Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, Habertürk TV’de katıldığı programda, gündeme özel açıklamalarda bulundu.
Gündemde çokça yer alan maaş eleştirilerini, yeni parti iddialarını, İBB seçimlerini ve AK Parti'nin güncel durumunu değerlendiren Bülent Arınç'ın konuşmaları, gündemi yine meşgul edeceği gözüküyor.
Seçim sonuçlarını çok büyük başarısızlık veya başarı olarak görmediğini belirten Bülent Arınç, AK Parti için ilk ikaz sinyallerinin 7 Haziran seçimlerinde başladığını söyledi. Ayrıca Arınç, eskiden yüzde 50'lik bir kesimin kendilerini sevdiklerini, artık bu hissin nefrete dönüştüğünü de sözlerine ekledi.
Bülent Arınç'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Bizim için ilk ikaz belki 7 Haziran seçimleridir. Sayın Cumhurbaşkanımız 5 ay sonra 1 Kasım'da seçimlerin yenilenmesine karar verince, kaybettiğimiz yüzde 9 puanı milletimiz verdi. '7 Haziran'da şunlar sebebiyle seni bu noktaya getirdim. Ama 1 Kasım'da diğer partilere baktım, ümit görmedim. Yine sen iyisin, eksiklerini düzelt, benimle kucaklaş, ben seni başımın üstünde taşıyacağım.' dedi.
Bu sonucun üzerinde en az 10 faktör sıralarım. Rüzgarımızı, heyecanımızı kaybettik. Sürekli reform yapan devrim içinde bir partiydik. Bizim hedeflerimize ulaşmamız için ekonomi, hukuk, yargı anlamında yeni stratejiler takip etmemiz gerekiyordu. Kırılma noktaları 17-25 Aralık, Gezi olayları. Sayın Hakan Fidan'ın sorguya çağrılması. Arkasından mahalli seçimlere giderken paralel yapılanma, illegal yapılanma, dersanelerin kapatılmasından sonra ortaya çıkan kaos hükümeti daha sıkı, güvenlikçi bir noktaya getirdi. Hedeflerinden şimdilik vazgeçmek zorunda kaldı. Arkasından 15 Temmuz'da, Cumhurbaşkanımızın hayatına kasteden olaylar oldu.
"YÜZDE 50 BİZDEN NEFRET EDİYOR"
Eskiden yüzde 50 bize oy veriyordu, diğer yüzde 50 bizi severdi. Ama şimdi yüzde 50 bizden nefret ediyor. O zaman CHP'ye bakardık, yerine göre kendimizi sosyal demokrat parti olarak görürdük. Avrupalı meslektaşlarımız siz sosyal demokrat parti gibisiniz diyordu.
"MAAŞIMIN YARISINI KHK'LILARA BAĞIŞLAYACAĞIM"
Asla ve kat'a yeminle söylüyorum, bu maaş nedir, var mıdır, yok mudur, yüksek midir, alçak mıdır diye eleştiri yapan hiç kimseyi kastetmedim. Ben eleştiri hakkının kıymetini bileceğim ama benim maaşımı eleştirdi diye bir kişiye edepsiz diyeceğim, bu mümkün değil.
Şimdi ben tek maaşa kaldım. Tek maaş yetmeyince arabuluculuk yapmaya başladım. Ofisimin masraflarını karşılıyor. Buradan gelecek olan para ne kadarsa yarısını burs, yarısını da KHK'larla mağdur olan binlerce kişi var. Daire başkanı adam, dava açılmamış, takipsizlik kararı alınmış, ama görevine iade edilmemiş. Bir kısmının eşi evlere temizliğe gidiyor, yumurta satıyor. KHK'larla işlerinden atılmış, beraat kararı almış, koğuşturmaya yer olmadığı kararı alınmış insanlar var. Benim çevremde, ailemden insanlar var. Yoksa ceza alanlarla ilgili bir şey demiyorum."
SİYASETCAFE.COM