Devletin kurdurduğu yeraltı örgütü: ‘TMT’/2

Ali Hikmet İNCE

Sonradan ‘Arı Grubu’ adı ile anılacak, 2 Türk gencinin kurduğu oluşum, pek zor şartları aştı. Rum balıkçıdan 70 Sterline satın alınan kayık ile ‘Ada’ya ilk silah sevkiyatı yapıldı. Bilek ve kürek gücüyle ilk silah ve mühimmatı getirmeyi başardılar. Kahramanlar, yeni bir nakliyat sırasında, fırtınalı gecede, azgın dalgalara kapılıp Akdeniz’in derin sularında kaybolacaktı. 

***

- TMT’nin Her Üyesine ‘Kurt’ Denirdi… -


TMT’nin örgütlenmesi de alaka çekici ve dikkat uyandırıcıydı. Bazı yorumculara göreyse, 2. Dünya Savaşı’nda Fransız Direniş Örgütü’nün kullandığı yöntemler örnek alınmıştı. Eğitimi, hareket şekli, gizlilik düsturu da Amerikan Modeli’nden esinlenmeydi. 

Siperde nöbet bekleyen mücahide yiyecek getiren çocuk

Teşkilatın temeli: 5’er kişiden oluşan ‘hücre’lere dayanırdı. Her üye, sadece kendi grubundaki şahısları tanırdı. Başkan, örgütün üst yönetimi ile irtibatı sağlardı. Mücahide ‘Kurt’, hücreye ‘Çadır’, başkana da ‘Çadır Beyi’ denilirdi. 
Daha sonra ‘unvan’lar değişti(rildi). ‘Kurt’ ‘Arı’, ‘Çadır’ ‘Oğul’, ‘Çadır Beyi’ de ‘Oğul Beyi’ oldu! 6 ile 8 arasındaki hücrenin beraberliğine ‘Petek’ tanımlaması yapıldı. ‘Oğul’lar ‘Petek’lere, ‘Petek’ler de ‘Merkez’e/’Sancak’a bağlıydı. Başka bir betimleme ile ‘Petekler’ birleşerek, ‘Sancaklar’ı oluştururdu. Sancak sorumlusuna ve yardımcısına da ‘Sancaktar’ denilirdi.

Sancaktarlar, TMT’nin lideri - ‘Bozkurt’ kod adlı! - ‘Bayraktar’a bağlıydı. Bayraktar, yardımcısı ve diğer kadro, TSK mensubuydu. ‘Genel Kurmay Başkanlığı, Seferberlik ve Tetkik Kurulu’nun personeliydi!’

Kıbrıs Türk Cemaati'ne ve TMT'ye cephane taşıyan efsanevi 'Elmas' adlı tekne

TMT, 1960’dan itibaren askeri gücünü oluşturmaya girişti. Mağusa, Limasol, Lefkoşa, Lefke, Baf ve Larnaka’da - toplam 6 bölgede! - 6 eğitimli birlik kurdu. Her birlik, 50’şer kişinin yer aldığı 3-4 taburdan teşkil ol(ur)du. Zaman ilerledikçe birlik sayısı 10’a çıktı. Komutanına ‘Serdar’ den(ir)di. ‘Lefkoşa Serdarı’, ‘Magosa Serdarı’ gibi kumandanlara - yırtıcı kuş isimlerinden seçilen ‘Şahin’, ‘Kartal’, ‘Atmaca’ gibi! - birer kod adı takıl(ır)dı. Serdarlar, TMT’nin tepe noktasındaki reise - ‘Bayraktar’a! -, ‘Bozkurt’a bağlıydı. ‘Bayraktar’ın kimliği, bazı üst kademe yöneticilerince bilinirdi! ‘Devlet sırrı’ hükmündeydi!’ ‘İlk Bayraktar da: Albay Ali Rıza Vuruşkan’dı!’

İş Bankası Müfettişi Ali Canon kimliği ile Kıbrıs'ta

- TMT’de En Uzun Süreli Bayraktarlığı Kenan Çoygun Yaptı… -


TMT’nin ilk 4 Bayraktar’ı; Yarbay Ali Rıza Vuruşkan (Haziran 1958 - Haziran 1960), Binbaşı Şefik Karakurt (Haziran 1960 - Haziran 1962), Albay Kenan Çoygun (Ağustos 1962 - Temmuz 1967) ve Cevat Giray (Temmuz 1967 - Temmuz 1968) idi. Toplam 11 subay görev aldı. Diğerleri: Ahmet Göçmez - Bayraktar vekili! -, Rüştü Kazandağ, Süleyman Eyüpoğlu, Arif Yılmaz, Çetin Başar ve Aydın İlter’di. 

