‘Sevemedim Kara Gözlüm’ şarkısının, dillere pelesenk olmuş onlarca parçanın söz yazarı, bestekârı, 1960’lı ve 1970’li yılların ünlü müzik insanı Abdullah Nail Bayşu, sahne adını koydu. Nüfusa kayıtlı ismi ‘Esen’in yanına ‘gül’ü ekledi ve ‘Esengül’ doğdu. Ülkeyi salgın gibi sarıveren ‘Arabesk Fırtınası’nın ilk önemli kadın seslerinden birisi kazanıldı.
Anadolu’dan büyük şehirlere göç etmek zorunda kalan kitlelerin yüreğine girecek, sorunlarını dillendirecekti. Derin yoksulluk, ağır çalışma şartları, sıla özlemi, aşk acısı vb. temaları sıkça kullanacaktı. Ağlayan, haykıran, katılırcasına çıkan tınısı ile hayat verdiği şarkılara kısa sürede tanınırlık getirecekti. Bir müzik insanın satırlarına bakılırsa, en taş kalpli insan(lar)ı bile ağlatabilirdi. Belki de hayatından kesitler yansıtan anılarının müziğini seslendirecekti/sunacaktı.
Esengül, evindeki Amerikan barın önünde
- Parçalanmış Ailenin Üyesiydi… -
Aileden müzisyendi. Annesi Piraye Ağan, - çevresinin ifadesine bakılırsa! - konservatuvar mezunuydu. Kızının ilk müzik öğretmeniydi. Anlatıldığına göre, büyük annesinin de sesi pek güzeldi. Komşuları, ‘Hamiyet Yüceses’e benzetirdi. Aile yerleşik musiki kültürü açısından şanslıydı. Ancak mutlu yuvaları kara bulutlarla sarılacaktı. Esen, daha 7 yaşındayken aile birliğinin dağılışına/parçalanışına şahitlik etti. Annesi ile babası ayrılınca, ortada kalmadı fakat göçmen kuşlara döndü. Bir gün annenin, bir başka gün de atasının yanına sığındı. Okula gitti. Ortaokulu bitirebildi. Üvey annesine yardım etmeyi görev bildi. Dikiş dikerek bütçelerine mütevazı katkıda bulundu. Şarkı söylemeyi, günün moda melodilerini seslendirmeyi hiç terk etmedi. ‘Şarkıcılık yapmayı hayatının gayesi haline getirdi!’
Semiramis Gazinosu'nda çıkan olayı haber yapan bir gazetenin kupürü
1969’da, 15 yaşına bastığında, talihin yüzüne güleceği geldi. Müzik yapımcısı Ayhan Çoşkun’un düzenlediği ‘ses yarışması’na katıldı. Kategorisinde birinci seçildi. Aynı müsabakaya farklı dalda iştirak eden Nükhet Duru da başarı gösterenler arasındaydı. Her ikisi de ilk plaklarını doldurma imkânına kavuştu.
- Sahnedeki İlk Gününde Transfer Teklifi Aldı… -
Abdullah Nail Bayşu, İrfan Özbakır ve Cavut Deringöl gibi dönemin ünlü hocalarından dersler aldı. Sahneye çıkmaya başladı. 16 yaşında Lunapark Gazinosu’nda seyircinin önündeydi. Ünlü ve güzel assolist Emel Sayın’ın kadrosunda yer aldı. Reklâmlarında göründü. - Gösteri dünyasına ilk adımını atışında eşi - gümrük komisyoncusu! - Orhan Akçınar’ın desteğini hiç unutmadı! - İlk 45'liği olan - sözleri ve bestesi Ali Toprak’a ait! - 'Aşkımı Süpürmüşler'di. Taç Plak etiketiyle çıktı.
