Türkiye’nin yeni tip korona virüs salgınına karşı geliştirdiği kendi yöntemi dünya basınını şaşırtıyor. CNN International Türkiye’de uygulanan tedavi, kademeli sokağa çıkma yasakları, dağıtılan bedava maskeler ve yaşlılara ulaştırılan yardımlara büyük bir övgü ile geniş yer verdi.
Hafta sonları gerçekleştirilen kademeli sokağa çıkma yasakları ve 65 yaş üstü vatandaşlara gelen yaşa özel kısıtlamalar ile Türkiye farklı bir koronavirüs yaklaşımı benimsiyor.
Hafta sonları gerçekleştirilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle Taksim Meydanı'nında görülen güvercin sürüleri, çoğunlukla çocukların attığı yemler sayesinde, yasak sürecinde görev yapan polis ve medyanın geçtiği yoldan geçenlerin başında özgür bir şekilde dolaşıyor.
Görüntüler Alfred Hitchcock'un korku filmi “Kuşlar” filminden bir sahneyi hatırlatsa da burası İstanbul'un en kalabalık meydanlarından biri: Taksim Meydanı…Meydan normalde Türkler ve turistlerle dolup taşsa da sokağa çıkma yasağı süresince çok ıssızlaştı. Geçen hafta sonu, Türk hükümeti 31 il için 48 saatlik sokağa çıkma yasağı uygulayarak Türkiye nüfusunun dörtte üçünü etkiledi.
Türk hükümeti Covid-19 virüsünün yükselişini engellemek için hafta sonları sokağa çıkma yasağı gibi ciddi önlemler alırken, ilk sonuç felaketti. İlk yasak yürürlüğe girmesinden sadece iki saat önce duyurulmuştu. Bazı semtlerde sosyal mesafe kurallarına çok az uyarak bakkallara ve fırınlara akın ederken bazı bölgelerde satın alma paniğine neden oldu.
Yaşanan arbedenin ardından sosyal medya, koronavirüs kara mizahı ile dolup taştı: kocası, arabasını ve karısını geride bırakarak olay yerinden kaçan sokağa çıkma yasağını ihlal edenler; Türkçe bilmediğini söyleyerek ceza ücretini atlatmaya çalışan bir adam...
Sokağa çıkma yasağı etrafındaki kaosun ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin vatandaşlarını korumak ve sağlamak için yeterince güçlü olduğunu savunurken, halkı evde kalmaya çağırırken ve başka bir hafta sonu sokağa çıkma yasağı ilan ederek ülkeye hitap etti.
TÜRKİYE’DE ALINAN ÖNLEMLER
Hafta araları 20 yaş ve altı ile 65 yaş ve üstü arası vatandaşlara sokağa çıkma yasağı bulunmakta Türk vatandaşlarına..Teorik olarak diğer tüm vatandaşların dışarı çıkmasına izin verilir, ancak birçok küçük işletme kapalı olsa da, restoranlar teslime veya toplama için açık.
Yasak sadece parklar gibi halka açık yerlerde, bankalar ise belli saat aralarında açık. Buna karşılık, şantiyeler, fabrikalar ve ekonomik bir sıkıntı yaşamak istemeyen diğer işletmelerle birlikte üretim tüm hızıyla devam ediyor.
Bazı uzmanlar, Türkiye gibi kısmi kısıtlamaların başarılı olabileceğini söylüyor - virüse karşı savunmasız olanlar korunmaya devam ettikleri ve dışarı çıkanlar uygun önlemleri aldıkları sürece.
İngiltere'deki Lancaster Üniversitesi'nden bir virolog olan Dr. Muhammad Munir, "Bu alternatif bir stratejidir," diyerek rutin alışverişe çıkan sağlıklı insanların herhangi bir zarar vermediğini açıkladı."Enfekte olan insanların yüzde sekseni iyileşti. Bu nedenle, altta yatan nedenleri olmayan sağlıklı insanlar varsa, bu kesinlikle yararlıdır. Sokağa çıkma yasaklarının tek yararı, hastalığın yayılmasının yavaş olması, hastaneler üzerindeki yoğunluğun azalmasıdır.”
Kent Üniversitesi Viroloji fahri öğretim görevlisi olan Dr. Jeremy Rossman: “Türkiye'nin günlük olarak rapor ettiği vaka sayısı göz önüne alındığında sokağa çıkma yasaklarının sadece erken yapılırsa gerçekten etkili olduğunu ve Türkiye’nin hala düşük bir seviyeye sahip olduğunu söylüyor. Rossman’a göre bir ülke pik noktasına ulaştıysa ve düşüşe geçebilir.
