Atatürk Ehl-i beyt'e mensup 12 imamdan birimi dir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün hem anne hem baba tarafından Seyyid ve Ehl-i Beyt'ten olduğu Genelkurmay Başkanlığı, bazı büyük medya patronları ve birçok üst düzey bürokrat biliyor. Ama milletimiz bu önemli bilgileri bilmiyor. Mustafa Kemal meyve veren bir ağaçtır, normaldir, meyve veren ağaç taşlanır.
Atatürk'ün Ehl-i Beyt'e mensup 12 imamdan biri olma olasılığı kuvvetle muhtemeldir. Peygamberimiz (s.a.v.)bir sahih hadisinde şöyle buyurmuşlardır:12 imam gelmedikçe yeryüzünde, İslamiyet silinmeyecektir. Bu 12 imamın en büyük özelliği dinde içtihat-yenileme yapabilme ve dini ilk indiği gibi insanlara anlatma ve İslam dinini yeniden canlandırma görevleri olmasıdır. Bahsettiğimiz hadisin yorumu şu olsa gerektir ki ;12 imam yeryüzüne tekrar tekrar gelecek ve İslam dinini ayakta tutacak, bozulmadan korunmasını sağlayacaktır. İslam dinini korumakla ve dini gerçek hüviyetine kavuşturmakla görevli son kişiler ise, Hz. Mehdi ve ardından gelecek Hz. İsa(a.s) olacaktır. Onlar zamanında İslam dini yeryüzüne egemen kılınacak tüm dünyada barış ve adalet hakim olacak ve onlardan sonra da -Allah daha iyi bilir -kıyamet koparılacaktır. İşte, Atatürk, Mehdi yeryüzüne gelmeden önce ona bir devlet oluşturmuş ve insanların dini doğru anlamaları için de dinde Türkçeleştirme hareketleri yapmıştır.
Atatürk'ün Vasiyeti Neden Türk Halkından Özenle Saklanıyor?
Kenan Evren 1988 yılında Atatürk'ün vasiyetini açıp okudu ve kendi kendine karar vererek "Türk halkı bu vasiyeti öğrenmeye hazır değil" diyerek vasiyeti ortadan kaldırttı. Acaba Kenan Evren'i bu kadar rahatsız eden, Türk halkından gizlenen bu vasiyetin içinde hangi bilgiler vardı?Atatürk ölmeden bir ay önce hazırlattığı vasiyetinde;"Herkes Peygamberin sünnetini, Peygamberin dediklerini birebir yerine getirsinler" diyor. "Kur'ân'a da tam uyulsun" diyor. Atatürk, Peygamberimize derin bir hayranlık duyuyor ve onu da şu sözlerle ifade ediyor :"Benim senin ismimiz unutulur, onun ismi ebediyete kadar unutulmaz" diyor. Atatürk bir sözünde, "Bütün dünyanın Müslümanları, Allah'ın Peygamberi Hz.Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli" diyor. "Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed’i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli. İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli" diyor. Burada Atatürk'ün tüm dünya Müslümanlarına sesleniyor ve açık açık İslam Birliği'nden bahsediyor. Eğer dünya Müslümanlarından bahsetmese "Türkiye Müslümanları" derdi. Bakın bütün dünya Müslümanlarına bir Müslüman lider olarak sesleniyor. Kurtuluş yolunu gösteriyor. İslam Birliği'nin yolunu gösteriyor.
Bir de açıklanmayan vasiyeti var Atatürk'ün. Atatürk vasiyetinde Hz. Mehdi’den açıkça bahsediyor. Atatürk vasiyetinde Hz. Mehdi’den, Hz. İsa’nın nûzülünden, İslam Birliği'nden bahsediyor. Atatürk'ün ileri görüşlülüğünü herkes bilir. Ama Atatürk'ün gerçekten özel bir insan olduğunu herkes tam olarak kavrayamamış olabilir. Atatürk, Hz. Hızır gibi çok farklı biri ve Atatürk, Hz.Mehdi'ye zemin hazırlamak için özel yaratılmış insandır. Atatürk yobazlığın belini kırarak, Hz.Mehdi'ye zemin hazırlamıştır.
