Gazeteci – Yazar Abdurrahman Dilipak, bugünkü köşe yazısında da Ak Parti’yi hedef aldı ve çok ağır ifadelerle eleştirdi. Dilipak yazısında, belediyelerde gerçekleşen ihale usulsüzlüklerini de kaleme aldı. Dilipak’ın dünkü ve bugünkü iddialarına ilişkin henüz Ak Parti cephesinden bir yanıt gelmemesi de dikkat çekti.
Abdurrahman Dilipak, “Adaylar belirlenirken” başlıklı yazısında, “Daha önceki yerel seçimlerde aday olmak için her yolu deneyenler, bugün ‘keşke’ diyor, ‘keşke o gün aday olmasaydım’. Bugün aday olmak için her yolu deneyenler, kendileri değilse, yakınlarını, adamlarını bir yerlerden aday göstermeye çalışanlar da, yarın aynı şekilde pişman olabilirler” dedi.
“ADAMA ‘NİYE YAKININI ATIYORSUN’ DİYORSUN, ‘REİS DE YAPIYOR’ DİYOR”
“Mal, para, kadın, koltuk, şan-şeref-şöhret bağımlılığı da, uyuşturucu bağımlılığı gibidir” diyen Dilipak, şöyle devam etti:
“Birtakım eski politikacıların, listelerde yer alacakları söyleniyor. Söyleyeyim; onların çoğunun halk nezdinde bir itibarı yok. O açıdan evdeki hesap çarşıya uymayacak gibi. Eski defterler ve yakın aile çevresinin defterleri ortaya döküldüğünde o kişilerin fazla bir itibarları kalmayabilir.. ‘Müteahhit başkan olmayacak’ deniyor, göreceğiz. Aday müteahhitse, başkan seçilince işini bırakacak. Çevresinin de belediye ile iş ilişkisi bulunmayacakmış. Öyle olur inşallah.. Etik kurallar da belirleniyor. Erdoğan, ‘Kimse ‘bu benim yakınım, buyum, şuyum’ diye bize aday teklifi ile gelmesin. FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine bulaşmamış olması, milletimizin değerleri ile çatışmaması, birikimi ve projeleri ile hizmet etmeye uygunluk arz etmesi şartıyla AK Parti’nin kapıları herkese açık’, ‘Akraba aday olmayacak’ diyor, bakalım.. Ama öte yandan belediyedeki adama ‘niye yakınını atıyorsun’ diyorsun, ‘Reis de yapıyor’ diyor. ‘Niye ihaleyi birtakım kişi ve kuruluşlara yönlendiriyorsun’ diyorsun ‘Reis de öyle yapıyor’ diyor. O zaman buna da bir çare düşünmek gerek. Bunlar Reisin itibarına zarar veriyorlar. Hem de muhalefetten daha fazla!”
“PARA, KADIN İLİŞKİLERİ AÇISINDAN ZAFİYETİ YA DA SABIKASI OLANLARI…”
Abdurrahman Dilipak, “Bu benim akrabam, bu benim yakınımdır, bu bizim vakıftan, dernekten, sendikadandır’, bunları not edip geçelim. Tek başına bu kriterler yeterli değil. Reis öyle diyor: ‘AK Parti kapısından içeri gurur, kibir, fitne, fesat, hizipçilik, bencillik, haram, yalan kesinlikle girilemeyecek bir partidir’. Bu cümleyi şöyle kurmak gerek: ‘…girmemesi gereken bir partidir’. Ama gerçek her zaman öyle olmayabiliyor. ‘Müslümanım diyen yalan söylemez’ değil, ‘söylememeli’. Söyleyen dışlanmalı. Söylüyor ve itibar görüyorsa, o toplumun gerçek mahiyeti sorgulanmalı. Müslüman cinayet işlememeli, bu ayrı bir konu, ‘İşlemez’ demek ayrı bir şey!” diyerek yazısını şöyle sonlandırdı:
“Dürüst olmak kadar dürüst kalabilmek de önemli. Dürüst olup hiçbir şey yapmamak da marifet değil, bilgili, dürüst ve cesur olmak gerek. İyi bir yönetici olmak için başka özellikler de gerekli. Birileri böyle olmadığı halde, bu özelliklere sahipmiş görüntüsü vermeye çalışabilir. Etrafındaki yalancı şahidler insanları kandırmaya çalışabilirler. Dikkatli olmak gerek.
Eğer kötü adaylarla çıkılır ve seçim kaybedilirse, birileri daha önce kazandıklarını da, itibarlarını da kaybedebilir.
Önümüzdeki birkaç gün adayların belirlenmesi için çok çok önemli. Para, kadın ilişkileri açısından zafiyeti ya da sabıkası olanları yanınızdan uzaklaştırın. Onların yakınınızda gözükmesi bile risk. Kibirli insanlardan uzak durun. Korkak, muhteris, yalaka tiplerden, kriptolardan, hesabını başka yerlere verenlerden, başkalarının adamı olanlardan, menfaat çetelerinden uzak durulur inşallah.”
siyasetcafe.com