Doğu Akdeniz'de yakalanan fırsat

İsmail Hakkı PEKİN

Türkiye hem Doğu Akdenizde hem de Suriye’de büyük bir cephe ile karşı mücadele ediyor. Doğu Akdeniz’de GKRY, Yunanistan , İsrail ve Lübnan’nın tek taraflı yapmış olduğu Münhassır Bölge ilanı ve anlaşmaları ile Türkiye’nin ve KKTC’nin haklarını gasbetmişlerdi. Yunanistan ve GKRY’nın yaptıkları anlaşmalarla Libya’nın hatta Mısır, Lübnan ve İsrail’in hakkı olan bazı alanları gaspettikleri ortaya çıkıyor.

Bu çetenin arkasında ABD ve AB bulunuyor. Söz konusu ülkelerin sorunlu bölgelerde sondaj çalışmaları için kiraladağı petrol şirketleri ile Türkiye ve KKTC üzerinde baskı yapmayı amaçladıkları açıkca görüyordu. Türkiye Antalya körfezine sıkıştırılıyor, Türkiye topraklarının, ana vatanın mavi vatan ile irtibatı kesiliyordu.Bir çete mavi vatana el koyuyor, Türk Milletinin geleceği ve refahı çalınıyordu.

Türkiye kendisinin ve KKTC’nin haklarının korunması harekete geçti, denizcilerimizin özverili çalışması ve siyasi iktidarın kararlı tutumuyla Lişbya ile Türkiye arasındaki deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusunda bir Mutabakat Muhtırası imzalandı ve TBMM’de onaylandı, BM’ye bir mektup ile bildirildi. Türkiye ve Libya arasında imzalanan bu mutabakat hem adı geçen çete hem de ABD, AB ve bazı Arap Ülkelerini şaşkına uğrattı. Ya da tam bir baskınla karşılaştılar.

Türkiye ve Libya bununla da kalmalı 2012 de imzalanan Askeri Eğitim İşbirliği Mutabakatı daha da genişletilerek Güvenlik ve Askeri Eğitim İşbirliği Mutabakatı imzalandı ve TBMM ‘de onaylandı. Libya Ulusal Mutabakat Hükümetini destekleyen Türkiye bunu bir mutabakat muhtırasıyla resmen de teyit etti ve taahhüt altına girdi.

Türkiye bu mutabakatlarla hem mavi vatanı ve KKTC haklarını güvenceye aldı hem de bu haklarını korumak için neler yapabileceğini dünyaya ilan etti. Türkiye ile Libya’nın imzaladığı ve BM bildirilen mutabakatı uygulanabilmesi için Ulusal Mutabakat Hükümet’inin varlığı koruması hayatidir. Tabii Türkiye’nin bunun dışında da farklı planları vardır, Amaç milli menfaatlerimizin ve mavi vatanın korunmasıdır. Mavi Vatanın korunması, Anavatanın bekası için olmaz olmaz şarttır.

Tabii ki sorunun barışçıl bir şekilde ve siyasi olarak çözümü önem arz etmektedir. Bu konuda BM gözetiminde yapılacak olan konferanslarda soruna çözüm aranmaya devam edilecektir. Bir taraftan siyasi çalışmalar, konferanslar vb. devam ederken bir taraftan da Ulusal Mutabakat Hükümetinin ve Türkiye’nin sahada da güçlü olması gerekiyor.

Türkiye’nin Libya ile imzaladığı Güvenlik ve Askeri İşbirliği mutabakatı sahada güçlü olmak için gereken hazırlıkların ve faaliyetlerin yapılmasına imkan veriyor.    Türkiye aldığı, alacağı tedbirlerle sahada güçlü olmayı sağlayacak ve yakaladığı bu fırsatı değerlendirecektir.

Türkiye bu konudaki kararlılığını göstermek ve aldığı kararların arkasında durduğunu ilan etmek için KKTC ‘de daimi bir İHA/SİHA üssü tesis etmiş ve yakında Magosa’da daimi bir deniz üssü tesis etmek için çalışmalar devam etmektedir.Böylece olaylara süratle müdahale etme imkanı sağlanacaktır. Ayrıca hem Levent hem de güney bölge kontrol edilmiş olacaktır. Daimi bir hava üssüne ihtiyaç olmayacaktır. Çünkü  jetlerin bölgeye ulaşması 10 dakikadır.

 Türkiye kazandığı ve kısa bir süre sonra kazanacağı imkan ve kabiliyetlerle bu konudaki politikalarını ve stratejilerini destekleyecektir. 

        

Libya ile imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusundaki mutabakat Türkiye açısından önemli bir fırsat yaratmıştır ve bu fırsatın açtığı yoldan ilerlemeye devam edilmelidir.

 

İSMAİL HAKKI PEKİN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.