"Biden karşılıklı beklentileri ortaya çıkartmaları için önce Dışişleri Bakan Yardımcısını Ankara’ya gönderdi, ardından da Birleşmiş Milletler’deki daimi temsilcisini…" diyen Koru bu kişilerin Türkiye'den "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasıyla Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmaları"nı beklediklerini yazdı.
Fehmi Koru, Türkiye'nin Brüksel'e "karşı-ziyaret" yapmayarak bunu reddettiği görüşünü ileri sürdü.
Fehmi Koru, Biden'le görüşme öncesi Türkiye'nin "Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ı" serbest bırakmasını -elbette adet olsun diye başka bir kaç 'gazeteci'yi daha- beklerken bunun olmamasının görüşmeyi olumsuz etkileyeceğini iddia etti.
Demirtaş ve Kavala'nın bırakılmasının Erdoğan'ın elini güçlendireceği öğüdü veren Koru, "Oldu mu? Cevabı biliniyor: Olmadı." diye üzüntüsünü dile getirerek, "Tam tersi oldu. Anayasa Mahkemesi tarafından daha önceki başvurusu yetersiz bulunarak geri çevrilmiş olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP’yi kapatmayı hedefleyen iddianamesini önceki gün yeniledi. HDP’nin kapatılması yönünde bir girişim bu. İddianameye uyulursa 500 HDP’li politikacıya siyaset yasağı gelecek, çoğu cezaevi yolunu tutacak… Aynı günlerde, Cumhuriyet gazetesindeki genel yayın yönetmenliği sırasında ‘MİT TIRları’ diye bilinen haberi yayınladığı için hakkında dava açılmış olan gazeteci Can Dündar hakkında bir mahkeme ‘kırmızı bülten’ çıkartılması kararını verdi." dedi.
NATO Zirvesi ve ikili görüşmeye birkaç gün kala olan bu yeni iki gelişmeye üzülen Koru, "Joe Biden ile Türkiye-ABD ilişkilerini onarmak için görüşeceği Brüksel seferinden hemen önce meydana gelen gelişmeler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini zayıflatacak türden. Takvim ters işliyor. Herhalde bir sebebi olmalı ama, ne?" diye sordu.
"Sebebi"nin Türkiye'nin kendi çıkarları, artık bağımsız kararlar almak istemesi olduğunu Fehmi Koru'dan başka herkes bildiği için, Koru'nun bu sorusu oldukça tuhaf karşılandı.
Siysetcafe.com