Hiç kimse unutmasın ki;Asil Türk Milleti Müslüman’dır ve Müslüman kalacaktır.
İslami özünden uzaklaştırıldığı oranda maalesef emperyalizmle uzlaşan ve her yönden tutsaklaşan, Müslüman Türk Milleti, yine İslam'la dirilip yeni destanlar yazacaktır. Atatürk'ün gizlenen vasiyeti de bu talihli gelişmelere işaret etmekte ve manevi uyarılar taşımaktadır.
İşte Atatürk'ün Saf ve Sağlam İnancı :
"Efendiler:Mazharı nübüvvet ve risalet olan Fahri-alem Efendimiz, bu kütle-i Arap içinde ve Mekke'de dünyaya gelmiş bir vücudu mübarekti." (Nutuk,c.3,sh.1240).
(Allah tarafından Peygamber kılınmakla onurlandırılan insanlık aleminin övünç kaynağı Hz. Muhammed Efendimiz Arap toplumu içinde ve Mekke'de dünyaya gelen mübarek ve müstesna bir şahsiyetti.)
"Ey arkadaşlar!Tanrı birdir, büyüktür ;âdeti ilahiye'nin tecelliyatına bakarak diyebiliriz ki :İnsanlar iki sınıfta, iki devirde mütalaa olunabilir. İlk devir, beşeriyetin sabavet, şebabet devridir. İkinci devir, beşeriyetin rüşt ve kemal devridir." (Nutuk, c.3,sh.1241).
Arkadaşlar,Allah birdir, büyüktür. Yeryüzündeki ve insanlık tarihindeki ilahi kanun ve prensiplerin seyrine bakarak diyebiliriz ki :İnsanlığın iki sınıf ve sürece ayrıldığı düşünülüp değerlendirilebilir:
-Birincisi insanlığın bebeklik ve gençlik dönemidir.
-İkincisi insanlığın ergenlik ve olgunluğa erişgenlik dönemidir.
"Allah, Hz. Adem Aleyhisselamdan itibaren bilinen ve bilinmeyen pek çok sayıda nebiler ve resûller göndermiştir. (Hz. Muhammed Efendimize kadar ki dönem beşeriyetin, süratli bir ebeveyne muhtaç bebeklik ve çocukluk dönemine benzemektedir.)
Ancak, Hz. Peygamberimiz vasıtasıyla (ve Kur'ân-ı Kerim'in muhkem ayetleriyle) en son ve en mükemmel dini hakikatleri ve medeniyet prensiplerini verip öğrettikten sonra, artık insanlara yeni din ve peygamber ihtiyacı kalmamış demektir. Kıyamete kadar farklı dönemlerdeki ve farklı ülkelerdeki insanlar ;Kur'ân-ı Kerim'in temel prensipleri ve Hz. Peygamber Efendimizin genel öğretileri doğrultusunda, çağının ve şartlarının ihtiyaçlarına uygun prensip ve projeleri, yöntem ve yönetim şekillerini, kendi akılları, anlayışları ve bilimsel arayışlarıyla bulabilecek bir olgunluk seviyesine ulaşmış kabul edilmiştir.
İşte bu sebepledir ki, Cenab-ı Peygamber Efendimiz, hatemül-Enbiya (en son nebi)ve Kitâb-ı (Kur'ân-ı Kerim)Kitâb-ı Ekmel (en mükemmel kanun ve kurallar kaynağı)dır."(Bkz. Nutuk, c.3,sh,1241,Devlet Kitapları MEB Basımevi İST.1971.)
Şimdi Mustafa Kemal'in Allah inancı, Peygamber itikadı, Kur'ân-a bağlılığı ve İslam 'a bakış açısı işte aynen böyle olduğu ;
Atatürk'ün Vasiyetinde Geçtiği Öğrenilen Bazı Bilgiler :
-İsrail 'in kurulacağı
-ABD Başkanının genç yaşta suikasta uğrayacağı
-SSCB'nin dağılacağı
-Mehdi ve Hz. İsa’nın Türkiye'den çıkacağı.
