40 yıl Rus egemenliği altında yaşamış (1878-1918) ve dini inançları, örf adetleri ve yaşam biçimleriyle dünyanın en ilginç topluluklarından biri olan Malakanlar ya da Molokanlar çok tanınmasa da en eski topluluklardan biridir.
Malakan kelimesi Rusça Molokon’dan gelir ve bu dilde “Süt içenler” anlamına gelir.
Malakanların hayat felsefeleri iyilik, dürüstlük, kardeşlik ve yardımseverliktir ve Dünya’nın en barışçıl ve en çalışkan topluluklarından biridirler.
Malakanlar için hayat Bolşevik Devrimi öncesi ve sonrası diye ikiye ayrılır.
AFOROZ EDİLDİLER
Malakanlar (süt içenler) diye adlandırılan topluluk, Bolşevik Devrimi öncesi yani 19. yüzyılın en başlarında, Rusya’da yaşayan bir Ortodoks dini topluluktu fakat bu grup diğer Ortodoks gruplarından farklı davranışlar gösteriyorlardı. Rus Ortodoks Kilisesi’nin dışında Protest hareketler sergilemeye başlayınca kilise ile aralarında gerilme yaşandı. Örneğin Rus Çarlık Kilisesi bunlara en basitinden haftada en fazla iki gün süt içeceksiniz diye dayatma içine girerken, Malakanlar her gün süt içtiler.. İbadet ederken kilise kullanmıyor, aracı olarak Rahip bulundurmuyor, haç da kullanmıyorlardı ve domuz eti de yemeyen bir topluluktu.
Malakanlar savaş karşıtı bir topluluktu bu yüzden toplu silah yakma eylemleri yapıyorlardı.
Malakanların Ruslar ile gerilimleri 93 Kırım Harbi’ne kadar sürdü. 93 harbi diye anılan Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Kars’ın Ruslar’ın eline geçmesi ile netleşmeye başladı.
Malakanlar Eski Ahit’i örnek alıp Tanrı ile insan arasına hiç kimsenin aracı olamayacağı fikrini savundular.. Çarlık Rusyası’ndaki kilise otoritesine karşı geldiler ve sonuçta aforoz edildiler. Afarozların ardından Rusya içine sürgünler başladı. Sonrasında da Kars, Ardahan ve Batum’un Rus egemenliğine girmesinden sonra Anadolu’nun bu kısmına özellikle de Kars yöresine sürgün edileceklerdi.
Bu sürgün Malakanlar için ne ilk ne de son olacaktır ve 40 yıl sonra Kars tekrar Türkiye Cumhuriyeti’ne geçince bu güzel topluluğun büyük çoğunluğu yine mecburi sebeplerden ötürü tekrar Rusya’ya, bir kısmı de ABD, Kanada ve Yeniz Zelanda gibi Dünya’nın değişik ülkelerine göç etmek zorunda kalacaktır.
SÜT KOKAN İNSANLAR TARIMSAL DEVRİM YAPTILAR
Malakanlar yeni ülkelerine çabuk uyum sağladılar, tarım ve hayvancılık konusunda gerek Hollandalılar gerekse İsviçreliler’den öğrenmiş oldukları o dönemin modern tekniklerini uygulayarak Kars'ta önemli tarımsal devrimlere imza atmaya başladılar.
Yerli nüfus ile çok hızla entegre olarak tüm bildiklerini öğretmeye başladılar, kısacası kız almak vermek dışında her konuda Müslüman nüfusla oldukça iyi geçiniyorlardı.
Kilise, papaz ve haç kullanmadıkları için dinsel bir ayrım da göze çarpmıyordu.
Malakanlar doğayı çok iyi kullanmayı bilen bir topluluktu. Dere kenarlarına un değirmenleri kurdular, tarımda at kullanarak hızlı tarım yapmayı öğrendiler, öğrettiler. Malakan inekleri yetiştirerek normalden fazla süt elde ettiler ve zavotlar yani imalathaneler kurarak çecil, gravyer ve kaşar peyniri üretmeye başladılar.
Bölgede ilk kez patates ve şeker pancarı üretimi başlattılar. Kaz yetiştirmeye başladılar ayrıca müzik ve sanat konusunda da çok başarılıydılar.
Evlerinde piyano bulunduruna Malakanlar, belki de Rus dönemi Kars’ından kalan bu opera ve konservatuar geleneğini de Türk Cumhuriyeti dönemine taşıyan ve yaşatan insanlardır.
BOLŞEVİK DEVRİMİ SONRASI
1878’den 1917’ye kadar süren Kars’taki Rus hâkimiyetinde yaşayan Malakanlar, Türkler ve Ermeniler için her şey güzel giderken Rusya'da oluşan 1917 Bolşevik Devrimi her şeyin başlangıcı ve sonu oldu.
