Sayın Başbakan Binali Yıldırım’ın ikinci defa “Tatarı gitti, beteri geldi” şeklinde ifade ettiği Anadolu deyişi Tatarları derinden incitiyor.
Başbakan Sayın Binali Yıldırım’ın “bir tehlikeyi bertaraf ederken başka bir tehlikenin kapımızı çaldığını fark edemedik” diyerek FETÖ ihanetini tarif ederken kullandığı, “Tatarından kurtardık, beterine rastladık” deyişi Türkiye’deki Tatarları derinden incitmektedir.
Osmanlı mirası geniş Tatar toplumunun FETÖ gibi bir ihanet şebekesiyle birlikte anılması, geçmişte büyük acılar ve sürgünler yaşamış toplumumuzu rahatsız etmektedir. Tatar toplumu tıpkı Osmanlı döneminde olduğu gibi, Cumhuriyet’e de köklü tarihsel ve kültürel bağlarla bağlıdır.
Elbette Sayın Başbakan’ın bu sözünün arkasında yatan tarihsel gerçekliğin farkındayız. Zira Sayın Başbakan Erzincanlıdır. Yüzyıllar önce Sayın Başbakan’ın atalarının yaşadığı köyü, zengin bir kültürel ve dinsel hoşgörü merkeziydi. Farklı mezhepsel yapılar bir arada kardeşçe yaşamaktaydı. Lakin Moğol istilası, Anadolu’nun genelinde olduğu gibi Erzincan yöresine de büyük bir yıkım getirdi. O günden sonra Anadolu ahalisi Moğolları “Tatar” olarak tanımladı; ve bu söz hafızalardaki kötü anıları hatırlatmak için kullanıldı.
Ardından Yavuz Sultan Selim’in doğu seferleri sırasında farklı mezhepsel yapılar benzer bir hayal kırıklığı yaşadılar. Sayın Başbakan’ın ikinci kez söylediği söz, işte bu farklı dönemlerdeki hayal kırıklıklarını ifade etmek için kullanılan yerleşmiş bir deyiştir.
Anadolu’daki Tatar toplumu bu tarihsel sürecin bir parçası değildir. Üstelik Sayın Başbakan’ın FETÖ hainlerini tanımlarken Tatarları, teşbihle dahi olsa, terazinin diğer kefesine koyması bizleri ziyadesiyle üzmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Ünver SEL
Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı
Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı