Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Cumhurbaşkanı’ndan Meclis Başkanı’na, benim, ailelerimize, çocuklarımıza varıncaya kadar herkesi dinlemişler” diyerek yeni bir mağduriyetten söz ettiği ve buna karşı yasal düzenleme yapacaklarını açıkladığı yasadışı dinleme ve izlemeleri, yakın dönemde siyasi rakiplerine ve büyük davaların sanıklarına karşı kullanması dikkat çekiyor. BDP’lilerin yasadışı telefon tapelerini miting meydanlarında okuyan, Ergenekon dinlemeleri için “teknik takip” diyen Erdoğan, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP’lilerin kasetleri çıktığında da, “Yanlarındaki eşleri değil ki”, “Bunlar özel değil genel” ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan’ın yasadışı dinleme ve izlemeler konusundaki tavrı, 17 Aralık öncesi ve 17 Aralık sonrası denilebilecek, yüzde yüz farklılık gösterecek nitelikler taşıyor. Erdoğan özellikle AKP iktidarının 2007’den sonraki döneminde başta Ergenekon, KCK ve Balyoz dava süreçlerinde ortaya çıkan yasadışı dinleme ve izlemeleri savunan açıklamalar yaptı. Erdoğan’ın, çok sanıklı davalarla gündeme gelen dinleme ve izleme olaylarıyla ilgili tavrını gösteren açıklamaları şöyle:
BDP tapelerini mitingde okudu: Erdoğan, 2011 seçimlerine Oslo görüşmelerinin olumsuz sonuçlanması nedeniyle BDP ile çatışarak girdi. O sırada BDP Elazığ il yöneticisi ile BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın yasadışı kaydedilen telefon konuşması internette yayımlandı. Erdoğan Elazığ mitinginde bu ses kayıtlarını gündeme getirerek “BDP’nin Elazığ il başkanıyla, BDP Eşbaşkanı arasındaki telefon konuşması internete düştü mü? Düştü. BDP’nin Elazığ İl Başkanı ‘AK Parti Elazığ’da bir kez daha 5-0 yapmasın’ diyor. ‘Eğer CHP 1 milletvekili çıkaracaksa, oyumuzu CHP’ye verelim, MHP çıkaracaksa, oyumuzu MHP’ye verelim’ diyor. Bu nasıl bir işbirliği? Bu nasıl bir muhabbet Sayın Bahçeli? Bu nasıl bir tezgâh?” diye konuştu.
Teknik takip: Erdoğan, İran dönüşü açıklamasında telefon tapelerinde dinlemeye takılanların kayıtlarından yakınarak “Direkt dinlemesi şart değil zaten. Mesela kalkıyor Deniz’i dinliyor, ben de telefonla Deniz’le konuşuyorum. Oradan takılıyor veya Okan ile görüşüyorsa oradan giriyor. Yolu çok” dedi. Oysa Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz’da gündemi sarsan yasadışı dinleme tapelerine “teknik takip” nitelemesini yaparak “Ortaya bakın bir sürü şeyler çıktı. Biliyorsunuz teknik takibe takılmalar vs. birtakım gazetelerde yayımlandı, internet sitelerinde yayımlandı. Bunlar bizi rahatsız eden konular. Ve kimlerle ne bağlantısı kuruyor bakın bunlar ortaya çıkıyor. Bunlar ortaya çıktıkça kim bilir geçmişte neler oldu neler?” diye savunmuştu.
Çeteler ortaya çıkıyor: Erdoğan yine aynı dönemde internete düşen kayıtlar için değişik konuşmalarında, “Neler neler ortaya çıkıyor görüyorsunuz, her şey ortaya saçılıyor, pislikler ortaya çıkıyor. Daha neler ortaya çıkacak göreceksiniz. Çeteler, mafyalar, karanlık güçlerin faaliyetleri bir bir ortaya saçılıyor” ifadesini kullanmıştı.
Baykal eline, diline, beline hâkim olsun: Erdoğan, 17 Aralık sonrası süreçte Deniz Baykal kasedini de “Paralel yapının komplosu” sözleriyle gündeme getirerek “Bu komplonun Türkiye’nin hayrına değil şerrine olduğunu lütfen görün. Bu komplonun benzerleri Baykal’a, Demirel’e, Erbakan’a da yapıldı. En sert cevabı vermezsek bu komploların benzerleri yapılmaya devam edilecektir” dedi. Erdoğan, kasedin yayımlanıp genel başkanlıktan ayrılması sürecinde ise Baykal’ı “aile değerlerine zarar vermek” ve “ahlaki olmayan davranışlarda” bulunmakla suçlamıştı. Erdoğan, Baykal kasedi için, “Bak Hacı Bektaşı Veli diyor ki; eline, beline, diline, hâkim ol diyor. Hanım kardeşlerimden özür diliyorum, ama bundan önceki beline hâkim olmadı, gitti. Bu özel değil, genel” demişti. Erdoğan Baykal için ayrıca “Bir kasetle duman oldun gittin. Söylemeyecektim, konuşmayacaktım, en sonunda konuşturttu” ifadesini kullanmıştı.
Kasetteki eşiniz değil: Erdoğan, Baykal ve MHP’lilerin kasetleri için ise yine seçim meydanlarında konuşmuş ve “Yanlarındaki eşleri değil ki bu özel hayat olsun... Başkası olunca bu ne oluyor, genel oluyor... Bu nasıl milliyetçilik...” demişti.
Yanlışınız yoksa dinlenmekten korkmayın: Eski Ulaştırma Bakanı ve AKP İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım ise yasadışı dinleme ve izlemelerle ilgili yoğun eleştirilere, “Yanlış işiniz, yasal olmayan işiniz yoksa, dinlenmekten korkmayın, istediğiniz kadar konuşun. Teknolojinin önüne geçme imkânı yoktur. Kim ne yaparsa yapsın, yasal olmayan yollardan yaparsa, delil, şantaj olarak kullanamaz, bunun yaptırımı var” karşılığını vermişti.