Azerbaycan`ın haklı davası ve `SİNCAR Yezidi Milli birliği`
(Bu yazı son zamanlarda Azerbaycan-Ermenistan sınırında şehit düşen Azerbaycan`lı Türk kardeşlerime adıyorum. Ruhları Şad Olsun!)
Ermenistan`da `SİNCAR Yezidi Milli birliği` diye bir örgüt var.
Amaçları Ermenistan`daki etnik gurupları bir arada tutmak ve sahte devletlerini dünya kamuoyuna karşı savunmak ve olası bir savaşta Azerbaycan`a karşı gönüllü örgütlenme yapmak.
Bunlar son zamanlarda Azerbaycan-Ermenistan sınırsında yaşanan çatışmaları hedef alarak geçtiğimiz günlerde bir basın bildirisi yayınladılar.
Azerbaycan devletini `İŞİD` terör örgütüne benzeten bildirililerinde aynen şunları dediler:
"Ermenistanlı Yezidiler olarak biz, Azerbaycan’ın terör eylemlerini kınıyor, uluslararası camiayı, Azerbaycan'a kendi yerini göstermeye çağırıyoruz. Aksi takdirde Azerbaycan'ın sahte ülkesinin yok edilmesi için bizi suçlamayın. Ermenistan'da serbestçe yaşayan etnik azınlıklar da dahil, ülkemizin her bir vatandaşı kanının son damlasına kadar vatanının sınırlarını korumaya hazırdır. Sınırda duran Ermeni, Yezidi, Asuri, Yunan, Kürt, Rus, Polonyalı, Ukraynalı kardeşlerimize dayanıklılık diliyor, Ermenistan Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı’nı ise gerektiği takdirde gönüllü gruplar oluşturarak kurumumuzun üyelerini de Ermenistan ordusu askerleri olarak çağırmaya davet ediyoruz.”
Burada "sahte ülke" dedikleri ve "yok etmek"le tehdit ettikleri devlet Azerbaycan Halk Cumhuriyetidir
Bilindiği üzere bu devlet Rusya’daki sosyalist devrimin ardından 1918 yılında kurulmuştu.
Yani Mehmet Emin Resulzade önderliğinde kurulan ilk Türk Cumhuriyetinden biriydi.
Bu cumhuriyetin sınırları Kuzey'de - Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti, Kuzeybatı'da - Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti, Batı'da - Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ve Güney'de İran'la belirlenmiştir. Azerbaycan'da en büyük şehir olan Bakü'nün Bolşevik Bakü Sovyeti'nin kontrolünde olması nedeniyle, AHC'nin geçici başkenti Gence olmuştu.
Peki, ne oldu bu devlete?
Rusya bir ordu kurdu ve işgal ettiği Bakü`den Gence`ye doğru harekete geçti.
Bunun üzerine Resulzade dönemin Osmanlı Genel Kurmay Başkanı`na bir yazı yazarak yardım istedi.
Enver Paşa`da mektuba hemen `Kafkas İslam Orduları`nı kurarak Azerbaycan`a doğru gönderdi.
Nuri Paşa kumandanlığındaki o ordu Bakü`ye kadar ilerleyerek Rus-Ermeni-İngiliz birliklerinden oluşan işgalci kuvvetleri ülkeden kovdu.
Fakat bir süre sonra Osmanlı Devleti 1. Dünya savaşına girince geri çekilmek zorunda kaldı.
Ve çok kısa zamanda ülkede petrol bulunduğu için Rus-İngiliz ve uşakları Ermenilerin istilasına uğradı.
Sonuç: Bu devlet yaklaşık 2.5 yıl gibi kısa bir sürede ortadan kaldırıldı ve onun halkı SSCB yönetiminde hayatına devam etti …
Taa ki 1992`ye kadar…
1992`de SSCB dağılınca Azerbaycan şimdi ki, coğrafi sınırlarına ulaştı ve ikinci kez devletini kurdur.
Bu ulaşımda kolay olmadı.
Ermeni-Rus ve uzantıları aynı zulümlere devam ettiler ve Azerbaycan`ın 3`de 1 topraklarını işgal ettiler.
İşte Azerbaycan çeyrek asırdır o toprakların haklı davasındadır.
Bu davada zaman zaman sınırda çatışmalar olmakta ve bu çatışmalarda Ermeniler zayiat vermektedirler.
Azerbaycan`ın gücünü ense köklerinde hissedenler onu İŞİD`e benzetmektedirler.
Bu gücün verdiği zayiatın korkulu ve haince tepkisidir işte yukarıdaki kelimeler.
Burada devletimizin haklı sınırlarını tekrar tekrar elbette anlatmayacağım.
Ama yukarıda ki, cümlelerde bir şey daha açıkça deşifre edilmiştir.
O da Türk`ün düşmanları.
Ne diyorlar `Sınırda duran Ermeni, Yezidi, Asuri, Yunan, Kürt, Rus…kardeşlerimiz`
Burada Türkiye`deki Kürt`lerin bir bölümünü tenzih ederek şunu söylemeliyim; belli ki yüz yıl önce de, yüz yıl sonrada düşmanımız hiç değişmiyor ve bizler Anadolu da, Kafkasya da var olduğumuz sürece de anlaşılan değişmeyecek.
Bugün Türkiye`de PKK ve uzantılarının, Azerbaycan`ın işgal edilmiş topraklarındaki soysuzlardan hiçbir farkı yoktur.
Kimi Ermeni`dir, kimi Rus`dur, Kimi Yunan`dır…
Yani düşman aynı düşman, cani aynı canidir.
Peki, Türk aynı Türk müdür?
Bizim için fıtratta değişen bir şey yok ama ülkelerimizde ki gizli `SİNCAR` koalisyonlarını ortaya çıkarmamız için anlaşılan savaş şart oldu… Vesselam