Esengül'ün 'Beterin Beteri Var' adlı kasetinin kapak resmi
Prodüktör Lütfi Sütşurup’du. Lunapark Gazinosu’nun uğuruna hep inandı. Profesyonel müzik hayatının daha ilk gününde transfer teklifi aldı. Bebek Belediye Gazinosu’nun müsteciri kendisine assolistlik önerdi. Gözlerini kamaştıran mukaveleyi hemen imzaladı. Dönemin en genç assolistiydi. Şarkıları ile şöhreti yaygınlaştı. Arabeskin efsane bestekârı Orhan Karadeniz’in eserleriyle yerini sağlamlaştırdı. Ankara’da Köşk ile Dikmen, İzmir’de Akasyalar, İstanbul’da Semiramis ve Maksim gazinolarında çalıştı.
Lunapark Gazinosu'nun verdiği ilanda astsolist Emel Sayın'ın alt kadrosunda yer alan Esengül
1971’de, ‘Anlamıyorsun Gönül Derdinden’ / ‘Sana Aşkımı Anlatabilsem’ ile ‘Ayrılık Günü’ / ‘Yüzüme Bakmaya Yüzün Yok’ şarkılarını plağa okudu. Çok önemli ve kalıcı çıkış yakaladı. 1973’de zirveye oturdu. 5 adet 45’lik yaptı. ‘Taht Kurmuşsun Kalbime’ ile halkın gönlünü fethetti. ‘Bırakamam seni ben / Yanımdan gidemezsin / Seviyorsan benimle / Oturup içeceksin’ dizeleri dillere dolandı. İçkili mekânların, eğlence yerlerinin en çok çalınan parça oldu.
Esengül'ün annesi Piraye Ağan ve erkek kardeşi Derya...
1976’da, Tamer Yiğit ile başrolünde oynadığı, ‘Taht Kurmuşsun Kalbime’yi çekti. Ama film gösterime girmedi. Akıbeti hakkında da bilgi edinilemedi. Tek bilinen: ‘Deneme çalışması’ aşamasında kaldığıydı!
- Müşterilerin İstediği Her Şarkıyı Söyle(r)di… -
Esengül’ün canlı performans sergilediği gazino(lar) erken saatlerde dolardı. Sahnenin önündeki masaların daimi müşterileri de belliydi. Taze solist, şarkılarını seslendirirken her seyircisi ile ayrı ayrı ilgilenirdi. İstek parçalarını yerine getirmeye, memnun etmeye çalışırdı. Tutumu hayranlarını büyüler, bazen aşırı davranmalarına dahi yol açardı.
Esengül, Orhan Akçınar ile nikâh töreninde
Orhan Akçınar ile yaptığı evliliği çok kısa - ancak bir ay! - sürebildi! Ailesi ile gazino çevresi arasında kaldı. Dengeyi kuramadı/tutturamadı. Sahneye çıkmasını teşvik eden eşinden ‘şiddetli geçimsizlik’ sebebiyle boşandı. Göz kamaştıran neonların, basında yayınlanan magazin haberlerinin getirdiği ani ve abartılı şöhretin etkisinde kaldığı ileri sürülecekti. Esengül gençti, güzeldi, hayatı boyunca sevgiyi, güvenle yaslanacağı omzu arayacaktı. Âşık olmak, Türk filmlerindeki gibi sevgi fırtınasına kapılmak/sarılmak iste(r)di. Kalbi boş kal(a)mazdı. Fazla beklemesi de gerekmedi. Sinema ve musiki dünyasının ünlü, yakışıklı, ümit veren ismi Adnan Şenses ile karşılaştı.
Esengül'ün bir plak kapağı
Bir araya gelmeleri zor olmadı. Her ikisi de aynı çevrenin insanıydı. Birbirlerini anlayabilir, tolere edebilirlerdi. Eşlerinden yeni ayrılmışlardı. Teselliyi bulduklarına inandılar. Dönemin gazetelerinde yer alan haberlere göre, aralarında ‘dinî nikâh’/‘imam nikâhı’ da kıydılar. Aynı apartman dairesini paylaşmaya başladılar. Ama aradıkları mutluluğa ulaştıklarını söylemek zordu. Bir süre sonra tartışma, karşılıklı münakaşalar görüldü. Kavga/tartışma haberleri dahi yazıldı. İlişkileri bir dargın bir barışık sürdü.
