EDEP!
Tasavufla ilgili bir araştırma yapmak, bir şey okumak isterseniz hemen hemen hepiniz şu beyitle karşılaşırsınız:
'Ehl-i irfan arasında aradım kıldım taleb
Her hüner makbul imiş illâ edeb illâ edeb'
İskender Pala bu beyiti şöyle açıklıyor, 'Bilgeler, meclisinde kendine uygun bir hüner arayan kişinin her hünerden daha çok edebi makbul sayması, sufîlerin toplum vicdanına ne derecelerde tesir ettiğinin de delilidir.'
Sadece Sufi`liktemi böyle bu? Değil!
Türk-İslam toplumunun her zerresinde hayata zikreder EDEP!
Ve milletinin en küçük birimi ve fakat merkezi olan aile-ocak yapısında Edep birinci planda terbiye meselesidir. Bunun için dergah, şehy, mürşid, mürit gibi safhalara da gerek yok.
Anne , baba , çocuklarlardan oluşan bir ocak yeter.
Hepimiz Anadolu çocuğuyuz ve hemen hemen hepimiz anne babalarımızla şu örnekleri yaşamışızdır;
-Bir olay karşısında yükse selle bağırınca anneniz `edepsiz edepsiz bağırma` diye uyarırız..
- Diyelim babanıza kızdınız ve kapıyı hızla çarparak çıktınız arkanızdan şöyle bir ses duyarsınız `edepsizzzz..`
-Yemek yiyenin ağız şapırdatması, ağızda lokma varken konuşması, kahveyi, çayı höpürdeterek içmesi, fincanı yahut bardağı ses çıkartarak tabağa koyması yahut da sofrada kaşık ve çataldan ses çıkartması edep harici hareketlerdendir.
Bütün bunları günlük hayatımızda başka başka mecralarda bulabiliriz.
Ve tüm bunlar bizim kültürümüzde vardır başka kültürlerde bulmak çok zordur.
Bu açıdan Türkçenin en güzel kelimelerinden biridir "edeb".
Bir başka dile çevrilmesi çok zordu. İngilizce'de, İspanyolca'da, Fransızca'da, Almanca'da....vb.. birebir karşılık bulmak zordur.
Haddini aşmamak, kalp kırmamaktır edeb.
Dedikodudan, haksızlıktan ve ithamdan uzak durmaktır edeb.
İnsan-hayvan, canlı-cansız veya önemli-önemsiz ya da zengin-fakir ayrımı yapmadan etrafına hoş bir nazarla bakmaktır edep
Aşırılığa gitmemektir edeb.
Hileden, yalandan ve zorbalıktan hazzetmemek; kimseyi aptal yerine koymamak, aşağılamamaktır edep.
Başkalarının kusurları örtmektir edep.
Tüm bunlara sahipken 'BEN' demekten kurtulmaktır edep.
Kısacası; İslamın güzel Ahlak olduğunun özetidir edep.
Ne demiş Yunus:
İlim meclislerinde aradım, kıldım talep.
İlim geride kaldı ille edep ille edep.
Ne demiş Nabi:
Hadd-i zâtında kim olmazsa edib.
Feleğin sillesi eyler te'dib.
Ne demiş Sümbül-zâde Vehbi Efendi:
Setr eder ayıbın insanın hep.
Ne güzel nâme imiş sevb-i edep.
Ve ne güzel demiş Kaygusuz Abdal :
Edepli ol can isen
Hakk’ı bil insan isen
Müştak-ı sultan isen
Var edep öğren, edep
Öyle ise, tarihimiz, ecdadımız, ailemiz, edebiyatımız, dinimiz, medeniyetimiz bu kadar güçlü bir EDEP `i işaret ediyorsa bizim şu an düştüğümüz durumun adı ne?
Çok basit EDEB`in tam tersi EDEBSİZ`lik halidir.
Toplum bu hale razı olduğu için mevlanın adalet terazisine bile, günah defterine bir el atmış durumda.
Kaset skandalları buna bir özettir.
Edepsizlik o kadar boyutunu aşmıştır ki, özel hayatı tehtit eder duruma gelmişti.
Ve maalesef toplum edebsizlerin hallerini izlerken rahatsız olup utanacağı yere onlara prim yaptırmaktadır.
Adam karısını aldatıyo evet bu bir UTANÇ!
Adam başkası ile ilişkide evet bu bir UTANÇ!
Bu utancı yaşayan kadar bunu servis edende aynı terazi de benim gözümde.
Hatta servis eden günahı işleyenin yükünü azaltmaktadır.
Yazıklar olsun Edebsizlere ve Edepsizlikten prim yapmak isteyen Makro Edepsizlere.
Selçuk Düzgün