Türk subayların yönetimindeki TMT, disiplinli, mukavemet gücü beklenilen seviyede, gözünü budaktan sakınmayan yiğitler topluluğu halini aldı. Lefkoşa, örgütün ağırlık verdiği merkezdi. 1958 ile 1960 arasında 5 bine yakın mücahit askeri eğitimden geçirildi.

TMT'nin ilk Bayraktarı Ali Rıza Vuruşkan'ın Ankara Cebeci'deki Askeri Şehitlik'deki mezarı

Mücahit adayları, Kıbrıs ve Türkiye’de 2 merkezde eğitildi. İsmail Tansu’nun anılarını topladığı ‘Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu’da yazdığına göre, Kıbrıslı genç gönüllüler Ankara’ya 20 - 25’li gruplar halinde uçakla gönderildi. Bir ay süren sıkı askeri eğitime tabi tutuldular.

Adadan gelen TMT’li gençler, Ankara’nın 40 kilometre uzağındaki Zir Köyü - şimdiki adıyla ‘Yenikent’! - civarında, Tarım Bakanlığı’nın mülkiyetindeki ‘metruk’/‘terk edilmiş’ çiftlikte eğitime alın(ır)dı. Programda TSK mensubu subaylar görevliydi. Tansu, Antalya’nın ormanlık bölgesinde de kamp(lar) kurulduğunu, Eylül 1959’da, başka grupların da talimden geçirildiğini yazacaktı. Silah kullanımı, yakın savunma teknikleri, kamuflaj ve istihbarat konularında yoğunlaşıl(ır)dı. Kursa alınan mücahit adaylarına ‘Kurt’ denil(ir)di. Eğitim veren(ler)e ‘Temizlik Kurdu’, silah işlerine bakan(lar)a ‘Bereket Kurdu’ ve istihbarata yoğunlaşanlara da ‘Fal Kurdu’ adı veril(ir)di.

Elindeki hafif makineli tüfek ile evini ve köyünü korumaya hazır Kıbrıs mücahide kadın

- Adaya İlk Silahları ‘Arı Grubu’ Getirdi… -


Kıbrıs’a ilk silah sevkiyatını 3 kahraman Türk genci gerçekleştirdi. 70 Sterline satın alınan sandal kullanıldı. Vehbi Mahmutoğlu, polis ağabeyinden - Cafer Mahmutoğlu’dan! - sağladığı borç para ile küçük teknenin sahibi oldu. Arkadaşları Asaf Elmas ve Cevdet Remzi’yi yanına aldı. Kendilerine ‘Arı Grubu’ denildi. İlk eylemleri, Ağustos 1958’de gerçekleşti. Anamur’dan temin ettikleri, 10 makineli tüfek, 20 tabanca ve 2 sandık mermiyi başarıyla ulaştırdılar. Azgın dalgalara karşı kürek(leri) kullanıp muvaffakiyet sağladılar. Başka seferler de yaptılar. Ama kader yüzlerine gülmedi. 9 Kasım 1958’de, yüklerini boşaltamadan, azgın fırtınaya yakalanıp açık denizde kayboldular. ‘Asaf Elmas ile Hikmet Rıdvan, şehitler arasındaki şerefli yerlerini aldılar!’ 
‘Arı Ekibi’nin en yeni üyesi Lütfü Celal’in görevi: Adaya ulaştırılan silahları otomobille iç bölgelere iletmekti. O da, ‘şüheda kervanı’na katıldı: EOKA tarafından yakalandı. Kendisinden haber alınamadı. ‘Başında dua edilebilecek mezara dahi kavuşamadı!’

TMT Komutanı General Kenan Çoygun

TMT’ye bağlı mücahitler de, silah ve mühimmat tedarikine girişti. Sonradan ortaya çıkan kayıtlara göre, 16 Ağustos 1958 ile 1 Ocak 1959 tarihleri arasında 9 sefer yapıldı. 800 üyeye yetecek donanım sağlandı. 
Mücahitlerin silahlandırılmasında asıl yük ve sorumluluk Özel Harp Dairesi’nde oluşturulan çalışma grubundaydı. Amaca/göreve uygun teknenin bulunması için İstanbul Liman Başkanlığı ile temasa geçildi. Ardından İstanbul Balıkçılar Derneği ile iletişim kuruldu. TDK’dan - Türk Deniz Kuvvetleri’nden! - emekli Deniz Binbaşı Nejat Koşal’a ait deniz taşıtı satın alındı. 25 tonluk araca 120 bin lira - farklı bir bilgiye göre de 150 bin lira! - ödendi. Adına da - Arı Grubu’nun şehit üyesi Asım Elmas’ın hatırasına ithafen! - ‘Elmas’ denildi. Kaptanlığa Reşat Yavuz, makinistliğe Oğuz Kotoğlu, telsiz amirliğine de - emekli muhabere astsubayı! - Ali Levent getirildi.

