Bakan Bey Hangi Erzurum? Güney Azerbaycan’dan Mektup Var

Volkan AYDEMİR

Yazmayayım diyorum ama nafile.

Milli Eğitim Bakanı'nın açıklamalarını dinledikten sonra söyledikleriyle kendisini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli Eğitiminin başında değil, benzetmek gibi olmasın ama, Ermenistan parlamentosunda görev yapan Paşinyan muhalifi bir siyasetçi konuşuyor sandım.

Bakan bey aslında Erzurumludur.

Hangi Erzurum?

1800’lü yılların sonunda patlak veren ermeni olaylarının yaşandığı Erzurum.

İttihatçıların yoğun şekilde Ermeni çeteleriyle mücadele ettiği Erzurum.

İlk önce Rusya’yı sonra da İngilizleri arkasına alan Ermeniler tarafından işgal ederek, eli silah tutanların ahırlara doldurulup yakıldığı, kadınlarına zorla tecavüz edilerek katledildiği Erzurum.

Taşnaksıtyum, Hınçak gibi terörist partilere üye olan Ermenilerin en çok katliam yaptıkları ve İttihat Terakkicilerin Ermenilerle yoğun çatıştığı Erzurum.

Yedi düvele meydan okurken Kurtuluş savaşının önemli kararları olan, Manda ve himayenin reddedilip Ulusal Bağımsızlığın koşulsuz olarak gerçekleşmesine karar verilen, Erzurum Kongresinin toplandığı Erzurum.

Anaların Nene Hatunlar gibi yiğit kadınlar ve erkekler doğurduğu Erzurum.

Olasılıklar üzerinden fikir yürütürsek; bakan bey ya tarihi unuttu ya da bizim bilmediğimiz bir yere mensup olduğu için dedelerinin kinini kusuyor.

Özellikle kriptolarla çok karşılaşıp mücadele etmiş birisi olarak yazmam gerekirse, onları kinlerinden ve niyetlerinden hemen anlarsınız?

Hemen yanı başımızda Kuzey İran veya Güney Azerbaycan’da hatalı tarımsal sulama ve yanlış kaynak kullanımına bağlı olarak olarak kurutulan bir göl var.

İsmi “URMİYE GÖLÜ”.

Bilim insanlarına göre yüzde 90’ı kuruyan gölün Van Gölü’ne de zararı olacağı yönünde.

2024 Birleşmiş Milletler Konferansının 29.su yani “COP 29” bu yıl Bakü’de yapıldı.

Muhaliflerin ve çevrecilerin yoğun tepki gösterdiği Konferansa dünyanın birçok ülkesinden ve Türkiye’den Cumhurbaşkanlığı düzeyinde katılım oldu.

Birleşmiş Milletler çevre konferansına İran’da bulunan Urmiye gölü bir çevre katliamıyla karşı karşıya bırakıldı. Bölgede yaşayan ve kendilerini Güney Azerbaycanlı diye tanımlayan bir grup aktivist tarafından Birleşmiş Milletler Çevre Konferansına gönderilen mektup size iletmem için benimle de paylaşıldı, elçiye zeval olmaz.

Kelimesine bile dokunmadan aktarıyorum size:

“Güney Azerbaycan’ın Çevresel, Sivil ve Politik Aktivistlerinden, Bakü'deki 29. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın Saygıdeğer Başkanına Mektup
Tüm insanlığın ortak mirası olan çevresel varlıkların korunması amacıyla, şu anda Azerbaycan Cumhuriyeti tarafından ev sahipliği yapılan COP29'un yönetimine,
İran'ın Güney Azerbaycan'da demokratik olmayan ve hesap vermez hükümetinin neden olduğu bazı büyük çevresel sorunları dikkatine sunmak istiyoruz.

Bu mektubun, Güney Azerbaycan halkının çevresel zorluklarını ve taleplerini, özellikle ev sahibi olan ve kendisini dünya genelindeki tüm Azerbaycanlıların çıkarlarının koruyucusu olarak haklı bir şekilde tanıtan Ekselansları Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e ve bu konferansın katılımcılarına iletmesine yardımcı olmasını umut ediyoruz.

1. İran hükümeti tarafından Urmiye Gölü'nün kasıtlı olarak kurutulmasının önlenmesi, bu durum göl çevresinde yaşayan 15 milyon insanın hayatını doğrudan tehdit ediyor ve çevre uzmanlarına göre, 500 km yarıçapındaki alanları etkileyebilecek tuz fırtınaları riski oluşturuyor.

2. Ermenistan'ın Metsamor Nükleer Santrali'nden kimyasal ve radyoaktif atık suların Aras Nehri'ne akıtılmasının uyarılması ve önlenmesi gerekiyor, bu durum Aras Nehri'nin güney bölgelerinde yaşayanlar arasında yaygın solunum, sindirim ve cilt kanserlerine yol açtı. Bu kirlilik aynı zamanda Hazar Denizi'ni de etkiliyor ve uzun vadeli ekolojik etkilerinin zamanla kötüleşmesi bekleniyor.

3. Tebriz ve Bonab gibi büyük şehirlerdeki elektrik santrallerinde ağır yakıt yağı yakımının acilen durdurulması, oysa İran'ın İsfahan, Arak, Tahran ve diğer bölgelerindeki santraller ağır yakıt yağı kullanmayı bırakarak doğal gaza geçiş yapmıştır.

4. İran hükümetine, Güney Azerbaycan'ın Doğu Azerbaycan Eyaleti'ndeki Karadağ'daki Sungun bakır madenlerinden, Batı Azerbaycan Eyaleti’ndeki Tikantape'deki Zarşuran altın madeninden ve Zencan'daki ve diğer bölgelerdeki madenlerden kaynakların çıkarılması için aşırı ve sömürücü siyanür kullanımına ilişkin uyarıda bulunulması. Bu tür uygulamalar, bu bölgelerde hastalıkların artmasına ve çevreye geri dönüşü olmayan zararların verilmesine neden oldu.

5. Casusluk ve yabancı ülkelerle bağlantı gibi asılsız suçlamalarla karşı karşıya kalan çevre aktivistlerine yönelik haksız cezaların sona erdirilmesi talebi.
Küresel çevrenin desteklenmesi ve korunmasında başarılar dileğiyle.

Çevresel, Sivil ve Politik Aktivistler Güney Azerbaycan.”

Hepimizin üzerinde yaşadığı dünyaya sahip çıkmamız gerekiyor, yazılı tarihte de karşımıza defalarca çıkan çevre felaketlerinin kitlesel canlı ölümlerine neden olması bizlere ders olmalı.


KALIN SAĞLICAKLA!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.