2022 Eylül ayında Fransız Ermenileri Azerbaycan’ın Paris'teki büyükelçilik binasına saldırı düzenledi.
Protestocular o kadar serbest hareket ediyorlardı ki, elçiliğin kapısına kadar dayanıp tekme attılar.
Diplomatik koruma gereği elçiliğin güvenliğini sağlaması gereken Fransız polisi olayları neredeyse izliyordu.
Protestocular elçiliğin kapısına dayandığında elçiliği korumak Azerbaycan’ın elçilik personeline düştü ve personel protestoculara sopa ile müdahale etti.
Eğer olay bir protesto hareketi olmayıp terör saldırısı olsaydı İran’da yaşananlar Paris’te de yaşanacaktı…
Bu olayın bir benzeri yine aynı guruplar tarafından Lübnan’da, İngiltere’de, Ukrayna’da ve dünyanın bir çok yerinde irili ufaklı oldu.
Bu olaylar Türkiye dışında hiçbir dünya devleti çıkıp yüksek sesle bir açıklama yapmadı.
Bırakın dünya devletlerini olayların olduğu ülkeler bile gerekli açıklamayı yapmadığı gibi koruma tedbirlerini bile artırmadılar.
İngiltere’de olan saldırı ilginçti, saldırının arkasından İran menşeyli “Mehdi’nin Hizmetkârları” adlı radikal Şii grup çıktı.
Ve bu olaylar ortada iken iş döndü dolaştı İran’daki saldırıya geldi…
27 Ocak 2023 tarihinde İran’daki Azerbaycan Büyükelçiliği’ne İran vatandaşı olan bir terörist tarafından saldırı düzenlendi.
İran 1961 yılında imzaladığı Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi’nde devletlerin diplomatik temsilcileri korumakla yükümlü olduğu halde bu yükümlülüğün zerresini yerine getirememiş ve terörist elini kolunu sallayarak elçiliğe girmiş katliam yapmasını ise orada görevli elçilik görevlileri önlemiştir.
İran tarafı olayın bireysel olduğunu vurgulamasına saldırganın içeriye silahla girdiğini gören İran polisinin olaya müdahale etmemesi olayın vahametinin ve uzandığı gizli ilişkilerin kodlarını vermektedir.
Oysa yukarıda saydığımız ve İran’la noktaladığımız bu saldırıların failleri ve hedefleri nettir.
O failler ve ortakları Azerbaycan’ın 2020’de kazandığı Karabağ Zaferi sonrası bölgede gerçekliği kabul etmemenin korkakça tezahürüdür.
Cephede yenemedikleri Türkleri terörle dize getirmek istiyorlar.
Bu olayda İran Devrim Muhafızları’nın parmağının olduğuna eminim.
Zira bu olayda da faili bireyselleştirmeleri, basın önünde konuşturmamaları, olay sırasında İran polisinin etkisizliği ve Azerbaycan devletinin elçiliği tahliye kararı alması emin olmamın kaynaklarıdır.
Devrim Muhafızlarının haberi olmadan kuşun bile uçamayacağı bu ülkede bir adam elinde taramalı silahla şehirde, hem de diplomatik binaların olduğu bölgede nasıl rahat gezer.
Ayrıca aynı muhafızlar özelikle son zamanlarda Azerbaycan’ı tehdit eden açıklamalarda bulunmuşlardı.
Ayrıca 27 Ocak tarihi ilginç bir tarihtir.
Bilindiği üzere 27 Ocak 1973 tarihinde Ermeni terör örgütü ASALA Türk diplomatlarına karşı ilk suikast eylemini başlatmış ve bu saldırılar sonucu Türkiye onlarca diplomatını şehit vermişti.
Nitekim Türkiye’de o dönem bu terör eylemleri karışında ilgili devletlerin sistematik ermeni tarafgirliği yüzünden yalnız kalmış ve kendi hesabını kendisi görmüştür.
Sonuç olarak, terör eylemi tarihin her döneminde Türk Milletine karşı açık tehdit ve eylem yapamayan ülkelerin aracı olmuştur.
Terör olayları ülkelerimize karşı çok acı sonuçlar vermesine rağmen her şerden bir hayır çıkar mantığı ile bize bir şey kazandırdı.
Oda Türkiye ve dahi Azerbaycan şu an dünyada anti terör konusunda en tecrübeli ülkedir.
Üstelik bu tecrübe sadece siyasi, askeri, istihbaratı durumda değil aynı zamanda milletin ferlerinin olaylara hâkimiyeti konusunda da devlet ile bütünleşmiş durumda.
Azerbaycan’a bu saldırıları yapanlar bilmelidirler ki, dünyanın her yerinde Azerbaycan Türkleri vardır ve kendi ülkelerinden bile nerdeyse kalabalık durumdadırlar.
Yine Dünyanın her yerinden Azerbaycan diasporası şu an çok güçlü durumdadır ve bu aşağılık ASALA kırıntısı saldırılara cevap verecek vatan evlatları çıkacaktır.
Ermenistan unutmasın böyle giderse Erivan tekrar REVAN olacaktır.
İran unutmasın bu düşmanlığa devam ederse Şah İsmail’in torunları kendi kaderlerini kendileri tayin edeceklerdir.
Azerbaycan bizim için ne kadar önemli ise , Azerbaycan’ın güneyi de o kadar önemlidir.
Bu vesile ile İran’daki saldırıda şehit düşen kardeşime rahmet diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum ve olay sırasında katliamı önleyen Azerbaycan elçilik görevlisini anlından öpüyorum.