TMT kamplarında eğitim gören Kıbrıslı mücahitlerden bir grup

- Elmas’ın Gizli Seferleri MI6’ya İhbar Edildi… -


‘TMT’nin ‘gayri resmi’ mülkiyetindeki Elmas, 24 Mart 1959’da, ilk seferine çıktı. Yükü 10 ton ağırlığında silah ve cephaneydi. Kıbrıs önlerinde kendilerine kılavuzluk edecek tekne ile buluş(ul)amadı. Geri dönmek zorunda kaldı. 2. seferini de başaramadı. TMT’den bölgeyi iyi tanıyan, tecrübeli kılavuz atanması istendi. ‘Kıbrıs’ta görev yapan İngiliz Polis Teşkilatı’ndan Kemal Abdullah, gizli vazifeye, ‘Elmas’ın rehberliğine getirildi!’
Elmas, 3. seferinde beklenilen hamleyi utkuyla yerine getirdi. 4. yolculuğunda, 872 tabanca, 747 makineli tabanca, 96 hafif makineli tabanca, 6800 el bombası ve 2997 piyade tüfeği ulaştırdı. Cephane olarak da, 43,500 tabanca mermisi, 134,400 makineli tabanca mermisi, 164 bin piyade tüfeği mermisi, 54 plastik tahrip kalıbı iletildi. Haberleşme için 1 telsiz götürdü. 

TMT Komutanı General Kenan Çoygun

Elmas, 17 Ekim 1959’da, Mersin’in Silifke ilçesi Taşucu mevkiinden yeni seferine çıktı. 6 bin el bombası, çeşitli çap ve markada 500 adet silah, çok sayıda mermi yüklüydü. Yolculuk, Kıbrıs açıklarına kadar sakin ve sorunsuzdu. Kendilerine hızla yaklaşan İngiliz savaş gemisini gördüler. Kaptan Reşat Yavuz alarm durumuna geçti. Botu batıracak, cephanenin düşmanın eline geçmesine engel olacaktı. Kader arkadaşlarını, Ali Levent ile Oğuz Kotoğlu’nun hayatlarını kurtarmalıydı. Lastik bota bindirip uzaklaşmalarını sağladı. ‘Kaptan, gemisini en son terk ederdi!’ Kendisi batırma eylemini gerçekleştirecek sonra yüzerek karaya çıkmayı deneyecekti. Ama planını tam uygulayamadı. Silahların tamamı denize gömülmeden yakalandı. İngiliz denizciler, 2 sandık cephane ele geçir(ebil)di. Kaçmayı deneyen diğer 2 Türk personel de yakalandı.

TMT kampında eğitim alan Kıbrıslı delikanlı

- 27 Mayıs 1960 Darbesi’ni Yapanlar Ali Rıza Vuruşkan’ı Görevden Aldı… -


İngiliz yetkililer, 350 kulaç derinliği boylayan Elmas’a ulaşmayı ve hatta çıkarmayı denediler. Muvaffak olamadılar. Kısa süre sonra da vazgeçtiler.
Elmas’ın 3 yiğit/korkusuz personeli, Türkiye’de mahkeme karşısına çıkarıldı. Kendilerini savunan avukat, TMT’nin lider kadrosundan, idealist mücahit, Rauf Denktaş’tı! Başarılı hukuk insanı, müvekkillerini müdafaa etti. 3 Türk denizci, 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların mahkumiyet hükmü ertelenmedi. Hapse girmeleri kararına varıldı. 

Köylerini EOKA militanlarına karşı savunan Türk Mukavemet Teşkilatı üyeleri

TMT, Elmas’ı İngilizlere kim(ler)in ihbar ettiği dikkatle araştırdı. İngiliz Gizli Servisi - kısa adı ‘SIS’ olan ‘Secret Intelligence Service’! - veya yaygın bilinen rumuzuyla ‘MI6’nın adadaki yetkilisine bildirim gelmişti. Haberin kaynağı TMT üyesi bir ‘hain’di. Elmas’ın rotasını ve stratejik yükünü iletmişti. Yetkililer bilgiyi ciddiye almıştı. Devriye botlarının sayısı artırılmıştı. MI6 muhbiri de soluğu Londra’da almıştı. Aradan yıllar geçmiş, olayın unutulduğunu sanmıştı. Kıbrıs’a dönmüş, normal yaşamına devam etmişti. Bir sabah cesedi bulundu. Gazete haberlerine göre, ‘kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce öldürülmüştü!’

