MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Twitter hesabından kendi resmi ile yayınladığı mesajlar bir anda sosyal medyanın ve basının gündemine oturdu.
Twitleri bir bütün haline getirip okuduğunuz zaman: Edebi bir dile yazılmış, sürükleyici, umut ve cesaret veren bir tarihi romanın giriş kısmını okuyormuş hissine kapılıyorsunuz.
Resim ile de bütünleştirince, milli mücadele için seferberlik başlatan Kuva-yı Milliye teşkilatının yeniden canlandığını düşündürecek kadar da heyecanlanıyorsunuz.
Bu duygular ile metni dikkatlice okudum ve Türk Milleti’nin girdiği buhrandan nasıl çıkacağının cevabını bulmaya çalıştım.
Ancak çözüm ile ilgili tek bir cümle bulamadım.
Yaklaşan seçimlere hazırlanan Sn. Bahçeli, çözümün MHP iktidarında olduğunu vurgulamak istemiş.
Bunu yaparken de kullandığı cümleler ve benzetmeler ile sanki yeni bir çare varmış algısını oluşturmuş.
Seçim propagandası için son derece başarılı bir mesaj olmakla birlikte Türk Milliyetçilerine ve Türkiye’ye hamaset ile umut vermekten başka bir anlamı yoktur.
MHP’nin tek başına iktidara gelme ihtimali ne kadar mümkün ise çare olma ihtimali de o kadar mümkündür.
AKP karşısında ya sağ-sol ayrımı yapmaksızın ittifak yapılmalı ya da seçimlere girilmemelidir.
Seçim sistemi, seçsis ve baraj göz önüne alındığında AKP’nin yine iktidar veya birinci parti olacağı bu gün itibari ile kuvvetli bir ihtimaldir.
Hal böyle iken ve tek çare MHP ise, yeni bir AKP iktidarında MHP ne yapacaktır?
Bahçeli’nin “Türkiye’de çok sorun vardır, Türk milleti bunalım ve buhran kapanındadır.” Tespiti tamamen doğrudur. “ Ama buna teslim olamayız, bunu es geçemeyiz.” Cümlesinde ki “Teslim olmama” nasıl gerçekleşecektir.
Bir dört yıl daha beklenerek sonraki seçim dönemine taşınacaktır umutlar?
Buna Türkiye’nin tahammülü ve nefesi yetecek midir?
Sn. Bahçeli “Meraklanmayın, Türkiye; Anka kuşu gibi, küllerinden yeniden doğacaktır” demektedir.
Demek ki Türkiye daha büyük felaketler yaşayacak ve Anka kuşu gibi yok olup yeniden küllerinden doğacaktır.
Merak etmeyin derken, bizim bilmeyip de Sn. Bahçeli’nin bildiği bir çözüm önerisi var mı, yoksa bu bir sağduyu ve sükûnet çağrısı mıdır?
Bahçeli yine, “Hayat başlı başına bir mücadele mahsulüdür. İnanıyorsak, kendimize güveniyorsak, savunduğumuz ilkelere bağlıysak, her zorluk aşılacaktır.” Demektedir.
On üç yıldır bu inanç, güven ve ilkelere bağlılık yok muydu ki zorluklar aşılmadı ve Türkiye AKP iktidarına mahkûm edildi.
Türkiye bir taraftan terör ve bölünme tehlikesi ile diğer taraftan siyasal ümmetçilerin Cumhuriyet’i yok etme tehdidi ile karşı karşıya ve Sn. Bahçeli diyor ki;
“Küfrü ezmek, yanlışa engel olmak için kolları sıvadım, ceketi çıkardım ve milletimle kucaklaşmak, doğruları haykırmak için daha da bilendim.”
Türkiye yanlışlar ve küfür ile bu gün tanışmadı.
Daha önce neden kollarınızı sıvamadınız? Eğer bu gayreti gösterdiyseniz neden başarılı olamadınız? Ve şimdi nasıl başaracaksınız soruları;
Çok iyi niyetli ve Türkiye’nin geleceğinden endişe edenlerin merakından kaynaklanan sorulardır.
Bu sorulara somut cevaplar duymak, Anka kuşu gibi yanıp küle dönmeden bu buhrandan kurtulmak her Türk’ün ve Ülkede yaşayan, Vatanını seven herkesin ortak dileğidir.
Artık hamaset ve slogan zamanı geçmiştir.