DOĞU PERİNÇEK ve ERGENEKON!
-Öcalan`la resimleri ilk yayınlanan o oldu,
-Tüm eylemlerinden PKK`nın sembollerini o kullandı,
-Atatürk`çülüğü kimseye bırakmadı, ama onun ülkesinde ayrıklıçı ne kadar örgüt varsa onlardan yana oldu,
-Adı; İŞÇİ PARTİSİ Lideri olsada bugüne kadar kolay kolay işçi eyleminde pek görülmedi, nerede kavga, kaos var hep orada oldu ve hep `AJANLIK`la adı anıldı.
-Adı; PKK`olan açılımı `KÜRDİSTAN KOMUNİST PARTİSİ` olan bir terör örgütüne hep alt yapı sağladı, hücre örgütlerinden onlara militanlar gönderdi.
-33 erin şehit edilmesinde azmettirici bir rol üstlendiği, 1991'de ziyaret ettiği pkk kampında öcalan ile anlaştığı ve örgütün ikinci lideri konumunda bulunduğu hakkında sıkça söylentiler söylendi ve APO`ya methiyeleri dillere destandır.
Bahsetiğim şahıs Kimdi?
Elbette ki Doğu Perinçek!
Tüm bunlara gücünü o dönem ki SSCB`den Enternasyonel yapılardan alıyor, MARKSİST-LENİNİST-MAOCU yapılanma ile hareket ediyordu.
Gün geldi, devran döndü onu besleyen güçler birer birer parçalandı, ortada komunizim adına bir şey kalmadı.
Buna parallel onlarda değiştiler `TAM BAĞIMSIZLIK` sıloganı ile birden `ULUSALCI` olarak meydanlara çıktılar.
Ve orada da zemin buldular, bu sefer `TÜRK MİLLİYETCİSİYİZ` diyerek `KIZIL ELMA` kualisyonları bile kurdular.
Aslında hep bu ülkede kaos, kavga dönemlerinin tetikçisiydi o ve ülkede ki istihbaratlar savaşında hep taşoran oldu.
Dün kullandıkları`Sarı- kırmız -yeşil atkılar, peluş kağıtlar basılmış Orak-Çekiç leri raflara kaldırdılar, Türk bayrağı kullanmaya, Attatürk resimleri taşımaya başladılar.
Tüm bunlar olurken solculuk adına bunun yanında olan bir gurup genç, ihanetleri ile yüzleşince birden baş kaldırdı ve TÜRK-SOLU diye bir akım başlatı.
Kendi yapılanması içerisinde başlayan bu savaşta Türk-Solu olduğunu iddia edenler Perinçek ve ekibini yabancı ajanlığı ile, Perincek ise onları yabancı ajanlığı yapmakla suçluyordu.
Ve ne hikmetse Perinçek`e isyan eden o gençler bulundukları okuldan atıldılar, bu atılma sonucunda intihar edenler bile oldu.
İntihar eden gencin adı Ergin Yurdakul`du. Yurdakul, İstanbul Üniversitesi ozaman ki (İÜ) Rektörü Kemal Alemdaroğlu tarafından okuldan atılan üniversitenin son sınıf öğrencisi ve Türk Solu Dergisi Genel Yayın Yönetmeniydi.
İntihar etmeden önce kaleme aldığı `genç ölmek` adlı şiirinden şunları yazıyordu:
‘Elbet bir bildiği var/bu çocukların/kolay değil öyle genç ölmek/yeşil bir yaprak gibi yüreği/koparıp ateşe atmak/pek öyle kolay değil/hem öyle bir ağaç ki şu yaşamak denilen şey/her bahar yeniden yeniden tomurcuklanır da/yalnız bir bahar çiçeklenir/a benim gülüm.’
Perinçek ve ekibi gerek kendi içerisinden gerek dışarıdan binlerce cana kıymış, kıyılmasın zemin hazırlamış biridir.
Gün geldi `senle işimiz bitti` dercesine Perinçek adı Türk tarihine hakaret etmek istercesine kasti olarak ismi `ERGENKON` konulan bir terör örgütü meselesinden hapse atıldı.
