2019’da ABD Dışişleri Bakanlığı, ülkelerdeki insan hakları uygulamalarını değerlendirdiği yıllık raporunu açıklamıştı.
Raporun Türkiye bölümünde “Bireyin Onuruna Saygı”, “İşkence ve İnsanlık Dışı Muamele”, “Keyfi Gözaltılar”, “Cezaevi Koşulları”, “Toplanma Özgürlüğü”, “İfade ve Basın Özgürlüğü”, “İnternet Özgürlüğü”, “Seçimler ve Siyasete Katılım” gibi başlıklar altında uygulamalar değerlendirilmiş ve Türkiye yerden yere vurulmuştu.
Raporda Kısaca;
-Türkiye’nin kendi sınırları dışında PKK ve YPG’ye karşı düzenlediği askeri operasyonlarda, Güneydoğuda terör örgütü PKK ile mücadeleylesin de, sivilleri öldürdüğünü anlattı.
-“Gözaltında ya da cezaevinde şüpheli ölümler” Türkiye’de cezaevlerinde ya da gözaltında şüpheli ölümler de bu başlık kapsamında değerlendirildi. Bu değerlendirmeyi de terör örgütleri mensuplarına yönelik ölümler olarak raporladı.
-“FETÖ”ye işkence” iddiaları
Raporun “İşkence ve İnsanlık Dışı Muamele” bölümünde Türkiye’de anayasa ve kanun uyarınca işkencenin yasaklanmasına rağmen, uluslararası insan hakları gruplarına göre, hükümet görevlilerinin gözaltındaki kişilere yönelik tehdit, kötü muamele ve işkencede bulundukları savunuldu ve “Darbe girişimi sonrası tutuklamalarla cezaevleri aşırı kalabalık” yapıldığı vurgulandı. Ayrıca raporda yurt dışındaki FETÖ’cülerin yakalama operasyonlarına kınayarak yorum yapıldı.
-Raporun “Sivil Özgürlükler, İfade ve Basın Özgürlüğü” başlığı altında da, hükümetin ifade özgürlüğü hakkını kullandıkları için yüzlerce kişiyi mahkum ettiği belirtildi.
-Türkiye’de gazetecilere yönelik baskının “medyada haberciliğin gittikçe hükümet yanlısı çizgide ilerlediği bir otosansür atmosferinin oluşmasına yol açtığı” değerlendirmesi yapıldı.
-Türkiye’de yetkililerin yabancı gazetecileri de hedef aldığının belirtildiği raporda, Türkiye ekonomisine ilişkin hazırladıkları haberler sebebiyle haklarında iddianame hazırlanan iki Bloomberg muhabirine değinildi, “haberlerinin ülkenin ekonomik istikrarına zarar verdiği iddia edilen iki muhabirin suçlu bulunması halinde beş yıla kadar hapis cezası alabilecekleri” kaydedildi.
Rapor “İnternet özgürlüğü”, “seçimler” gibi bir çok başlıkla uzayıp gidiyor.
Her başlık uzun uzun açıklamalarla Türkiye’yi bataklık olarak gösteriyor ve Ortadoğu’nun yeni dizayn edilmesi gereken ülke konumuna koyuyor.
Eğer şu KORONA meselesi dünyayı kasıp kavurmasaydı, bugün ülkemizde başka başka şeyleri konuşuyor ve adım adım Suriye’ye çevrilme senaryoları ile yüzleşiyorduk.
Gerçi bu soysuzlar KORONA’da dinlemediler.
-Bu süreçte asker, polis, sivil vatandaşımıza yine kurşun sıkıp işi “kürt meselesine “ çevirdiler.
-Bu süreçte ekonomik operasyonlar yapıp işi ülkenin iflasına çevirmeye çalıştılar.
-Bu süreçte hapishaneler de “siyasi yükümlüler”,” çocuk tutuklular” gibi propagandalarla ülkemizin bir işkence merkezi olduğunu anlatmaya çalıştılar.
Bu süreçteki şeytani planlarını yaz yaz bitiremeyiz.
Ama Türkiye bu süreçte hem bu ihanet şebekeleri ile uğraştı hem de tüm dünyaya ders verircesine bir şey yaptı!
-Ermenistan’dan ABD’ye, Afrika’dan Avrupa’ya insani yardımları yaptı, mazlum ve mahzun insanlara dil, din, ırk farkı gözetmeksizin yardıma koştu.
Allah’a şükür Türkiye o engin Türk Medeniyeti ile dünyaya insanlık dersi verdi.
ABD Türkiye’ye İNSAN HAKLARI raporu hazırlarken sadece 2019 yılında ABD'de polis tarafından öldürülmüş kişi sayısı 1.099’du.
Üstelik ABD’de terör yok, ABD’ye yönelik bir tehdit yok.
Öldürdükleri insanların hepsi kendi vatandaşları.
-Peki bu insanlar niye öldürüldü diye hazırlanan bir rapor gördünüz mü, uluslararası bir örgütün insan hakları raporunu gördünüz mü?
Bunları geçelim!
Irak’ta, Suriye’de ve daha birçok yerde ABD’nin yaptıklarını sorgulayacak, bir hukuk mahkemesi kuracak bir güç gördünüz mü?
Göremeyiz.
Ve aynı ABD dünyaya insan hakları raporu sunuyor, üstelik insanlığa medeniyet dersi veren ülkemizi hedef seçiyor.
Adına "BEYAZ EV” dedikleri yerden insanlığa karşı kara-kara lekeler işleyen ABD’nin süper güç olarak varlığı insanlığa tehdittir.
Bu yüzden ABD’de başlayan olayların son bulmamasını canı gönülden istiyorum.
İnşallah yangın büyür de tüm dünya BABAR bir medeniyeti çıplak gözle görür.
Ve olaylar ABD’ye bahar getirir.
Evet, ABD baharı bir an önce başlamalı ve ABD bir an önce özgürlüğün bir heykel olmadığı ile yüzleşmelidir.
ABD’ye gelecek bahar tüm insanlığın baharı olacaktır.
ABD Ortadoğu’da kanla getirmeye çalıştığı baharların kanında boğulacaktır.
ABD ne onlara bulaşan “SİYAHİ LEKE” den, ne de tarihlerine bulaşan KIZIL DERİLLERİN soykırımının hesabından kurtulamayacaktır.
Kahrolsun ABD’yi kuran SÜLEYMAN TAPINAĞININ çocukları, kahrolsun onlara hizmet eden “BEYAZ ADAM ve EVİ!”