Değişen bir şey yok!

Necdet BULUZ

Yazımızın başlığına attığımız “Değişen bir şey yok” Amerika- Türkiye ilişkilerinde gelinen noktanın özetidir. Biz ne söylüyorsak, ne istiyorsak dost ve müttefik bildiğimiz Amerika tam tersini yapıyor. Yapılan onca uyarılara, ikili görüşmelere rağmen sorunların çözümünde ortak bir nokta bulamıyoruz.

 

Geçenlerde Ankara'ya gelen ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile ağırlıklı olarak Suriye meselesi konuşuldu. Sırasıyla Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşen Amerikalı bakandan ülkesinin terör örgütü PKK uzantısı PYD-YPG'ye desteği kesmesi istendi.

 

Hatta bu konunun çözülmemesi halinde ikili ilişkilerin kökten zarar görebileceğine bile gönderme yapıldı.

 

İşin ilginç tarafı, Amerika Dışişleri Bakanı Tillerson Ankara’da temaslarda bulunurken bile, müttefikimizin boş durmadığıdır.


Amerikalı Bakan Tillerson Ankara'da Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüştüğü sıralarda ABD’nin Suriye'de terör örgütü PYD-YPG'ye destek vermeye devam ettiği ortaya çıktı.


Gelişmeler ve ortaya çıkan gerçeklere de bir göz atalım:


ABD, Tillerson'un Ankara temasları devam ettiği sırada Suriye'nin kuzeyindeki örgüte silah ve mühimmat sevkiyatı yaptı. Semalka Sınır Kapısı’ndan yapılan sevkiyatta zırhlı araçlar da bulunuyordu. Silah ve askeri araçlar, Rakka operasyonuna hazırlık kapsamında gönderildi. ABD daha önce de Semalka Sınır Kapısı'ndan örgüte silah göndermişti.


Bu gelişme ABD'nin yeni yönetiminin de "Türkiye'nin terör örgütünü desteklemeyin" talebini dikkate almayacağını gösteriyor. Tillerson'un Ankara temaslarına eşlik eden ekipte Obama döneminden beri ABD'nin DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi olan Brett McGurk'un da yer alması dikkat çekmişti. McGurk, terör örgütü PYD-YPG militanlarıyla çekilen fotoğraflarıyla gündeme gelmişti.


Tillerson'un Ankara ziyaretinden sonra batı basınında dikkat çekici değerlendirmeler yer aldı. İngiliz Financial Times (FT) gazetesi, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın Türkiye ile ABD arasındaki gerilimi azaltmakta başarısız olduğunu yazdı.


Gazeteye göre, ABD'de Donald Trump'ın başkan olmasının ardından ilişkileri yeniden ayarlamayı uman Ankara'da da diplomatlar, ziyareti hayal kırıklığı olarak niteledi. İngiliz gazetesinin haberi şu şekilde devam etti: Terör örgütü YPG öncülüğünde kurulan Demokratik Suriye Güçleri'nin (DGS) sözcülerinden Talal Sello “ABD, Rakka operasyonunda Türkiye'ye de rol verilmesini önerdi, biz de reddettik. Sonunda bizim önerimiz kabul edildi” diyor.


Bu kararla etrafı sarılan Türkiye, Çarşamba günü Fırat Kalkanı operasyonunu sonlandırdı, dolayısıyla Rakka'nın ve Münbiç'in kontrolünü ele geçirerek, Suriye'nin kuzeyinde 5 bin kilometrekarelik bir güvenli bölge yaratma planından da vazgeçmiş oldu.


Şimdi de “Fırat Kalkanı Operasyonu” sorgulanmaya başlandı. Çokları “Bu operasyon sona erdi, peki onca şehit verdik, ne elde ettik, ne kazandık, ne kaybettik?” diye soruyor.


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hedefimiz Menbiç, oraya kadar operasyonları sürdüreceğiz” açıklamalarından sonra önümüzün kapatılması ayrıca birçok soru işaretlerinin de oluşmasına neden olmuş bulunuyor.


PYD konusunda çok güvendiğimiz Rusya’nın da aynen Amerika’nın izinden gittiği ve PYD’ ye destek verdiğini de söylemeden geçemeyeceğiz. Rusya, Moskova’da bu terör örgütlerinin açtığı büroları bile kapatmadı.


Türkiye’nin bir “beka sorunu” var. Güvenliğimiz tehdit eden unsurlar bulunuyor. IŞİD’a karşı elde edilen “Fırat Kalkanı Operasyonu”nun başarı ile tamamlanması da ortada bırakılıyor. Dış güçler, TSK’nin bizim en büyük düşmanımız PKK’nın uzantısı PYD/YPG güçlerine karşı mücadelemizin önünü kesiyorlar. Güvenliğimizi tehlikeye atıyorlar.


Yazımızın başında da değindiğimiz gibi, Amerika’nın Dışişleri Bakanı Türkiye’de görüşmeler yaparken bile, müttefikimiz Suriye’deki YPG/PYD’lilere silah yardımını sürdürüyorlardı. Yapılan uyarılara, yöneltilen sorulara rağmen ABD’li Bakan’ın suskunluğu ve pişkinliği de zaten açık biçimde görüldü. Bunun artık ne anlama geldiğini söylemeye gerek var mı bilmiyoruz?


Bütün bunlar yaşanırken, Türk ve Türkiye düşmanı Peşmergebaşı Barzani de Kuzey Irak’ta Kerkük’ü ele geçirmenin hesaplarını yapıyor. Kuzey Irak’ta referanduma hazırlanan Barzani’nin “Türkiye’deki 16 Nisan referandumunun sonuçlarını bekliyoruz” demesi de son derece anlamlı ve düşündürücüdür.


Bu güvenlik sorunu da Suriye’de Menbiç’ten, Kuzey Irak’ta da Kerkük ve Musul’dan geçtiğine göre daha ne bekleniyor ki?


necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.