Rossman ayrıca "Türkiye düzeyinde, çoğu ülke tam bir izolasyon uyguluyor. Kısmi bir izolasyon iyi olabilir, hala salgını kontrol altına almaya çalışırken ekonominin bir kısmının işlerliğini korumayı dengeleyebilir" diyor.Rossman sözlerine şöyle devam ediyor: "Bu, nüfusun önlemlere ne kadar iyi bağlı olduğuna ve işyerlerinde fiziksel mesafelerin ve el hijyeninin ne kadar iyi uygulandığına bağlı. Ancak Türkiye şu anda gidiyor, fakat yine de risk var.."
CNN'deki analizde ayrıca Türkiye'de en çok vaka bildiren 10 ülke arasında yer almasına rağmen ölüm oranının diğer ülkelere kıyasla daha düşük olduğu vurgulandı.
Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin ölüm oranının -% 2'nin biraz üzerinde olduğunu, ülkenin büyük sağlık kapasitesi ve diğer ülkelerden farklı bir tedavi protokolünden kaynaklandığını savunmakta.
Koca ayrıca Türkiye’de filyasyon yöntemi gibi bir yöntemin sadece Türkiye’ye ait olduğunu ve filyasyon ekiplerinin büyük bir özveri ile çalıştıklarının altını önemle çiziyor. Bunların yanısıra uzun süre yüksek frekanslı oksijen kullanarak entübasyon sürecinden kurtulduklarını söylüyor Fahrettin Koca.
Koca, Türkiye, Covid-19'un Çin’de görülür görülmez diğer ülkelerden çok daha erken bir Japon markası olan antiviral sıtma ilacı Hidroksiklorokin ve Favipiravir stokladıklarını ve tedavi sürecinde bu ilaçları kullanıp başarıya ulaştıklarını da sözlerine ekliyor Koca.
Ancak Lancaster Üniversitesi'nden Dr. Munir, sıtma ilacının kullanımına karşı çıkan birçok tıp uzmanından birisi.
Yan etki riskinin, hidroksiklorokin kullanımının faydalarından daha ağır bastığını söyleyen Dr.Münir: “Tedavilerin etkisi çok az, Hidroksiklorokin söz konusu olduğunda, hastalar yine de Covid-19'dan iyileşmiş olabilirler, ancak bir yıl sonra kalp problemlerinin geri döndüğünü, körlüğün ortaya çıktığını görebilirler. Bu yüzden bu ilaçları onaylamak için henüz yeterli kanıt yoktur” diyor.
İstanbul Üniversitesi Cerrrahpaşa Tıp Fakültesi Başkanı Dr. Nuri Aydın ise buna şiddetle karşı çıkıyor ve "Hayat kurtarmaya çalışıyoruz, gördüğümüz, hastaların yoğun bakım ünitesinde geçirdikleri zaman, yoğun bakım ünitesine girmek zorunda oldukları aşamaya gelmeden hidroksiklorokin aldıklarında azalmaktadır."
Aydın, bulgularını yayınlayacak yeterli veri olmadığını ve "zamanın bize gerçek sonuçları göstereceğini" söylüyor ve başka farklı bir şey de yaptıklarını da ekliyor: Hastalarını yüzüstü yatmak yerine, birçoğunu yüzüstü, yani yüzüstü pozisyonda tutuyorlar. Bunun da olumlu sonuçlar verdiğini söylüyor. Ve Türkiye, halihazırda hastalıkla hala mücadele eden hastalığa yakalanan hastalardan imnun plazma kullanmaya başladı.
Hükümet, yoğun bakım ünitelerinin hala bol miktarda kapasiteye sahip olduğunu ve hastane yatağı sıkıntısı olmadığını söylüyor.
İlk vakasını Mart ayı ortasında bildiren Türkiye'nin hazırlık zamanı vardı. Gerçekten de Türkiye'nin hastane sistemi o kadar iyi ki ülke bir medikal turizm destinasyonu haline gelmiştir.
Covid-19'a yanıt olarak, ülke sadece Türkiye'nin içinde değil, aynı zamanda yurtdışında da kişisel koruyucu ekipman (KKD) üretmek ve dağıtmak için programlar geliştirerek İtalya,İngiltere, İspanya ve 30'dan fazla ülkeye yardım paketleri gönderdiler.
Türkiye'de maskelerin para ile satılmadığı ve meslek okullarında uzun süredir tıbbi malzemelerin üretildiği vurgulandı. Haberde birçok caminin gönüllüler aracılığıyla yardımn merkezlere dönüştüğü ve Açık Kapı isimli telefon merkezi sayesinde yaşlıların tüm ihtiyaçlarına koştuğu belirtildi.
Siyasetcafe.com