Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bugün Gezi davasının tek tutuklusu olan Osman Kavala'nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına rağmen tahliye edilmemesini görüştü. Komite, bugün yapılan olağan toplantısında, tutukluluğu süren Osman Kavala ile ilgili Türkiye'nin yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin tespit edilmesi için davanın AİHM'e havale edilmesine karar verdi.
AİHM İHLAL KARARI ALIRSA, YAPTIRIMLAR GÜNDEME GELEBİLİR
Oy çokluğuyla kabul edilen kararın ardından AİHM, Türkiye'nin yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğini inceleyecek. AİHM'nin ihlal yapıldığı yönünde görüş bildirmesi durumunda da Komite, Türkiye'ye karşı alınacak önlemleri değerlendirecek. Bu önlemler arasında Türkiye'nin Konsey üyeliğinden çıkarılması veya oy hakkının askıya alınması da bulunuyor.
Bakanlar Komitesi tarihinde sadece, muhalif yazılarıyla tanınan Ilgar Mammadov'un açtığı davada Azerbaycan aleyhine bu adımı atmıştı. AİHM kararına rağmen muhalif siyasetçi İlgar Mammadov'un serbest bırakılmasına yıllarca yanaşmayan rejim, Avrupa Konseyinin üyelikten çıkarma sürecini başlatmasından sonra geri adım atmış ve Mammadov'u serbest bırakılmıştı. Mamadov, AİHM kararına rağmen beş yıl cezaevinde kalmıştı.
2 ÜLKE TÜRKİYE'Yİ DESTEKLEDİ, 7 ÜLKE ÇEKİMSER
Avrupa Konseyi'nde ihlal ve yaptırım sürecinin başlatılmasına yönelik 2 Aralık'ta yapılan oylamada, 47 ülkeden 35'i ihlal prosedürünün uygulanması yönünde oy kullanmıştı. Sadece Azerbaycan ve Macaristan Türkiye'nin yanında durmuş, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Sırbistan, Romanya, Arnavutluk ve Moldova çekimser kalmıştı. Polonya ile Bosna Hersek de oylamaya katılmamıştı.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN SERT TEPKİ
Dişişleri Bakanlığı; Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Kavala davasının AİHM'e havale edilmesine dair bir ara kararı oy çokluğuyla kabul etmesine tepki gösterdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada; "AİHM kararlarının icrasını denetleyen Bakanlar Komitesi'nin gündeminde başka ülkelerle ilgili çok sayıda uygulanmayan karar bulunurken, Kavala kararının sürekli olarak gündemde tutulmasını, iyi niyetten uzak, kasıtlı ve de tutarsız bir yaklaşım olarak görüyoruz" denildi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle:
"Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2 Aralık 2021 tarihinde ülkemizin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kavala kararını uygulayıp uygulamadığının tespiti hususunu AİHM'e havale etme niyetini içeren bir bildirimde bulunmuş ve konuya ilişkin görüşümüzü iletmemizi talep etmişti. Hükümet görüşümüz, bugüne kadar gösterdiğimiz işbirliği anlayışıyla uyumlu olarak, 19 Ocak 2022 tarihinde Avrupa Konseyi'yle paylaşılmıştı. Görüşümüzde, ülkemizin AİHM kararının gereğini yerine getirdiği, Kavala'nın tutukluluk durumunun halen devam eden başka bir yargı süreci nedeniyle olduğu ayrıntılarıyla açıklanmış ve konunun hukuk ilkeleri temelinde incelenmesi çağrısında bulunulmuştu. Buna rağmen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bugün (2 Şubat) Kavala davasının AİHM'e havale edilmesine dair bir ara kararı oy çokluğuyla kabul etmiştir. Böylelikle, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ülkemizde devam eden bağımsız yargı sürecine müdahale niteliği taşıyan yaklaşımını devam ettirmiş ve yargı sürecine saygı ilkesini ihlal etmiştir.
AİHM kararlarının icrasını denetleyen Bakanlar Komitesi'nin gündeminde başka ülkelerle ilgili çok sayıda uygulanmayan karar bulunurken, Kavala kararının sürekli olarak gündemde tutulmasını, iyi niyetten uzak, kasıtlı ve de tutarsız bir yaklaşım olarak görüyoruz. İç hukukta devam eden dava süreci göz ardı edilerek siyasi saiklerle alınan bu önyargılı kararın Avrupa insan hakları sisteminin itibarını zedelediği aşikardır. Avrupa Konseyi insan hakları sisteminin etkinliğinin sağlanması için, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin tarafgir ve seçici yaklaşımını bir yana bırakması gerekmektedir. Temennimiz, AİHM'in alınan bu kararı hakkaniyetle değerlendirmesi ve bu konuda iç hukukta devam eden dava sürecini dikkate alarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca ilk derece mahkemesi gibi hareket etmeden, içtihat ve ilkeleri doğrultusunda karar almasıdır."
Siyasetcafe.com