arasında medyasını kurgular…
Karaalioğlu, Mahçupyan, H. Albayrak, Oğur, Karagül, Tuna, Selvi ve Beki, onun “sessizliği”nde Erdoğan karşıtlığına başlar…
Kaplan, Altınok, Tayiz, Barlas, Babaoğlu’nun Erdoğan’ı baskıcı bulması da bu devirdedir…
Karar bu günlerde ortaya çıkar… Sonra…
Alman dostlarından AP Başkanı Schulz’un Erdoğan’a hakaretlerine gıkını çıkarmaz… Ankara’da Erdoğan-Obama görüşmesinin üzerinden bir ay geçmeden Washington’dan randevu isteyen de Serok Ahmet’tir!”
Önder yazısında şunları kaydetti:
“Hain Can Dündar’ın serbest kalışına çok sevinir… Tayyip Bey'in ‘Karara saygı duymuyorum’ sözüne, ‘Onun şahsi fikridir’ yorumunu yapan da sözcüsü Kurtulmuş’tur!
O dönemlerde ‘paralel için cüppemi giyerim’ diyen Arınç’ı Manisa’da karşılayan da Serok Ahmet’tir…
Bunları iyi görmeli AKP teşkilatları… Adam şimdi parti kurmaya kalkıyor… Tayyip Bey'in çevresindeki allameler de suçu başkasına yıkma derdinde…
‘Halkı tekrar sandığa mecbur eden YSK olmasına rağmen, bunun faturası da AK Parti'ye kesilmiş’ diye garip cümleler kuran ve ‘31 Mart’taki seçmen listesiyle yapılan’ 23 Haziran seçimlerindeki farkın ‘18 yaşına giren gençlerin CHP’ye oy vermesinden kaynaklandığını’ söyleyecek kadar cehalet anıtı gazetecilere bir çekidüzen verilir umarız…
Tayyip Bey, AKP kongresinde Binali Bey'e odaklanıp problemi çözmüştü… Binali Bey, sabırla, itaatle, vefakârlıkla üzerine düşeni yaptı… Lakin birileri yine olmadık kumpaslar peşinde…
Hem Tayyip Bey'in hem de Devlet Bey'in ısrarlı ‘Cumhur İttifakı’ açıklamalarına rağmen… Hâllerine bakmadan, MHP ve Bahçeli’yi diskalifiye etme gayreti hâlâ sürdürülüyor… 23 Haziran’a giden yoldaki taşları döşeyenler göz ardı edilmemeli…
Şimdi parti kurmanın derdine düşmüşler… Erdoğan’a yeni bir hançer saplamanın zevkini tadacaklar illâ… Bizce çekin iplerini, bırakın gitsinler…'
SİYASETCAFE.COM