2020 Senesine girdiğimiz Ocak ayından itibaren yaşanan olumsuzluklar hep üst üste geldi.
Orman yangınları, kazalar, depremler, suikastlar, ticaret savaşları ve son olarak bir VİRÜS salgını.
ÇİN'in WUHAN kentinde başlayan bu salgın 3 ay gibi kısa bir sürede bütün dünya'ya hızlı bir şekilde yayılmaya başlamış olup, DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ (DSÖ) dünyamız için bir PANDEMİ (SALGIN) uyarısı yapmıştır.
Bu salgın bütün dünyayı etkisi altına alırken bir çok komplo teorilerini de beraberinde getirmiştir.
Bu virüs Çin'in Wuhan kentinde çıkmış olmasına rağmen 1,3 milyarlık nüfusa sahip bir ülkede nasıl oldu da diğer yerlerde salgına sebep olmadı.
84 bin vaka sayısıyla kontrol altına alındı. ABD'de 800 binlere varan Avrupa'da başta İtalya, İspanya, Fransa olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde 150 bin ile 200 bin arasında vaka sayılarına sebep oldu.
VİRÜS ABD de hızla ilerlerken, İRAN'da vaka artışları çok yüksekken ve AVRUPA'da İTALYA, İSPANYA, FRANSA, İNGİLTERE, ALMANYA gibi gelişmiş ülkelerde vaka sayıları yüz binlerle ifade edilirken, neden İSVEÇ, İSVİÇRE, KOSOVA, BOSNA HERSEK, BULGARİSTAN, HIRVATİSTAN gibi orta ölçekli yerlerde vaka sayısı az, ORTADOĞU'da İRAN tavan yaparken SUUDİ ARABİSTAN, MISIR, BAE, IRAK gibi yerlerde vaka sayıları dünya ortalamasının altında???
Virüs henüz daha AVRUPA ve ABD gibi devletlerde gözükmezken WUHAN kentinden gelen görüntüler bütün dünyanın ABD'nin son dönemlerde ticaret savaşlarından dolayı ÇİN'e karşı yapılan bir biyolojik silah teorileri atılmaya başlandı. Görüşler Çin'in ekonomisine darbe vurmak amacıyla hazırlandığı yönündeydi.
Bu salgın dünyadaki devletler üstü yapılan bir projedir. Dikkat edin Rockafeller Vakfı, Bill Gates ve Milanda Gates Vakfı, Johnson and Johnson İlaç Firması ve John Hopkins Üniversitesi EKİM 2019 tarihinde EVENT 201 isimli 'VİRÜS SALDIRISI' tatbikatı yapmıştır.
ABD'de salgın ile alakalı istatistikleri JOHN HOPKİNS ÜNİVERSİTESİ veriyor. İlginç değil mi?
Dünyada aşı ile ilgili yapılan açıklamalara bakalım JOHNSON AND JOHNSON ilaç firması EYLÜL 2020 de aşı çıkar diyor. İlginç değil mi ve son olarak ta BİLL GATES açıklama yapıyor 2021 de aşısı bulunur diyor.
Bu kadar ilginçlikler bir arada olması da açıkçası çok ilginç değil de nedir.
Virüs yayılmaya başlayınca ortaya bir komplo teorisi atıldı. ABD'li bir firma WUHAN'da laboratuvar kurmuş ve bu laboratuvar KASIM 2019 'da kapanmış.
Virüs yayılmadan günler öncesinde, herkes olayın doğruluğunu araştırırken ABD'den gelen bir haber herkesi şok etti. Bu haber ; Harvard Üniversitesi kimya ve biyoloji bölüm başkanı Dr. Charles Lieber, Wuhan'da laboratuvar kurmak ve yıllık 758 bin USD menfaat sağlamaktan ayrıca espionaj faaliyetlerden (gizli bilgi toplama) tutuklandı.
Bu durum ortaya atılan teorilerin gerçek olduğunu ve biyolojik bir silahla karşı karşıya olduğumuzu sanırım çok iyi açıklamaktadır.
Bu virüs salgını ile beraber gündeme öyle bir kişi oturdu ki herkes birbirine ne alakası var demeye başladı. Bu kişi MİCROSOFT'un kurucusu BİLL GATES, ülkemizde ve dünyada teknoloji devi, yazılım uzmanı, dünyanın en zenginleri arasında sürekli üst sıralarda bulunan biri olarak tanınmaktadır.
Virüs ile ne bağlantısı olduğunu herkes birbirine sormaktadır. BİLL GATES dünyada 2019 sonu itibariyle 107 milyar dolar servetiyle en zenginler arasında ilk üçe girmiş bir isimdir.
Kendisi eşi Melinda hanımla beraber bir vakıf kurmuş ve sözde dünyada mazlum insanlara özellikle Afrika kıtasında ilaç yetersizliğinden, hastalıktan ölen çocuklar için aşılanması için destek olan yardımsever biri olarak dünyada imaj oluşturmuştur.
Peki bu imajın arkasında başka bir BİLL GATES'mi var. 2018 yılında bir seminerde yakın zamanda büyük bir salgın olacağını bilebilecek kadar, aşının 2021 yılında çıkacağını söyleyebilecek kadar bir uzmanımıdır kendisi, tıp okumamış asıl ilgi alanı bilgisayarlar ve programlar olan biri bu açıklamaları neye dayanarak yapmaktadır ?
