AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, ''Eğer Türkiye'de darbe olmasaydı, güçlü ve istikrarlı siyasi yönetimler iş başında olsaydı, bugün Türkiye dünyanın yedinci büyük ekonomisi olacaktı. Darbelerin bize maliyeti 10 büyük ekonominin kaybıdır.'' dedi.
Binali Yıldırım, Anadolu Aslanları İş Adamları Derneğinin (ASKON) yeni genel merkez binasının açılışında yaptığı konuşmada, çok anlamlı günde bu açılışı yaptıklarını söyledi. Bugün 28 Şubat'ın 22. yılı olduğunu belirten Yıldırım, ''Aynı zamanda muhterem hocamız Necmettin Erbakan'ın ölüm senesi devriyesindeyiz. 8 yıl önce 27 Şubat'ta ahirete intikal eden rahmetli hocamıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Mekanı cennet olsun.'' dedi.
'DARBE OLMASAYDI 7'İNCİ EKONOMİ OLACAKTI'
Binali Yıldırım, Türkiye'nin darbelerle, müdahalelerle, terörle anılan ülke olmaması gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Eğer Türkiye'de darbe olmasaydı güçlü ve istikrarlı siyasi yönetimler iş başında olsaydı, bugün Türkiye dünyanın yedinci büyük ekonomisi olacaktı. Darbelerin bize maliyeti 10 büyük ekonominin kaybıdır. 17 yerine bugün Fransa'dan sonra yedinci ekonomi Türkiye olacaktı. Ama 70'lerde, 80'lerde ve 90'larda hatta bizim dönemimizde karşılaştığımız milli iradeye yönelik, millet egemenliğine yönelik müdahale ve müdahale girişimleriyle 10 sıra birden geriye düştük. Daha iktidara geldiğimiz ilk günlerde 19 Kasım dün gibi hatırlıyorum hükümet açıklanmış, 8 Ocak'ta zehir zemberek bir bildiri açıkladı asker. O bildiri 27 Nisan e-muhtırasından çok daha ağır mir muhtıraydı. O gün bir şey oldu. Diyarbakır'da bir uçak düştü, 56 vatandaşımız hayatını kaybetti.''
367 HUKUK TARİHİNDE BİR GARABETTİR"
Türkiye'de Cumhurbaşkanı seçtirilmediğini ifade eden Yıldırım, o dönemde yeni icatların ortaya çıkarıldığını kaydetti. Yıldırım, 367'nin hukuk tarihinde bir icat, garabet olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Hiçbir devirde hiçbir yerde de izahı olmayan bir iştir. Ama yüksek yargıda en yüksek yere gelmiş insanlar bunu çok büyük bir buluş gibi onu o gün piyasaya sürdüler. Maksat milletin iradesi cumhurbaşkanlığına yansımasın. Onun üzerine bizde dedik ki; 'madem öyle bu işin kararını millet versin'. Hem genel seçime gittik hem referandum yaptık ve o andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti parlamento tarihinde sorun olan cumhurbaşkanlığı seçimini doğrudan milletin seçmesi yönünde kararı aldık. Bununla yetinmediler. Başka yargı üzerinden operasyon yapmaya çalıştılar. Daha sonra 17-25 Aralık, 15 Temmuz, Gezi Olayları bütün bunların bir sonucu var. Bazen FETÖ'cü, bazen ulusalcı kılığında geliyorlar, bazen başka kılıklarda geliyorlar Ama zihniyet hiç değişmiyor. Millet iradesini, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini yine milletin meclisinde olduğu gerçeğini bir türlü kabullenemiyorlar.''
28 Şubat'ın Türkiye'ye zararının 400 milyar dolar olduğunu anlatan Yıldırım, ''Onlar yıkıp, dağıtıp yok etmeyi bilirler. Faturayı millet ödüyor, bizler, sizler.'' dedi.
İSTANBUL İÇİN ÖNEMLİ PLANLARIM VAR
İstanbul ve Türkiye için önemli planların olduğunu ifade eden Yıldırım, İstanbul tek başına bir ülke olsaydı Avrupa'nın 13'üncü, dünyanın da 41'inci büyük ülkesi olacağını belirtti. Yıldırım, İstanbul için güzel bir çok projenin olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:
''Güvenlik, yeşil alan, İstanbul ekonomisini geliştirecek vizyon projeler, trafik ve ulaşımla ilgili asgari düzeye indirecek alt yapı projeler, yaşam kalitesini arttıracak kültürel ve sosyal faaliyetleri daha da yaygınlaştıracak projeler, özellikle gençlerin daha fazla katılacağı İstanbul'un geleceğini akıllı şehir projeleriyle çok daha önemli bir noktaya taşıyacak. İstanbul'da bir teknoloji üssü kuracağız. Burada gençlerle girişimcileri, iş adamlarını bir araya getireceğiz. Gençler bizim en büyük zenginliğimiz. Ortaya koyacağımız projelerle 500 bin İstanbulluya iş imkanı sağlayacağız.''
"BİR OPERASYONLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Yıldırım, girişimciliği, özel sektörü üretime teşvik etmenin önemli olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Başbakanlığım döneminde aldığımız tedbirlerle yatırım ortamı 17 basamak birden iyileşti. Hatırlayın 2017 yılı Türkiye'nin ekonomide şaha kalktığı yıl. O yıl için 'Türkiye büyük bir krizde batacak yok olacak yerle bir olacak' deniliyordu. Tam referandum öncesi bunlar söyleniyordu. Ama sayın cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde aldığımız hızlı kararlarla, tedbirlerle 2017'de 7,4 büyüdük. Çin'den sonra dünyada ikinci büyük büyümeyi Türkiye gerçekleştirdi. Şu an karşı karşıya bulunduğumuz durum geçici bir durumdur. Bir operasyonla karşı karşıyayız. Döviz kuru üzerinden bir operasyona maruz kaldık. Dolasıyla bunun getirdiği bazı sıkıntıları yaşıyoruz. Fakat mutlaka bu üstesinden geleceğimiz bir durumdur. Yeter ki biz el ele verelim, gayret edelim ve geleceği birlikte inşa edelim.''
SİYASETCAFE.COM