Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla sağlık çalışanlarına yazdığı bir mektupla şu ifadelere yer verdi:
''Çanakkale'de şehit olan tıbbiyelilerin vatan sevdasını. En zor koşullarda hizmete koşarken, hain örgütün alçakça saldırılarında şehit düşen sağlık çalışanlarımızın meslek aşkını. Şiddet mağduru şehitlerimiz Ersin Aslan'ın, Göksel Kalaycı'nın, Kamil Furtun'un, Ali Menekşe'nin ve şiddete maruz kalmış arkadaşlarımızın acısını, salgınla mücadelede yitirdiğimiz üç yüzü aşkın sağlıkçı arkadaşımızın özlemini, gösterdikleri tüm çabalara rağmen gözleri önünde sönen her bir hayatın hüznünü, elinde, terinde, emeğinde yeniden yeşeren hayatların verdiği huzuru ve varlıkların en şereflisi olan insana hakkıyla hizmet onurunu o kocaman yüreklerinde taşıyan değerli meslektaşlarım.''
''Size yazdığım bu mektuba yansıyan ifadeler, en kalbi şükran hislerimin yansımasıdır. İnsanın ruh dünyasının aynası kalbidir, tüm kaygılardan bağımsız olarak kalbimizin sesine kulak verdiğimizde duyacağımız çağrı hep iyiliktir, merhamettir. Bu güzel vatanda her ne yaşarsanız yaşayın, kalbinin sesine kulak verebilmeyi, hayatı kalbiyle okuyabilmeyi, insana kalbiyle bakabilmeyi bilen, bilmesi gereken bir mesleğin mensuplarısınız.''
KUTSAL BİR GÖREV
Sağlık çalışanlarının zor ve bir o kadar da kutsal bir göreve talip olduklarının altını çizen Koca, sağlık çalışanlarının ağrıya ilaç, yaraya merhem olmak, cerahata neşter vurmak zorunda olduklarını söyledi.
"MERHAMET ŞİARINIZDIR, ŞİARINIZ OLMALIDIR"
"Üstü açılanı örtmek, düşeni kaldırmak, ağlayanı güldürmektir misyonunuz. Her an ve mekanda, her hal ve şartta hiç tereddüt göstermeden hayata uzanan elsiniz hepiniz." ifadesini kullanan Koca, hayatın ilahi anlamını, ancak ona emanet şuuruyla yaklaşanların idrak edebileceklerini vurguladı.
Koca, "Kendi idrakimize emanet edilmiş hayatımızın kıymeti o denli yücedir. Siz sağlık çalışanlarımız, üstlendiğiniz emanet sadece kendi hayatınızla sınırlı değil, erişebildiğiniz insanlarca geniştir, tüm insanlıktır. Ve insanlık merhamet üzerine kuruludur. Merhamet şiarınızdır, şiarınız olmalıdır. Emanetini üstlendiğiniz, umutla size teslim olmuş hayatlara kendi hayatlarınızı riske atma pahasına temas edebilmeyi tereddütsüz şekilde ödev bilirsiniz." değerlendirmesinde bulundu.
Emanetin büyüklüğünün, sorumluluğun yükünü ağır kılacağına vurgu yapan Koca, "Silinmeye fırsat bırakmayan terler, uyumaya şans tanımayan geceler, oturma şansı bulunamayan günler, umulmadık zorluklar, beklenmedik engeller ve hatta tehdit ve suçlamalar kaçınılmaz olur. Hiçbiri, ama hiçbiri merhametinize halel getirecek kadar mühim olamaz." görüşlerini aktardı.
"GERİDE BIRAKTIĞIMIZ YIL, İNSANLIĞI YENİ BİR HAYAT DÜZENİNE MAHKUM ETTİ"
Bakan Koca, vicdanların her zaman diri olması gerektiğine dikkati çekerek, "Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır" inancı ve umuduyla yollarına devam ettiklerini belirtti.
Yunus Emre'nin deyişiyle, "yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdiklerini" ifade eden Koca, "Emeğimizin karşılığını yansıtan bir gülen yüz, duayla kıpırdanan bir dudak, sevgiyle çarpan bir yürek en büyük ödülümüzdür. Meslek hayatımız boyunca bunlar hep vardır, var olmaya devam edecektir. Bizler gayret ettikçe, başardıkça daha fazla olacaktır." vurgusunu yaptı.
Bakan Koca, mektubunda şunları kaydetti:
Ruhları insani değerlerle şekillenen, yürekleri merhamet dolu meslektaşlarım, geride bıraktığımız yıl, insanlığı yeni bir hayat düzenine mahkum etti. Dünyanın her köşesinde, her insanın hayatı bir şekilde pandemiden etkilendi. Şüphesiz bu durumdan etkilenenlerin başında sizler oldunuz, sağlık çalışanları oldu. Pandemi mücadelesinde korumak için insanlarımızı eve çağırırken, sizler evlerinize giremez oldunuz. Tüm insanlara mesafeli olma, temas etmeme çağrısı yaparken sizler ön safa atılarak mücadele verdiniz.
Görevimiz buydu. Kimimiz acil serviste, kimimiz yoğun bakım ünitesindeydik. Birimiz poliklinikte hastaları karşılarken bir diğerimiz laboratuvarda tanı koyma uğraşı verdik. Sahada temas taraması yapan, evinde hastamıza ilacını ulaştıran biz olduk. Acil hastayı ambulansla hastaneye yetiştiren bizdik, acılar içindeki hastanın yanında sabahlayan biz. Siz, biz, sağlık çalışanları, görevimizin başında olduk. Ayrılmadık, yılmadık, mücadele ettik. Son yüzyılın en büyük sağlık sorunu karşısında mesleğimizin itibar ve şerefinin gereğini yaptık.
Pandeminin yıl dönümünde ifade ettiğim gibi hayatlar kurtardınız. Hayatınızı riske attınız. Bu toplum, sizi terli önlükler içinde gösteren fotoğrafları asla unutmayacak. Sizin sayenizde bir kez daha biliyoruz ki insan sağlığına hizmet eden meslekler iyiliğin ve diğer insani vasıfların en çok görüldüğü mesleklerdir. Sizlere şükran duyuyoruz. Yükünüz, yorgunluğunuz kısmen azaldı ama bugün de güvencemiz yine sizlersiniz. Sizlerin üstün gayretleri sayesinde inşallah kabus dolu o günleri en kısa zamanda geride bırakacağız. Duygusal olarak çok yıpransak da umudumuza daha sıkı sarılmamızı sağlayacak güzel günlere yakınız.
Milletimiz sizler için hayır dualarını ve şükran hislerini eksik bırakmıyor. Kadirşinas halkımızın, canlarını emanet ettikleri sağlık çalışanları için hissettikleri güzel duygular hak ettiğimiz sağlık ve huzur dolu günlerin habercisi olsun. Sağlık Bakanı ve meslektaşınız olarak 14 Mart Tıp Bayramı'nızı kutluyorum. Üstün emeğiniz ve fedakarlıklarınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Halkımıza ve hayata adadığımız emeğimizi daha adil, daha nitelikli koşullarda sürdürebilmek dileğiyle hepinize en içten sevgilerimi sunuyorum.
siyasetcafe.com