Mahkeme tarafından yapılan çapraz sorgusunda Türk Solu dergisine yüklenen Perinçek, şunları söyledi: "Türk Solu grubu İşçi Partisi'nden atılmış gençlerdir. Bizim bazı gençlerimizi provakatif telkinlerde bulundukları için atıldılar. 'Ordu Göreve' pankartı açan grup bu. Konuyu dosya yapıp Başbakan Bülent Ecevit'e gönderdim. Partimizin içine böyle adam yolluyorlar diye. MİT'e konuyu anlattım. MİT daha sonra teşekkür etti."
MİT bir partinin içişlerine karışanları kendilerine ihbar ettiği için PERİNÇEK`e teşekkür etmiş!
Ve o Perinçek yargılandığı `ERGENEKON` davasından tahliye oldu, olur olmazda bunu `ERGENEKON`dan ÇIKIŞ` olarak değerlendirdi!
Ergenekon`un ne olduğu bilenlere bu hakarettir, `Ergenekon` ismini ağzına alacak en son adam Perinçek`tir. Perincek değişim yaşayan bir dünya görüşünü yansıtmıyor, ülkenin dizaynında görev oynayan bir misyonun temsilcisidir. Aynı Perinçek yarın kalkar `İslamcı` kesilir ve `din elden gidiyor derse` şaşmayın.
Yeterki ona görev verenler orada olmasını istesinler.
Son söz;
Perinçek Kıbrıs meselesinde Adadaki Türk Ordusuna işgalci-Katil demiş, Denktaş`ıda o katillerin komutanı ilan etmişti..Aynı Perinçek daha önce `İŞGALCİ LİDER` dediği rahmetli Cumhurbaşkanına destek vermek için ANNAN PLANI serecinde adaya gelmişti.
Bir çoğuna göre Perinçek bunu milli hislerle yapıyordu ama bence Perinçek ogünde görevliydi ve görevi Denktaş`ın haklı davasını sabote etmekti.
Çünkü Kıbrıs meselesinden Tayyip Bey ile Denktaş arasında kalan bir çok insan Denktaş`a destek verenlerin arasında Perinçek`i görünce geri çekildiler.
Perinçek`in militan bir kadro dışında ülkede karşılığı yoktu ve halk `eğer bu adam Denktaş`cı olduysa bunda bir iş var` diyerek refarandumda `EVET` cizgisine geçti, Denktaş Bey`in Türkiye`deki efsasnevi liderliğide sorgulanmaya başlandı.
Kısaca;Bazen bazı adamların olması gereken yerde olması değişimi anlatmamaktadır, bir görevi özetlemektedir.
Bakalım kendi deyimi ile `Ergenekondan Çıkan` Perinçek`i kaç kişi `demirci kava` yerine koyacak, kaç kişi peşinden gidecek.
Bakalım bu yeni süreçte `Türkiye`yi Bütünleştireceğiz` diyen Perinçek hangi kaoslara imza atacak.
(Her halde Perinçek`in ülke bütünleştirmekte `Çözüm Planına` Karşı şıkacağını, PKK`lılara karşı savaş açacağını düşünmüyorsunuz?)
Türkiye`yi bütünleştireceğiz diyen Perinçek bunun yolunun ÖZERKLİK`ten geçtiğini savunursa buna da sakın şaşmayın. Muhtemelen bu görev de onada bir rol verecekler.
Ama tüm bunların dışında `TÜRKİYE`de ADALET VAR MI?` diye soru sorarsanız.
Çok net; YOK !
Adaletin olmadığı bir yerde de Türk Tarihi için kutsal bir destan olan ERGENEKON`a `TERÖR ÖRGÜTÜ` ismi takanların, bir tarafta SAVCI, öbür tarafta AVUKAT rolü üstlenenlerin...sonra SAVCI`lığı bırakıp AVUKAT rolüne girenlerin...ve suçluyu hep kendi dışında arayanların olması normaldir.
Ama tarih elbet birgün bu aymazlığın hesabını sahiplerinden soracaktır.
Kalın sağlıcakla...
Selçuk Düzgün