Hayatınız boyunca hep korkaktınız…Hep sinik, hep sinsi…80 öncesinde ülkücüler ile devrimciler çatışırdı, siz “Biz kalbimizle buğz ediyoruz” der, en ufak kavgaya bile girmez korkaklığınıza kılıf bulurdunuz…
O yüzden bilmezsiniz,26 yaşındaki Yörük Ali Efe’nin cesaretini, o yüzden anlamazsınız onun sadece 20 adamı ile Yunan mitralyözlerinin saçtığı cehennem ateşinin üzerine gidip onları geri püskürtmesinin nasıl bir şey olduğunu.
***
Hayatınız boyunca hiçbir sözünüzü tutmadınız…Hep takiyyeciydiniz, hep yalancı, hep riyakar…
O yüzden anlamazsınız siz, meydan mahşer yerine dönmüşken ÇİĞİLTEPE’yi 30 dakika içerisinde Yunan askerinden geri almak için Mustafa Kemal’e söz veren Albay Reşat Bey’in sözünü tutamayınca bir saniye düşünmeden intihar edişini ve O’nun ölümünden 45 dakika sonra ÇİĞİLTEPE’ye ay-yıldızlı bayrağın dikilmesin anlamını.
***
Hayatınız boyunca “Keşke Yunan galip gelseydi” diyenlerin hayranı oldunuz, avuçlarınız patlayıncaya kadar onları alkışladınız…
O yüzden anlamazsınız siz, öleceğini bile bile bile İzmir’e ayak basan Yunan askerine tek başına tabancasını çekip ilk kurşunu sıktıktan sonra al kanlar içinde şehadete ulaşan Hasan Tahsin’in asaletini ve ferasetini…
***
Hayatınız boyunca işiniz gücünüz para oldu, hep daha fazlasını istediniz, hep daha çok paraya tamah ettiniz…
O yüzden anlamazsınız siz, savaşlarda harap bitap düşmüş bir memleketin evlatlarının evindeki her iki şeyden birini cephede savaşan ordusuna vermesini, siz bilmezsiniz para veremeyenin 70 yaşındaki ninelerin canını vermek için nasıl yalvardığını ölmek için cephede…
***
“Üstadı” kumarbazın, para karşılığı siyaset yağdanlığı yazılar yazan adamın biri olan sizler anlamazsınız memleketin istiklali ile “Kumar” oynanmayacağını…
O yüzden bilmezsiniz “Ya İstiklal,Ya Ölüm” sözünün derinlerde yatan manasını…
***
Demir, çelik denildiği zaman sizin aklınıza Cumhuriyet’in kurduğu demir-çelik fabrikalarını üç otuz paraya satıp savmaktan başka bir şey gelmez…
O nedenle anlamazsınız siz, ordusunun cephedeki cephanesi tükenince bu milletin söktüğü tren vagonlarından ve raylardan kılıç imal edip askerine yollamasını, aklınız almaz bunları…
*****
Sizin İstanbul sevdanız ne İstanbul’un tarihine olan sevginizdendir, ne denizine havasına,ne suyuna…Zira siz hayatınız boyunca İstanbul ile aslından hilafetin, aslında saltanatın hayallerini canlı tuttunuz aklınızda…
Sizin hayalleriniz İskilipli Atıf Hoca’ydı, Said-i Nursi’ydi, Şeyh Sait’ti, idolleriniz Vahdettin’di, 2.Abdülhamit’di…
İşte siz o nedenle anlayamazsınız, anlamak istemezsiniz Mustafa Kemal Atatürk’ün büyüklüğünü de,dehasını da…
İşte siz o nedenle bir türlü hazmedemediniz Cumhuriyeti de Cumhuriyet’in değerlerini de bayramlarını da…
***
Bugün 30 Ağustos efendiler…
Görmek istemeseniz de, duymak istemeseniz de, yalandan bahaneler ile kutlamalarına gitmeseniz de, dişiniz ağrıyıp, kulağınız kanayıp her ne hikmetse hep milli bayramlarda yataklara düşseniz de o hiç içinize sinmeyen Cumhuriyetin silah süngüsü ve al kanlar ile tarihe altın bir zafer sayfası olarak yazılışının 98.yılı bugün…
Siz ister kabul edin, ister hazmedin, ister hazmetmeyin, ister kutlayın, ister yasaklar ile kutlanmasını engellemeye çabalayın bu millet ne kendisini küllerinden var eden Ata’sını,ne de bu memleketin istiklali için topağa düşen şehitlerini unutur…
Sizinkisi boş bir çabadır, beyhude uğraştır efendiler…
Zira tarih “KAHRAMAN OLMAYA ÇALIŞANLARI “değil “KAHRAMANLARI” yazar…
O yüzden siz beyhude hayallerin boşa çabalayan kürekçilerisiniz ve durmadan her fırsatta bize soruyorsunuz alaycı ve küçümseyen bir dille “SİZ KİMSİNİZ?” diye…
Cevap vereyim fesinize, püskülünüze, alayınıza, tümeninize:
“BİZ 30 AĞUSTOS’UZ,”
Haydi gelin yasaklayın bizi…
siyasetcafe.com