Kurtuluş Savaşı sırasında Pakistan, Afganistan ve Hindistan Müslümanlarını toplayıp Rusya üzerinden Türk Kardeşlerine gönderdikleri paralarla İş Bankası kurulup, TCDD Yolları, Atatürk Orman Çiftlikleri gibi kurumlar oluşturulup toplanan gelirler Anadolu'daki öğrencilerin eğitiminde kullanılması hedeflenmiştir. Atatürk bu kurumlar için Türk milletini vasi tayin etmiştir.
Papa XVI. Benedict'in Anıtkabir 'e giderek Atatürk'ün huzurunda eğilmesi de büyük Türkiye için bir mesaj niteliğindedir.
Atatürk'ün özel kasalarda ve özenle saklanılan tarihi vasiyetinin açıklanacağı talihli günler yakın görülmektedir.
Vasiyette geçen dini öngörülerden bazıları :
-Hz. İsa’nın yeryüzüne gönderileceği ülke Türkiye, şehir İstanbul ve yer Ayasofya Camiisidir.
-Katoliklerin, Ortodoksların, Protestanların amacının Ayasofya'yı Kilise yapmak olduğunu anlayan Atatürk 1934 yılında imza kararıyla müze yapılmasını isteyip böylece koruma altına almış ve vasiyetinde camii olmasını istediğini belirtmiştir.
"Türk Milletinin dini İslam, Kitâb-ı Kur'ân, Peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselamdır."
Uzay sanayini ilgilendiren madenlerin Güneydoğu bölgesindeki yerleriyle beraber belirtmiştir. Atatürk Kürt halkı üzerinden bazı fesatlıkların körükleneceğini de söylemiştir.
Kürtler kardeştir demiş ve ayrımcılığı reddedip, herkesin temel insan hak ve hürriyetlerinin verilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir.
Mustafa Kemal'in;
a)Hem yalnızlığından
b) Hem zaman darlığından
c)Hem çevresinde kaliteli ve iyi niyetli insan azlığından
d)Hem de, o dönemde dünyayı avucuna almış ve Türkiye 'yi de maalesef kuşatmış bulunan Yahudi, sabataist ve masonların kıskacı altına alınmaktan dolayı, aslında gerekli ve önemli olan, bütün bu tarihi devrim ve değişimlerin :
-Bazılarının zamanla ve özellikle Atatürk'ten sonra katılaştırılıp hedefinden saptırılarak yozlaştırılması ihtimaline karşı yeterli tedbirler alınamamış.
-Bir kısmı, geçici şartlar ve konjonktürel ihtiyaçlar için yapıldığı halde, bunların katı ve kalıcı kurallar halinde topluma dayatılmasını önleyecek teoriler ve alternatif projeler hazırlanamamış.
Masonik mihrakların, Yahudi ve sabataist takımının ve bazı azınlık ve azgın tabakanın, bu devrim ve değişimleri "Müslümanlıktan resmen kopma ve İslami olan her şeye düşman olma" mantığıyla yorumlayıp uygulamasına yol açacak boşlukların bırakılmış, olması da elbette bir talihsizliktir. Hatta onun sözü :"Batmakta olan bir gemide bulunsanız ;herhalde" Yetiş Ey Gazi "demezsiniz. Elbette ;"Medet yâ Rabbi" diyeceksiniz. Bundan tabii ne olabilir?"
28 Kasım 1938'de, yani Atatürk'ün ölümünden 18 gün sonra ikindi vakti saat 15:00'te Ankara 3'üncü Sulh Hukuk Mahkemesi'de açılan bu vasiyetten iki tane zarf çıktığı bilinmektedir. Biri herkes tarafından bilinen 6maddelik vasiyet; diğeri ise 50 yıl sonra açılsın diye Ankara/Ulus'taki Ziraat Bankası kasalarına anahtar uydurulur diye tedbiren kaynakla kapatılan vasiyetidir. Acaba açıklanması kasıtlı olarak geciktirilen bu tarihi vasiyette de, Atatürk'ün bazı devrimlere hangi maksat ve mazeretlerle ihtiyaç hissettiği geçiş süreci tamamlandıktan ve Cumhuriyet oturduktan sonra hangi yeni dönüşüm ve düzenlemelere girişeceği ve asil milletimizin manevi temellere ve İslami değerlere neden ve nasıl sahip çıkması gerektiğimi belirtilmektedir?