Devlet Bahçeli’yi ayakta alkışlıyorum...
MHP Lideri Devlet Bahçeli, okullarımızda Andımızın yeniden okutulmasını isteyen Danıştay 8. Daire kararına karşı ayağa kalkanlara tavrını net koydu.
AK Parti iktidarının; MHP’ye yönelik küçümseyici, bıyık altından gülen tavırlarına karşı Türk Devleti’nin varlığı ve birliği için tahammül ettiğini gösterdi.
Türk Milleti’nin varlığı ve birliğine ömrünü verdiğini bir kez daha ispatladı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli sadece bir partinin genel başkanı olmadığını hem Türkiye’ye hem de dünyaya ilan etti.
FETÖ ile mücadelede ayağını süren, tarikatlerin eline düşmüş devlet bürokrasisine neşter atamayan, Türk Devleti’nin şerefini Rahip Brunson olayında olduğu gibi ayaklar altına alan AK Parti iktidarının, söz konusu Türkiye’nin kuruluş felsefesini anlatan Andımız olunca ayağa kalkması Devlet Bahçeli’nin ittifak masasını tekmelemesine neden oldu.
Devlet Bahçeli’nin tarihe geçecek olan konuşmasının yankıları Türkiye’nin gündemini uzun süre işgal edecektir.
Devlet Bahçeli AK Parti ile yerel seçimlere ittifak halinde girmesi durumunda pek çok belediyeyi kazanabileceğini veya en azından mevcudiyetini koruyabileceğini elbette biliyordu.
Bahçeli, Türk Devleti ve Türk Milletinin varlığı için partisinin yerel seçimlerdeki kazanımlarını elinin tersiyle itiverdi.
Ve her şeyi aslında kazanan oldu.
Türk Milliyetçileri, ülkücüler, Türk Milleti MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi bu kararından sonra asla yanlız bırakmayacaktır.
Bu saatten sonra, tüm kavgaların, tartışmaların, eleştirilerin, ayrılıkların hiç bir anlamı kalmamıştır.
Devlet Bahçeli, adının kudretini bir kez daha Türk Milleti’ne göstermiştir.
Şimdi yeniden şahlanışın, birlik olmanın, bir olmanın, diri olmanın zamanıdır.
Türk’ün düşmanlarına, “Ne Mutlu Türk’üm” demekten korkanlara yaklaşan seçimlerde sandık başında tarihi bir ders vermenin günü gelmiştir.
Devlet Bahçeli Türk Milleti’nin ve Türk Devleti’nin turnusol kağıdı olduğunu cihana yeniden göstermiştir.
Hangi Türk evladı, millet, vatan sevdalısı Devlet Bahçeli’nin bu sözlerine bir şey diyebilir, çağrısına karşı durabilir ki:
“Andımız etnik bir ifade değil, milli kültür ve milli kimliğin inkar edilemez duyuşu, duruşu ve dile gelişidir. Türküm demek ayıp mıdır? Doğruyum demek yanlış mıdır? Çalışkanım demek çarpıklık mıdır? Milli kimliği çayın içinde erimiş şeker diye yutturmaya kalkışan, bize kırmızıçizgi hatırlatması yapan, içindeki MHP husumetini saklayamayan gafiller, unutmasınlar ki, Milliyetçi Hareket Partisi’nin kıpkırmızı çizgisi Türklüğün varlığı ve bekasıdır. Türkçülüğe karşı çıkıp Kürtçülüğü özendirenler kime ne anlatıyorlar? Biz doğarken varlığımızı Türk varlığına adadık. Ninni diye Ne Mutlu Türküm Diyene’yi dinledik
Merhum Atsız der ki, milliyetçilik milleti olmayanlar için faşizmdir. Biz ne faşist, ne kafatasçı, ne de ırkçıyız, hiç de olmadık. Eğer Türk olmanın bir bedeli varsa, eğer Türk milletini savunmanın faturası olacaksa, can feda olsun, seve seve öder, koşa koşa sonuçlarına katlanırız. Tek kişi kalsak da Türklükten, Müslüman Türk milletinden taviz vermeyiz. İki ayrı inanç aynı zihinde bulunamaz, barınamaz. Her ikisine de inandığını söyleyen kişi bunlar hakkında hiçbir düşünceye sahip olamaz. Türklükle İslam’ı karşı karşıya getirmek kelimenin tam manasıyla vatana ve millete ihanettir. Bilinmelidir ki, hürriyetini değil, ancak şuurunu kaybeden millet mahvolacaktır. Bir asır önce yapılan tartışmaların millet ve memleket muhaliflerince ısıtılıp tekrar gündeme getirilmesi tuzaktır, tertiptir, oyundur.
Osmanlı Devletinin egemen unsuru olan Türklerin dezavantajlarını gidermek için Anayasayı askıya alıp okullar açtığını, Müslüman Türk’ün bilgi ve öğretim seviyesi bu okullar sayesinde yükseltildikten sonra Anayasayı tekrar yürürlüğe koymayı düşündüğünü anlatmıştır. 2.Abdülhamit Oğuz soyludur, Türk’tür, Türk milletin iftiharıdır, kendisine yakışanı yapmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türk’tür, Ne Mutlu Türküm diyene sözünü bayraklaştıran Türk milletinin gür, güçlü ve kahraman sesidir. Türk milleti bu hürmet ve rahmetle andığımız büyüklerimiz sayesinde var olmuştur, bundan sonra da onların ahfadı tarafından geleceğe bağımsızlık ve milli kimlikle taşınacaktır.”
O zaman, haydi Bismillah...
Kazanılacak bir zaferimiz, yaşanacak bir toyumuz var artık.
Ya Devlet başa, ya kuzgun leşe...
Ne mutlu Türk’üm diye...
Hakan Sönmez
Siyasetcafe.com