Rusya Büyükelçisi Türkiye`de öldürüldü...
Türkiye`de son bir haftada Teröre karşı 100 insanımızı şehit verdik...
Halep kan ağlıyor..
Bunlar son bir haftamızın gündemleri...
Peki nedendir ülkemize ve bölgemize yönelik bu acımasız savaş tetikçiliği?
ABD`de ikiz kulelere yapılan terör eylemi sonrası dünya 2000`li yıllardan sonra yeniden dizayn edilmeye başlandı.
Dünya`yı yöneten ve tek kutuplu olan güç , özellile mortgage kırizi ile de ekonomik bunalıma girdiği için yeni hamleler yapmak zorunda idi.
Bu ekonomik kriz ABD`nin yüzyıldır hayata geçirmek istediği BOP projesi için daha hızlı harekete etmesini sağladı.
Tabi ki BOP`un merkezi Ortadoğuydu.
Ortadoğuyu parçalmak ve küresel sermayelere yeni yeni alanlar açmak için özelikle AB ve ABD çok kanlı oyunlar oynamaya başladı.
Mısır ile başlayan Suriye ile kavrulan adına `Arap Baharı` denen olayların perde arkası işte bu küresel sermaye temsilcilerinin acımasız kapitalist doyumsuzluklarıdır.
Ülkemizde yeniden tetiklenen terör eylemlerinin, darbelerin, acımasız ihanetlerin perde arkası işte yukarıdaki sebeplerdendir.
Ülkemizde ve coğrafyamızda son 10 yıldır yaşananlar bana I. Dünya savaşı öncesini hatırlattı.
Bu bölgeyi ele geçirmek ve küresel güç olmak için sinsi planlar kuran ABD Osmanlı`yı savaşa sokmak için yaklaşık 100 yıl çaba sarf etmiştir.
O yüz yıl içerisinde terör eylemleri, monarşi darbeleri, suikastlar, etnik ve mezhepsel çatışmalarla Osmanlı devletini yormuş ve nihayetinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliahtı Franz Ferdinand, Saraybosna'yı ziyaretinde bir Sırp Milliyetçisi olan Gavrilo Princip tarafından öldürterek I. Dünya savaşı başlatılmıştı.
Bütün bunların özeti şudur:
ABD yeni düzenini kurmak için 3. Dünya savaşına giden taşları tek tek döşemektedir.
Bir doğuda, bir batıda terör eylemleri olmaktadır.
Asıl hedef olan Ortadoğu` ya da ateş vermiş ve hedef artık Türkiye`dir.
Türkiye`yi yok edebileceği bir kutupa itmek ve parçalamak istemektedir.
Bombalar, suikastlar, ihanetlerin geleceği son nokta bir AB liderinin öldürülmesi olabilir.
Ve hatta bu uğurda Donalt Trump`ı bile harcaya bilirler.
Ya da bu kez tam tersi bölgemizden bir liderin öldürebilirler!
Bunu 15 Temmuz`da bizim Cumhurbaşkanımıza karşı başaramadılar.
Ama durdular, vazgeçtiler, yeniden denemeyecekler ve başaramayacaklar anlamına gelmez.
Devletimizin emniyet birimleri özelikle MİT bu konuda çok dikkatli olmaz zorundadır.
Rus Büyükelçisine düzenlenen suikast içinde birkaç cümle kurayım:
Her şeyden önce suikast sonrası devlet aklı ile açıklama yapan Rusya`nın siyasi iradesini tebrik ediyor, Rus devletine ve halkına baş sağlığı diliyorum.
Katilin kimliği ve eylem şekli ise FETÖ`yü işaret ediyorken FETÖ ile mücadelede sınıfta kaldığımızın göstergesidir.
Haftalardır söylüyorum, sayın cumhurbaşkanı da söyledi bu mücadelede at izi, it izine karıştı.
Fetö büyük bir ustalıkla hedef saptırmakta ve devleti içerisindeki gücünü korumaktadır.
Öyle ise katilin kimliği üzerinden gidilerek sorulması gereken sorular şunlardır:
Bu polis memurunun meslektaşlarından Fetö'cü diye ihbar ettiği var mıdır?
Onun yüzünden meslekten ihraç edilen var mıdır?
Emniyetteki temizlik operasyonunda böyle bir manyak nasıl gözden kaçmıştır, ona kim referans olmuştur?
Polis olması için referansları kimler olmuştur?
Nasıl bir sınavdan geçip polis olmuştur?
Onun mülakatını yapanlar kimlerdir?
En önemlisi; onu o gün oraya görevli gönderenler kimlerdir?
Son söz:
Ne diyor Dede Korkut?
“Kahpe içerden olunca
Kapı kilit tutmaz oğul!”