Darbeler Kendi doğallığı içinde akan toplum ve devlet düzenine müdahale ederek milleti ve devleti rotasından çıkarma olayıdır.
Özellikle 1800 yılından sonra Devlet-Ali’yi Osmani'nin zayıflamasıyla darbeler 200 yıllık tarihimizi acı olaylarla tanıştırmıştır. Ben darbelerin o günden beri eğitim sistemimize vurduğu darbeden bahsedeceğim. Özellikle 1870 sonrası darbeler eğitim sistemimize eğitim camiasının dışındaki müdahalelerle sözde eğitimi çağdaş bir çizgiye getireceğiz iddiasıyla yola çıkmış ancak iktidarı değiştirmeye yönelmiştir. Türk milli eğitimine karışmak hevesi sadece ülkemiz içinde cereyan etmemiş, aşkla bizim çağdaşlaşmamız gerektiğini söyleyen en az iki güç darbeleri teşvik etmiştir. Bunlar, içerideki darbeci kesimlere irtica geliyor teranesiyle darbe çığırtkanlığı yapmış, muhtıra ve darbelerle eğitim altüst etmiştir. 28 Şubat döneminde milli eğitim ve yüksek öğretim sistemimiz en büyük darbeye muhatap olmuştur. İmam hatipler bahane edilerek bütün meslek okullarının kapatılması, öğrenci kontenjanlarının azaltılması sonucu küçük ve orta ölçekli sanayi sitelerinin ara eleman ihtiyaçları karşılanamamış ayrıca başörtüsü binlerce öğrencinin okuma imkanının kaybına sebep olmuştur. Aynı durum yüksek öğretim ve üniversitelerde devam etmiş, ikna odaları devreye girerek ikna olmayan başörtülü öğrenciler mağdur edilmiştir.
Üniversitelerde malum hocalar için akademik başarının ölçüsü irticayla mücadele olarak klişeleşmiştir. Bu sürecin arkasından gelen ve FETÖ'nün etkin olduğu yönetimlerde öğrenciler sınav yolsuzluklarına maruz kalmış ve büyük hak kaybına uğramıştır. 28 Şubat döneminde öğretim üyeleri arasında da çok büyük haksızlıklar yapılmıştır.
Sonuç olarak ülkemizde darbelerin birinci hedefi her zaman eğitim olmuş ve darbeciler malum güçler tarafından desteklenmiştir. Türk milli eğitimi ve üniversitelerimiz yıpratılmış, liyakat esaslı bir anlayış kazanamamış ve değişik gurupların yönetim anlayışları arasında örselenmiştir.