- Bilinen İlk Ve Tek Sinema Filminde Adnan Şenses İle Oynadı… -
1977’de, Şenses ile beraberken film teklifi aldı. ‘Yansın Bu Dünya’da başrol oynayacaktı. - Film, 2 şarkıcının ümitsiz aşkını konu alıyordu! - Kadroda Adnan Şenses, Saadet Sun, Aysel Gürel ve Yaşar Yağmur da vardı. Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu idi. İlk ve tek filmiyle sevenlerinin karşısına çıktı.
Esengül, Adnan Şenses ile oynadığı 'Yansın Bu Dünya' filminde
Film, Esengül’ün hayatında yeni dönem başlattı. Şöhreti arttı, daha da varsıllaştı. Huzur ve sevgi arayışı tükenmedi. ‘Parçalanmış aile semptomu’ndan kurtulamadı. Adnan Şenses ile ilişkisini bitirdi. Dönemin ünlü futbolcusu, Beşiktaşlı Tayfun Kalkavan ile anıldı. Magazin basınında manşetlere çıktı. Dedikodu sütunlarını doldurdu. Hatta ‘çapkın’ diye bilinir oldu. Kalkavan’la da yürü(te)medi. Kısa süreli yeni beraberliklere yelken açtı!
Basında çıkan haberlere bakılırsa özellikle İstanbul’da çok farklı kesimlerden izleyicileri vardı. Sahne önündeki bazı masalar, mafya babalarına ayrılmıştı! Esengül’ün programına başlayacağı saatlerde gazinoda hareketlenme görülürdü. Her yan çiçeklerle donatılırdı. Hatta kimi tanınmış kabadayılarla gönül ilişkisi kurduğu ileri sürüldü. Bir gece çalıştığı gazinoda eline verilen tabanca ile ateş etmesi de haberlere konu oldu. Alkollüydü ve ısrarlara karşı duramadı! Silah, ünlü kabadayıya aitti. Hayranlarını şaşırttı. Hakkında açılan soruşturma ününü katmerleştirdi. Bazı olaylarda da ismi anılınca, polisin ilgisini çekecek ve izlendiği ileri sürülecekti.
- Semiramis Gazinosu’nda Çatışmanın Ortasında Kaldı… -
Esengül’ün sahnedeki tavrı da diğer assolistlerden farklıydı. Dinleyicileri ile iç içeydi. Masadaki her müşterisiyle ilgilenirdi. İkram edilen içkiyi içerdi. Şarkı isteğini geri çevirmezdi. Hatta defalarca tekrarlardı. Göz göze yakınlık kurardı. Bakışları tesirini hemen gösterirdi. Bol paralı hayranlarını kendinden geçirir, akıllarını alırdı. ‘Beterin Beteri Var’, ‘Uçup Giden Gençliğime’, ‘Gel Otur Arkadaşım’ vb. şarkıları da etkisini belli ederdi. Yer altı dünyasının bazı ünlü isimleriyle anıldı.
Esengül evinde günlük kıyafetleriyle
31 Mart 1979’da, İstanbul Şişli’deki Semiramis Gazinosu’nda beklenmedik hadise yaşandı. Karanlık dünyanın ünlü ismi Oflu İsmail’in - İsmail Hacısüleymanoğlu! - başrolünü paylaştığı olayda, gazinonun sahibi Akbulut Karaoğlu ile şef garson Hasan Yolal hayatını yitirdi. Esengül, gelişmeleri film şeridi gibi kare kare yaşadı/izledi. Mermiler yanından geçti. Çok yakın tanıdığı patron ve şef garson gözlerinin önünde can verdi. Sahne kan gölüne döndü. Oluşan panik/korku ortamı mekânı can pazarına çevirdi. Herkes hayatını kurtarma derdine düştü.
