MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, seçim barajı hakkında açıklamalarda bulunarak yüzde 10 barajını oldukça yüksek bulduğunu söylemesi üzerine MHP baraj altında kalma korkusu yaşıyor yorumları yapılmaya başlandı.
Bahçeli, tüm bunlara rağmen partisinin baraj sorunu bulunmadığını açıklamasına rağmen MHP’de baraj sorunu varmış gibi birçok yorumlar okuyoruz.
Bahçelinin seçim barajı hakkında ki açıklaması başka bir şekilde yorumlanamaz mı? Bir de olaya benim gözümden bakalım…
MHP 7 Haziran seçimlerinde ki 16,3 oy oranı ile siyasal yapılanmayı koalisyon hükümetinin eşiğine getirmişti. Devlet Bahçeli partisinin HDP’nin desteğiyle koalisyon kurmayacağını açıklamış, arkasından da bir erken seçim kararı alınmıştı. Bu kararda etkili olan düşünce MHP seçmeninin HDP’yi PKK terör örgütünün siyasal sözcüsü olarak kabul etmesi idi. Devlet Bahçeli, PKK sözcüsü olan siyasal yapı ile yan yana görünmek istemiyordu.
1 Kasım seçimlerinde ise oy oranı %11,9 oranındaydı.
Yüzde dörtlük oy kaybı parti içinde Devlet Bahçeli’ye muhalefet eden muhaliflerin organize ettiği oylardı bazı seçmenler geçersiz oy kullanmış, bazıları da mühür bastıktan sonra oy pusulasını cebine koyarak Bahçelinin davranışlarını protesto etmişlerdi. Kanımca Kasım seçimlerinde MHP’nin kaybetmiş olduğu oylar Meral Akşener’in yeni kurulan partisinin tabanını oluşturan oylardır. MHP ise %11,9 oyunu korumaktadır. Bundan dolayıdır ki MHP’nin baraj sorunu olduğuna bende inanmamaktayım.
Sayın devlet Bahçeli iyi bir satranç oyuncusu.
Seçmen tabanlarının aynı olmasına rağmen barajı aşamama korkusu olan birçok seçmen kendi dünya görüşlerine yakın partilere oy vermektedir. Eğer baraj %5’e düşürülürse Sadet partisi (SP) ve Büyük Birlik partisi (BBP) gibi partilerin tabanlarının AKP’ye kaymasının önü kesilecek, bundan da en büyük zararı AKP görecektir.
İkinci bir oyun içinde ki oyun ise gelecek seçimlerde 600 sayısına çıkartılmış olan milletvekili sayısı içindir diye düşünüyorum. %1,5 ve %2 seçmen kitlesi olan partilerinde baraj düzenlemesinden sonra meclise girecek olması, AKP’nin sayısal çoğunluğunu azaltıp, bunun sonucunda da en büyük kazanç küçük partilerin en çok kayıpta AKP’nin olacaktır.
Satrançta şah çekmek, rakip şahı tehdit etmek anlamına gelir. Rakip şahın bundan kurtulması gerekir, kurtulamazsa mat olur. Bunlardan bir tanesi şahı kaçmak, ikincisi de araya taş kapatmaktır. Üçüncüsü, eğer yapabiliyorsak şah çeken taşı yemek gerekir.
Sayın Devlet Bahçeli aslında Şah’ı AKP’ye çekti. AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan bu oyuna gelir mi zaman içinde göreceğiz.