DEVLETE SIKILAN KURŞUN!
İstihbarat Zaafiyet İçerisindedir!
`ÇHD` Bir Terörist Yuvasıdır!
Soner Yalçın`dan Kardeşlik Bekliyorum!
Memleketim...
Memleketim...
En seçkin evlatlarını itlere peşkeş çeken memleketim...
Yer: Taksim
Kendilerine `yeşilci` diyen bir gurup ağaçlar kesilmesin, AVM yapılmasın diye eylemler yapmaya başlıyor...
Ertesi gün `sarı-kırmızı-yeşil` bayraklar meydanı kaplıyor ve kızıl yıldızlı tipler meydana el koyuyor ve eylemin rengi değişiyor...
Devletin kamu kurumları taşlanıyor, şehir yağma ediliyor...
Sonuçta devlette kendinden beklenen refleksi gösteriyor...
Yeşilçi eylemcilerin kanlı gösterilerinden kaos gözleyen bir muhalefet lideri `onları alınlarına öpüyorum` diyor...
O alınlarından öptükleri gençler meydanları alev topuna çevirirken arada bir de çocuk ölüyor...
O çucuğun adı: Berkin Elvan!
Kimilerine göre Elvan ekmek almaya gidiyordu , kimilerine göre yüzü maskeli bir eylemciydi...
Ama bana göre ne olursa olsun o bir çocuktu ve ölmemeliydi.
Bu çocuğun ölmesesinden kim sorumlu?
Elbette ki, onu sokağa itenler.
Başka kim sorumlu?
Elbette ki, kaosa karşı yeterince tedbirini alamayan devlet!
Peki ne oluyor sonuçta?
Devlet kendi memurunu hukuk karşısına çıkarıyor ve zaafiyetinin sorumlularını yargılıyor.
Ve tarin: 31 Mart 2015
Muhalefet liderinin alınlarında öptüğü o gençler terörist çıkıyor ve ülkenin savcısını `intikam ` alıyoruz diyerek rehin alıyorlar.
Bu rehin alınma aslında devletin acizliğinin ta kendisidir.
Maalesef burada Berkin Elvan`ın ölüsü bile koz olarak kullanılmıştır.
İşte böyle bir muhalefeten doğan sistemin bir de iktidarı ve o iktidarın her defasında övdüğü MİT`i var!
O MİT devletin bağrına saplanan bu inanılmaz terör eğlemini, inanın bana TV ekranlarından öğrenmiştir.
Sorarım ozaman sorumlularına!
Musul operasyonu yerden göğe sığdıramadıklarınız, dünyanın en büyük terör örgütünün elinde onlarca insanı kurtaran bu kurumun yetkilileri neden iki kıçı kırık teröristen habersiz?
Hele hele Berkin Elvan olayından ülkeyi rehin alan, hergün tehdit savuran bir örgütün tamda hedefe yönelmesinin önüne nasıl bir beceriksizlikle geçemedi?
Bir Milli istihbarat teşkilatı nasıl olurda savcısının tehtid altında olduğunu önceden tesbit edemez ve önlem alamaz?
Tüm bunlar kafamızda soruyken, muhalefet liderinin alınlarından öptüğe o gençlerin yetiştiği bir dernekten bahsetmek isterim.
Çağdaş Hukukçular Derneği!
Maalesef adı çağdaş olsada çağdışı oluşumların içerisinde ve belirli bir merkezdan yönetilen bir dernektir bu.
Bu derneğin İstanbul şubesi terör eylemi olurken internet sitesinden şu girişle bir basın bildirisi yayınlıyor`Bugün 31 Mart 2015, bugün günlerden Şafak Yayla, bugün günlerden Bahtiyar Doğruyol, Savcı Mehmet Selim Kiraz ve bugün günlerden bir kez daha Berkin Elvan…`
Biraz daha açayım mı kim bu ÇHD?
Hukuğu temsil etmedikleri ordada ama kanunen hukuk temsilcileri oldukları kesin.
Yani adalet sistemine sızmış ve eli silahlı terörist paralelciler ve tam yerinde tanımla haşhaşilerdir.
Yaptıkları her hareketle, her organizasyonları ile haşhaşilere tam uyuyorlar.
Bunların Hasan Sabbah`ı kim?
İmralı`dan Gandi yapmaya çalıştığımız APO!
İşte bu dernekten beslenen teröristler eylemleri sonucu devletin savcısını şehit ediliyor, kendileride operasyonlar sonunda leş olarak ortada kalıyorlar.
ÇHD olaya şöyle yaklaşıyor; `Şafak Yayla, Bahtiyar Doğruyol, saatlerce beklediler, savcıyı rahatlıkla öldürebilecekken öldürmediler. Umutla direndiler. Ölümü göze alarak gerçekleştirdiler eylemlerini...`
Uyarıyorum!
Bu bildiriyi kaleme alanlar yarın kızıl-yıldızlı şapkaları ile eylem yapacak olan diğer militanlardır.
Terör işte nettir, ortadadır.
Sorumlularıda, sorumsuzlarıda bellidir.
Savcının başına dayanan ve sıkılan o silah devletin taa ciğerine sıkılmıştır.
Bu sonuç şunları yüzümüze acı acı vurmuştur;
-Devletin kurumları arasında zaafiyet var,
-Devletin istihbaratı zaafiyet halindedir,
-Basın bu konuda sınıfta kalmıştır,
-Operasyon timleri bu konuda sınıfta kalmıştır,
-İdeolojik bakışlar bu konuda acımasızlığını bir kez daha ortaya koymuştur
Tüm bu başarısızlıkların sebebi ise; eğri oturup düz konuşalım terörler mücadele değilde, müzakere yaptığımızdandır. Terörö muhatap alırsan, terör işte böyle seni esir alır.
Evet teröristler tarafından savcımızın başına doğrultulan silah, Devletimize doğrultulmuştur.
Savcımıza sıkılan kurşun Devletimize sıkılmıştır.
Bu olayın başka açıklaması yoktur.
Ve artık herkesin safınız belli etmesi gerekmektedir.
Ya bu devlet için siyasi, ideolojik bütün kavramlardan sıyrılarak bir olacağız, yada birlikte yok olacağız.
Buradan, ÇHD denen derneğe devletimizin dikkatini çekiyorken, Soner Yalçın`dan bunlar hakkında araştırma yaparak varsa yüreği deşifre etmesini ve DHKP-C`yi kınama yazısı yazmasını bekliyorum...
Hiç olmasa savcımızın cenazaye katılmasını diliyorum.
Kardeşlik adına çok mu şey istiyorum acaba ?
Bu vesile ile şehit savcımıza Allah`tan rahmet, ailesine ve milletimize baş sağlığı diliyorum.
Ruhu Şad, Mekanı Cennet Olsun!
Selçuk Düzgün