‘Oflu İsmail’ lakabı ile tanınan İsmail Hacısüleymanoğlu, Trabzon doğumluydu. Kalabalık - 6 çocuklu! - ailenin üyesiydi. Ünlü kabadayı Dündar Kılıç’ın da eniştesiydi. Hasan, Başar ve Ata adlı 3 oğul sahibiydi. Basında yazılan haberlere göre, 1977’de, Hollanda’da Helena adlı yük gemisinde ele geçirilen 3,7 ton tutarındaki esrarın sahibi olduğu savıyla ismini duyurmuştu! Polisin yakın izlemesindeydi. Bazı silahlı olaylara adının karıştığı da öne sürülecekti.
Esengül günlük kıyafetiyle
- ‘Aldırma Gönül’ Şarkısı Üst Üste İstenince Olay Çıktı… -
Semiramis Gazinosu, 31 Mart gecesi ağzına kadar doluydu. İsmail Hacısüleymanoğlu, Esengül’ü dinlemeye gelmişti. Assolistin - kendisinden 16 ay küçük! - kız kardeşi Sezen Beşikçi’nin şahitliğine göre Oflu İsmail, ‘Aldırma Gönül’ adlı şarkıyı istedi. Esengül talebi yerine getirdi. 2. kez yinelenmesine de karşı çıkmadı. Oflu İsmail çok memnun oldu.
Bir başka görgü tanığının anlatımı daha değişikti: ‘Dönemin ünlü kabadayılardan İsmail Hacısüleymanoğlu, gazinoya geldi. Esengül’ün programına ara verdirdi. ‘Taht Kurmuşsun Kalbime şarkısını söyle!’ diye avazı çıktığı kadar bağırdı. Olaya müdahale etmeye kalkışan gazino sahibi Akbulut Karaoğlu ile şef garson Hasan Yolal kurşunlara hedef oldu.’ Suçluların Oflu İsmail ve adamları olduğunu iddia edecekti!
Adnan Şenses ile başrolünü paylaştığı tek filmi 'Yansın Bu Dünya'nın lobi resmi
- Esengül, Olayın Faillerini Görmediğini Söyledi… -
Buğulu sesli Esengül olayın en yakın şahidiydi. Basına yazılı açıklama yaptı. Gördüklerini paylaşmaya çalıştı. - Mealen dedi ki! -
‘Gece yarısını geçmişti. Saat bire yirmi vardı. Programımın nihayetine gelmiştim. Sonuncu şarkımı söylüyordum. İşime yoğunlaşmıştım. Ses düzeninin hışırtıları arasında ilk kurşun sedasını duydum. Ancak silah sesi olabileceğini düşünmedim. Her zamanki gibi şampanya patlatıldığını sandım. Az sonra gazino ana baba gününe döndü. Sağımdan solumdan mermiler geçmeye başladı. Bir anda lambalar söndü. Her yer zifiri karanlığa boğuldu. Kim(ler)in ateş ettiğini gör(e)medim. Kendimi kulise zor attım. Şaşkınlıktan ne yaptığımı bilemedim. Birisinin yardımıyla bornozumu giyebildim. Sonra da hemen hastaneye koştum.’
Esengül, annesi Piraye Ağan ile bir eğlence mekânında
Olayın başka bir gözden anlatımı daha detaylı ama farklıydı:
‘Oflu İsmail, 30 Mart 1979 gecesi, yanındaki 12 kişi ile gazinoya geldi. Sahnenin hemen yanındaki masaya oturdu. Esengül, programına devam ediyordu. ‘Taht Kurmuşsun Kalbime’yi üst üste 2 defa istedi. 3. kez talep etti. Arzusu yerine getirilmeyince silahıyla havaya ateş etti. Gazino sahibi Akbulut Karaoğlu yanına gelip müdahale etmeye çalıştı. ‘Mekânımda kargaşa çıkarılmasına izin veremem!’ şeklinde konuştu. Muhatabı yerinden kalkmadı. İki el ateş etti. Ünlü kabadayının masasında oturduğu ileri sürülen polis memuru Osman Yavuz’un da tabancasını çektiği görüldü. Arbedede şef garson Hasan Yolal da vuruldu. Kaldırıldığı hastanede hayatını yitirdi. Oflu İsmail çıkan panik ortamını iyi değerlendirdi. Kaçmayı başardı.’
Adnan Şenses ve Esengül mutlu günlerinde