Bayram bayram sosyal medyaya bir görüntü düştü!
Afyonkarahisar’da bir vatandaş elinde bir kürek polise karşı koyuyor.
Polis onu ikna etmeye çalışıyor.
O ise kendisini sakinleştirmeye çalışan polis memurunun başına kürekle vuruyor.
Hem de öldüresiye vuruyor.
Polis memurunun arkadaşı da yanında…
Fakat vatandaş acımasızca küreği sallıyor.
Polis memurlarının yapması gereken tek şey silahına davranmak ve şahısı etkisiz hale getirmek.
Ama ölümle karşı karşıya oldukları halde bunu yapmıyorlar.
Ve şahıs polis memurlarını yaralayıp kaçıyor…
…
Haberin görüntüleri sanal âleme düşer düşmez, sosyal medya da bir yorum patlaması oluyor;
Saldırgana ana avrat küfür eden mi dersiniz, hukuka kanunlara verip veriştiren mi dersiniz, “niye vur emri yok” diye asıp kesenler mi dersiniz, polislerin ‘beceriksizliğine’ laf atan mı dersiniz…
“Polis vursaydı ne olurdu ?” diye sonuç belirten sanal avukatların yorumlarını mı görmek istersiniz, polisi savunacağım diye bazı olaylarla durumu karşılaştıranların yorumların mı görmek istersiniz…
Vel hasılı olayın iki dakikalık görüntülerle izleyenlerin her konudaki uzmanlık durumlarını görünce insan “acaba kim bu hain, katil…” diye merak ediyor...
Bunu merak ederken şahısın biraz hırpalanmış hali bu sefer basına düşüyor…
Bu sefer yeni yorum ve saldırılar başlıyor!
-İşte polisimize kürek çeken “hain” cümlesiyle başlıyorlar ve “o küreği münasip bir yerine niye sok…nız” sonucuna gidecek kadar cümle kuruyorlar.
Bunları da okuyunca , “ vayy be polisimizi ne kadar seviyorlar” diye sevinesi geliyor insanın…
Buraya kadar anlattıklarım aslında bizim sosyal medya kültürümüzün özeti.
Resme, videoya, yorumlara bakarak gaza gelme “vatanperverliğimiz”
Oysa resme, videoya, habere bir başka açıdan bakmayı denesek sizce durum ve sonuçları çok farklı çıkıyor!
OLAYIN GERÇEĞİ ŞU!...
Olay, Sahipata Mahallesi Kocatepe Polis Merkezi yakınlarında saat 13.00 sıralarında meydana geliyor…
Akli dengesi yerinde olmadığı öğrenilen O.G. rahatsızlanınca ailesi hastaneye götürmek istiyor…
112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar üzerine adrese ambulans gönderiliyor…
Ancak O.G., sağlık görevlileri ile ailesine direnip, ambulansa taş attıyor, Camı kırılan ambulanstaki sağlık personelini yaralıyor…
Bunun üzerine bölgeye polis desteği isteniyor…
Yakındaki polis merkezinden gelen ekipler, O.G.’yi sakinleştirip, ambulansa bindirmeye çalışıyor…
O.G., eline geçirdiği kürekle de polis ekiplerine küfredip, hakaretlerde bulunarak direniyor ve saldırıyor da…
Şimdi duruma bu pencereden bakalım!
Polise “vur emri” yetkisi zaten kanunlarda verilmiş olmasına rağmen polis hayatından olma pahasına rağmen vurmadı.
Çünkü karşısındakinin bir hasta olduğunu biliyordu.
İnsani bakış açısından mı, kanuni yetkilerden mi bilmem ama o polis memurlarına davranışlarından dolayı bence ödül verilmeli.
-Bu olay ABD’de olsaydı o hasta eline kürek alır almaz öldürülürdü.
-Bu olay Rusya’da olsaydı o hasta öldürülür ve terör damgası vurulurdu.
Bu olayın batı medeniyeti ile doğu medeniyeti arasındaki fark biri öldürür “pardon” der, diğeri öldürür gerekçe üretir.
Ülkemizin oralardan farkı ise emniyet teşkilatımızın insanını canından öte sevme gerçeğinde saklıdır.
Bu olay karşısında sosyal medyada ahkâm kesenlere de ya bir eğitim programı tavsiye edilmeli, ya da psikolog önerilmeli.
Oysa hepsinin yapması gerek tek bir şey vardı; olaydan sonra emniyetin durumla ilgili açıklamasını beklemek ve yorum yapmak.
O hasta insanı polis hemen vursaydı mutlu mu olacaktınız?
Sonra aslında bir hasta olduğunu öğrendiğiniz polise mi saldıracaktınız?
Bence kanunlardan, nizamdan önce gerçekçi, hakkaniyetli ve olaylara net bakan bir halka ihtiyacımız var.
Bu olayda o iki polisimize kahraman gözü ile bakmak gerekirken nedenleri bilmeden yaptığımız yorumlarla olayın kutsallığına gölge düşürdük.
---
Burada eleştirilmesi gerek tek konu şu; o saldırganın hasta ve tehlikeli olduğunu bilen emniyet daha tedbirli veya daha profesyonel ekibini oraya gönderemez miydi?
Muhtemelen olay yerine en yakın ekip onlardı ve durumun bu denli olduğunu tahmin edemediler.
Allah’tan sokağa çıkma yasağı vardı da o hasta vatandaşımız linç edilmedi.
Diyeceğim o ki; hiç bir şey sosyal medyada gördüğünüz gibi değil.
Biraz okuma, biraz sabır, biraz konunu detayına inmek ve sloganlara yapışmamak bu sosyal medya sorunumuz yene bilir.
Dünya artık bu sektörle idare ediliyorken bizim olaylar karşısındaki tavırlarımız da daha mantıklı, daha ahlaklı olmamız bir vatan borcudur.
Unutmayın!
Sosyal medyadaki tavırlarınızla da ameliniz hesaba çekilecek.
Bu olayları görünce aklıma Necip Fazıl’ın “reis bey” romanı geldi…
Merhamet ve hakikat için bir kez okumanızı tavsiye ediyorum.
Ve tekraren öneriyorum ki; o polislere merhamet belgeli bir madalya verilmeli.
Bu ülkenin bir delisini bile canından aziz sayan emniyetimize teşekkürler.
İnsanı yaşatmak bu işte.