Bütün dünyada her şeyin durduğu korona günlerinde Türkiye’de siyaset sahnesi aniden hareketlendi.
5 partinin ittifak yapacağı söylentileri, arkasından Akşener’in Türkiye masası teklifi ve Semih Yalçın ile Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ve Sırrı Süreyya Önderin bombası peş peşe geldi.
Bu gelişmeler kamuoyuna her ne kadar ayrı ayrı siyasi hamleler olarak yansısa da, aslında bir operasyonun parçalarıydı.
Verilen mesajların sıradan siyasi yorum veya çözüm önerileri olduğu düşünenler haklı olarak taraf oldukları partinin söylemlerini savunan yazı ve yorumlar yaptı.
Ancak, bütün dünya korona salgını ve salgının etkilerine kilitlenmişken aniden ortaya çıkan alternatif çözüm önerilerinin altında yatan,hiç de masum olmayan bir operasyondu. Amaç, yeni bir açılım süreci yaratmak ve bunun için zemin hazırlamaktı.
Bir yandan KHK mazlumları diye sürekli duygu sömürüsü yaparak, FETÖ mahkumlarına ve mensuplarına karşı yeni bir düzenleme yapmak, öte yandan da HDP’yi tekrar oyuna sokarak Demirtaş’ı hapisten çıkartmak ve bir açılım sürecinin düğmesine basmak için yapılan kapsamlı bir operasyon var.
Türkiye’nin sağlık ve savunma sanayi alanlarında gösterdiği başarı, Doğu Akdeniz ve Suriye- Irak operasyonları ve bu operasyonda kullanılan yeni nesil milli savaş teknolojileri bütün dünyanın dikkatini çekti.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin gayreti ve büyük fedakarlıkla destek verdiği Cumhur ittifakı son 3 yılda terörün belini kırdı.
İşte, Türkiye çok büyük bedeller ödeyerek mücadele ettiği iki terör örgütü (PKK ve FETÖ) ile yeniden kontrol altına alınmak isteniyor.
Bunun için önce MHP’nin ekarte edilmesi gerekir.
Hem PKK hem FETÖ ile her sahada mücadele eden, bunun için siyaset değil devletçilik yaparak Cumhur ittifakına destek veren meclisteki tek parti MHP’dir.
AK Parti’nin içindeki bazı unsurların bile zaman zaman MHP’ye karşı tavır aldığı, hatta ellerinden gelirse MHP’siz bir ittifak ile yeniden eski ortaklarına dönmek istedikleri de bir gerçek.
Bunu Erdoğan’ın kararlığı sayesinde yapamıyorlar.
İşte, peş peşe verilen mesajların sebebi bu operasyonun yansımaları.
5 Parti’li yeni ittifak
İlk olarak 5 partinin oluşturduğu bir ittifak ile yeni bir cephe açmak ve MHP’ye alternatif bir blok oluşturmak için bir araya geldiler.
İYİ Parti, Davutoğlu’nun Gelecek partisi, Babacan’ın DEVA’SI, Saadet ve Demokrat parti.
Bu partilerin hepsinin ortak özelliği, NATO’cu olmaları, Açılım sürecine sıcak bakmaları, KHK mağduru dedikleri FETÖ mensuplarına ağlamaları ve HDP ile dirsek temasında bulunmaları tesadüf değil.
Saadet Başkanı Karamollaoğlu böyle bir ittifaka sıcak baktığını, “oturup konuşmak gerekir” cümleleri ile açıkladı.
Amaç yeniden FETÖ ve PKK’yı gündeme almak. Konuşmak dedikleri bu.
Yeni ittifak oluşumu olgunlaşmak için ısıtılırken bu defa sahneye Akşener çıktı.
Daha doğrusu Meral Akşener devreye sokuldu.
Habertürk’e çıkartılarak yeniden parlatılmaya başlandı.
İYİ Parti’liler TV’lerde sosyal medyada boy göstermeye başladı. Türkçülük mesajları verdiler.
Her ne kadar inkar edecek olsalar da, İYİ Parti’nin MHP’nin yerini alması için kulisler yapıldı.
Akşener bir anda Saray sevdalısı kesildi.
Masa toplansın, bütün partiler bir araya gelip konuşalım dedi.
Tabi Akşener’in Erdoğan’a bir masa etrafında toplanalım çağrısı yapması ilk bakışta kulağa hoş geliyor.
Muhalefet-İktidar bir arada memleket meselelerini konuşacaklar.
İşte o kamuoyuna yansıyan mesaj. Kriz’den nasıl çıkacağımızı konuşalım diyor ama aslında, MHP’siz bir ittifak için çağrı yapıyor.
Masada konuşulacak olan aslında, Açılım, KHK’ler ve IMF’den borç alma.
Korona salgını nedeniyle bütün dünyaya para dağıtan IMF Türkiye’den talep alamadı.
Sosyal demokrat Kılıçdaroğlu bile IMF’den borç almayı teklif etti.
Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl Eylül ayında CHP ve İYİ parti’liler IMF ile gizli bir görüşme yapmış ve bu basına sızmıştı.
Aynı yerden kumanda edildikleri belli olan yazar takımı da IMF’den borç alınsın diye yazmaya başladı.
Tüzüğünde NATO’ya bağlılık bildiren, eşit yurttaşlık teklif eden (siyasetcafe tüzük daha taslak halindeyken yayınlayınca bu madde ortaya çıktı ve daha sonra bunu tüzükten çıkartmak zorunda kaldılar), Demirtaş’a özgürlük isteyen, PKK ve FETÖ ilişkisi nedeniyle partisinden milletvekilleri, kurucu üyeler istifa eden Akşener’in, memleket meselesi dediği masayı toplamak istemesi çok da inandırıcı gelmiyor.
Davutoğlu ve Babacan’ın ise bir masa etrafında Türkiye’yi konuşuyor olmasının Türkiye’ye katacak hiçbir artısı yoktur. Ancak, Türkiye’nin ABD-İngiltere menfaatlerine nasıl faydası olur gündemi ile toplantıya gelirler.
İşte bu oyunu MHP Lideri gördü ve masayı dağıttı. Ve aynı zamanda AK Parti’ye balans ayarı verdi.
Önce Genel Bşk. Yrd. Semih Yalçın’a anlamlı bir tweetler attırdı.
Semih Yalçın’ın attığı tweet bir anda MHP kurmayları ve teşkilatları tarafından paylaşılmaya başlandı.
Bu da ayrı mesajdı. “Genel Merkez’in ve Genel Başkan’ın yanındayız.”
Yalçın’ın Bahçeli’nin daha önceki bir sözü ile verdiği mesaj çok açıktı. MHP’siz bir Cumhur İttifakı erken seçim nedeni olur.
Daha sonra bir dizi tweet atarak, IMF’ye karşı tavrını belirlemek için Berat Albayrak’a destek mesajı yayınladı.
Ardından Sırrı Süreyya Önder bombayı patlattı ve HDP-İYİ Parti ittifakını deşifre etti.
İYİ Parti’liler her ne kadar inkar etse de ittifak ve oynanan oyun deşifre olmuştu.
Kaldı ki, İYİ Parti’yi Sırrı Süreyya Önder ile de tanımaya gerek yok.
İl Başkanı’na ve Parti’den istifa eden vekil ve yöneticilerin açıklamalarına da bakınca da ne olduğunu görüyoruz.