Ruslar Kars'tan ayrılınca Malakanlar’ın bir kısmı da Rusya döndü. Geri kalanlar 1918 ve 1919 arası Kars’ta yaşamaya devam ettiler.
Lalan Malakanlar, Anadolu'daki ilk cumhuriyet olan Kafkas Cenubi Garp Cumhuriyeti kuruluşunda da İngilizler’e karşı Türkler’in yanında yer alarak, delege bile olarak yardımda bulundular.
Kars artık ortak memleketleriydi…
Fakat Malakanlar savaş karşıtı bir topluluk olduğundan dolayı 1919’da Kuva-yı Milliye tarafından Türk ordusunun yanında savaşmaya davet edilince Malakanlar çok sevdikleri Türkler’e de aynı cevabı verdi: “Biz savaşmıyoruz silah yok”.
Yukarıdaki görselde bir Bir Malakan Evi görülmektedir.
Sonunda baskılara dayanamayan Kars’ın son Malakanlar’ı da ünlü yazar ve Malakan dostu Tolstoy’un yardımlarıyla Batum'a yanaşan gemilerle Kafkasya’yı terk etmeye karar verdiler.
Bir kısmı Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Avustralya gibi savaştan uzak ülkelere göçmek zorunda kaldılar.
Artlarında bıraktıkları diğer Malakanlar ise İstanbul’da gerçekleşen 6 ve 7 Eylül olayları sonucu korku ile Anadolu’yu terk ederken, Kıbrıs Harekâtı ve de Almanya'nın işçi alması ile oluşan göç dalgası son Malakanlar'ın da tamamen gitmesine neden oldu.
Diğer bir sebep; nüfus azalması sonucu akraba evlilikleri ve ensest evlilikler yapmaktan kaçınmak adına da, Malakanlar’ın yaşadığı yerlere göç etme isteği etken oldu.
Malakanlar'da boşanmak yasaktı. Malakan kadınları evlendikten sonra baş örtüsü takarlardı.
Rusya’ya giden bazı Malakanlar tekrar Kars'a geri dönmek isteseler de Rus hükümeti ellerinden pasaportlarını alarak dönüşe izin vermedi.
Günümüzde Malakanlar
Rusya’sındaki Stalin’in baskıcı rejimi, gerekse göç edilen yerlerdeki dil ve düzenden dolayı Malokanlar giderek asimile olmuş ve sayıları günden güne azalmıştır. Günümüzde kendini Malakan olarak tanımlayan 20 bin civarı kişi olduğu tahmin edilmektedir. Bunların büyük çoğunluğu ABD ve Rusya’da yaşasa da Avustralya, Meksika ve hatta Yeni Zelanda’da yaşayanlar bile vardır.
Malakanlar kendi içlerinde Postoiannye ve Pryguny molokanları diye ikiye ayrılıyorlar. Bu iki grubun gelenek ve görenekleri ve bazı inançları farklılık gösterebiliyor. Postoiannye (Constant) Molokanları Sobraniia denilen toplu ibadetlerini daha çok kilisede ve ibadete ayrılmış yerlerde yapmayı tercih ediyorlar. Bunlar ayrıca Easter ya da Christmas gibi tarihi Hristiyan bayramlarını kutluyorlar. Bunların aksine Pryguny (Abd’deki Jumpers ya da Rusya’da maksimisti) Molokanlarıysa Sobraniia’yı da daha çok evlerde yapmayı tercih ederken aynı zamanda Eski Ahitteki bayramlardan olan hamursuz bayramı ya da gül paskalyası gibi bayramları kutluyorlar.
Kars yöresinde ise sadece 3-4 Malakan ailesi kalmıştır.
Malakanlar Kars’ta güzel izler bırakmışlardır, işte o izlerden çok güzel bir Malakan şiiri:
Bir sarmaşık olsaydım, sıkıca tutunsaydım bir yere,
Sökülüp atılmasaydım, köklerimi salsaydım derinlere.
Bir sarmaşık olsaydım, dolasaydım gövdemi döne döne,
Günlerce aynı yerde kalsaydım, hareketsizlikten uyusaydım.
Bense ayrık otuyum, her çıktığı yerden sökülen,
Sarmaşık olmak isteyip de, basit bir ot bilinen
Bir ayrık otuyum, kökü olmayan, sevilmeyen
Sarmaşık olmaya özenen, öylece bir ot işte…
Kaynaklar:
CRS Religions Summaries, Molokans
‘Kars ve Çevresinde Aydinlanma Hareketleri’ Erkan Karagöz. 2005
Kars Area Spiritual Christians
Trt Belgesel: Tarihin Emanetleri; Malakanlar.
Siyasetcafe.com