27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’nin ardından Kıbrıs’ta kısa süreli sessizlik ve durgunluk dönemine girildi. Ali Rıza Vuruşkan ve bir kısım TMT üst yöneticileri Ankara’ya çağrıldı. Bazıları emekli edildi. ‘Albay rütbesine terfi eden Vuruşkan da ‘hizmetine ihtiyaç duyulmayan personel(in) arasında’ydı!’

TMT'de Bayraktarlık yapan ilk 4 kurmay subay

- Türkeş, TMT’ye Sahip Çıktı ve Desteğin Sürdürülmesini Sağladı… -

TMT’nin Bayraktarlık makamı boş bırakılmadı. Kıbrıs’ta oluşturulan gizli direniş örgütünün ihtiyaçları karşılanmaya çalışıldı. TSK’nin elindeki silahlar, ‘hurdaya çıkmış’/‘kullanılamaz’ kaydı ile envanter dışına alındı ve adaya gönderildi. Mühimmat ulaştığında, ya ihtiyaç duyulan bölgelere gizlice iletildi ya da güvenli bölgelerde depolandı. 

27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’ni yapan subayların çoğunun Kıbrıs’taki oluşumdan haberi yoktu. İsmail Tansu, dönemin Başbakanlık Müsteşarı Albay Alparslan Türkeş’i makamında ziyaret etti. Operasyonu baştan sona bütün açıklığıyla anlattı. Türkeş, şaşırdı, duyduklarına inanamadı. Tansu’yu tebrik etti. ‘Her türlü desteği vereceklerini,’ söyledi. Böylece TMT’nin geleceğine ilişkin çok önemli darboğaz da aşıldı. - Darbe öncesinde, TSK içindeki bazı gruplar, Menderes’in Kıbrıs’ta kendisine bağlı ‘özel silahlı birlikler’ kurduğu yönünde rivayetleri yayıyordu. TMT ve Özel Harp Dairesi’nde görevli subayların ‘zorunlu emekliliği/’tasfiyesi’’ gerçekleşebilirdi!

'Toros' kod adlı Rauf Denktaş, TMT kampında tabanca ile ateş ederken

- Asil Nadir’in Ailesi de TMT Üyesiydi… -


Özal döneminde yıldızı parlayan, zenginliği ve hızlı yaşantısıyla adı duyan Asil Nadir, Kıbrıslı idi. Nadir Ailesi’nin pek çok ferdi de TMT mensubuydu. Ama birbirlerinden haberdar değillerdi. 

Baba İrfan Nadir ile anne Safiye Nadir, Kasım 1957’de, Mağusa’da, kendilerine götürülen teklif(ler) üzerine TMT’ye katıldılar. Ancak her ikisi de birbirinin iştirakinden habersizdi. İrfan Nadir, İngiliz yönetiminde polisti. Anne Safiye Nadir’in gözü karaydı. Türkiye’den gizlice getirilip Mağusa sahiline çıkarılan silah ve mühimmatı depolanacağı veya kullanılacağı merkezlere hızla nakletmekle görevliydi. Safiye Hanım, ‘Opel Capitan’ marka, 1955 model arabası ile aylarca nakliye yaptı. Rumların kontrol noktalarını geçmeyi başardı.

TMT kampında silah eğitimi alan Türk kızı

Lise öğrencisi Asil Nadir de, mücahide kadınların taşıdığı/kaçırdığı silah ve cephanenin saklanmasında çalıştı. Özellikle geceleri belirli noktalara kazılan çukurlara mühimmatın yerleştirilmesi görev(ler)inde bulundu. 
Asil’in ablası Meral Nadir de TMT üyesiydi. Bir grup Kıbrıslı genç kızla Türkiye’ye götürüldü. Ankara yakınlarındaki bir eğitim kampında ‘istihbarat eğitimi’ aldı.

TMT Lefkoşa Sancağı'nın arması

***

Meraklısına Not: ‘Türk Mukavemet Teşkilatı’ hakkında daha geniş bilgi edinmek isteyenler, Dr. Ulvi Keser’in ‘Kıbrıs’ta Yer altı Faaliyetleri ve Türk Mukavemet Teşkilatı’ - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2007, İstanbul! -, İsmail Tansu’nun ‘Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu’ - Kişisel Yayın, 2001, Ankara! -,  Aydın Akkurt’un ‘Türk Mukavemet Teşkilatı 1957 - 1958 Mücadelesi’ - Kişisel Yayın, 1999, Kıbrıs! -, Lawrence Durrell'in ‘Bitter Lemons of Cyprus’/‘Kıbrıs'ın Acı Limonları’ - Can Yayınları, 2014, İstanbul! - ve Ahmet Sanver’in ‘TMT ve ÖHD Anılarım’ - Kişisel Yayın, 2012, Kıbrıs! - kitaplarını okuyabilir. 


 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.