Bill ve Melinda Gates Vakfı tüm dünyada kitlesel kısırlaştırma ve aşılamak için tasarlanmış teknolojilerin finansmanlarını sağlamakla ün kazanıyor. Yakın zamanda vakıf tarafından finanse edilen bir program erkeğin er bezlerine altı ay boyunca kısırlaştırma sağlayacak şiddetli ultrason patlamaları için kullanılacak bir kısırlaştırma programı.
Buna “geçici kısırlaştırma” teknolojisi de denebilir.Şimdi vakıf cilt yoluyla emilen nano parçacıklara dayalı “terlemeyle tetiklenen aşı” adında yeni bir programı finanse ediyor.
Bu teknoloji ‘geliştirilmiş nanoparçacıklar sayesinde aşının vurulması için saç köklerine ve insan teriyle temasının yeterli olacağı” bir yöntem olarak adlandırılabilir.
Araştırmaya hibe edilen para Almanya Enfeksiyon Araştırma Merkezi için çalışan Carlos Alberto Guzman’ın Helmholtz Merkezi’ne, Helmoltz İlaç Araştırmaları Enstitüsü’nden Claus-Michael Lehr ve Steffi Hansen’e verilecek. Bu enstitülerin ikisi de Gates Vakfı’nın küresel sağlıkta büyük atılımlara ve buluşlara ulaşmayı hedefleyen “Büyük Cüret Keşifleri/Büyük Meydan Okuma Keşifleri” programına dahildir.
BILL GATES hakkında ufak fakat çok önemli bir not daha düşeyim. KASIM 2019 yılında ABD'nin beyni PENTAGON'un BULUT (Bilgileri toplanan ve yedeklenen yer) ihalesini 10 milyar dolara almıştır.
Tüm dünyayı etkisi altına alan bu salgında hayatlarımızı ne yönde idame ettiriyoruz. Öncelikle hemen hemen bütün ülkelerde genel yada kısmi sokağa çıkma yasağı geldi. Herkes evlerinde bir bakıma hapis hayatı yaşamakta. Devletler özellikle sağlık ve ekonomi alanında büyük zaaflar göstermeye başladı.
Ülkelere milyarca dolarlık külfet getirirken, kamu ve özel firmalar batma noktasına geldi. Salgın sonunda bir çok firma ya batacak yada yok pahasına satılacak.
Borsalarda hisse fiyatları taban yapmış durumda, dünyayı bekleyen büyük bir ekonomik kriz kapıda. Dünya’da salgın sonunda yeni zenginlerin isimlerini duymaya başlayacağımızı belirtmek isterim.
Evlere kapanınca özellikle medya yoluyla bütün ihtiyaçlarımızı internetten vermemiz, harcamalarımızı kredi kartları ile yapmamız istenmekte hatta bankalar bu yönde ek kredi talepleri bile açmakta, insanlık yavaş yavaş digital dünya ile yaşamaya alıştırılmaktadır.
Özellikle paralı platformlarda filimler izlenip sosyal medyada neler yaptığımıza dair videolar çekilip paylaşılmakta, kendimizi digital dünyanın kollarına bırakmış vaziyetteyiz. İnternet yoluyla ve bu sinema platformlarıyla bütün özel zevklerimize kadar her şey ortaya çıkmakta ve bunların hepsi kayıt altına alınmaktadır.
Özellikle AVRUPA'nın önemli başkentlerinde ve ABD'de ezan sesleri yükselmekte ve İslam'a karşı bir ilgi artışı olmaktadır. Özellikle Hristiyanlık inancına karşı olumsuz algılar ortaya çıkmakta, PAPA'lık ruhani gücünü kaybetmeye başlamaktadır.
Avrupa Devletlerini bir arada tutan AVRUPA BİRLİĞİ bu salgında birbirlerinin yardımlarını çalmak ve el koyması birbirlerine gerekli desteği vermemesinden dolayı çatırdamış durumda, özellikle halk arasında AVRUPA BİRLİĞİ tartışılmaya başlanmıştır.
ABD başkanı DONALD TRUMP ekranların başına geçerek digital dolar basmamız gerektiğini ifade etmektedir. Dünyada ki ülkeler yavaş yavaş kendi digital para birimlerini oluşturma çabasına girmiştir.
Sonuç olarak 2020 YENİ DÜNYA DÜZENİ için formatlanıyor. DİGİTAL DÜNYA çağına ilk adımı atmış bulunmaktayız. Bundan sonra dünyada neler değişecek derseniz, madde madde sıralayabiliriz.
1-) Hayatımıza yapay zeka girecek robotlar sadece fabrikalarda değil günlük yaşantımızın içinde yer alacaklar.
2-) Dünya’da para el değiştirip, yeni zenginler sahneye çıkacak
3-) Digital para birimine geçilecek
4-) Herkese çipli bir kart yada bedenine takılan bir çiple hayatımızı sözde kolaylaştıracaklar.
5-) HİLAFET yıkıldığı gibi PAPALIK makamı da yıkılacak
6-) DEİZM ve Cinsiyetsizlik algısı
7-) Hologram dönemine gireceğiz. Bundan sonra çıkacak telefonlar hologramlı olacak.
Özgür Dalgıç
Siyaset bilimci/Ortadoğu uzmanı