Cumhuriyetin ilanının 100. Yılına yaklaşırken, Atatürk ile hesaplaşmayı sürdüren sözde Atatürkçüleri ibretle izliyoruz.
Cumhuriyet’e evet ama Atatürk’e hayır…
Demokrasi ve laikliği savunuruz ama Atatürk’ü kabul etmeyiz…
Özgürlük, vatanseverlik, insan hakları sloganları ile Atatürkçülük yaparız ama Atatürk’ün adını anmaktan çekiniriz.
**
Siyasal İslamcıların Atatürk’ü yok saymasını eleştirenlerin bugün, Atatürk ile hesaplaşmalarının altında yatan gerçek, Atatürk’ü maske olarak kullanmalarıdır.
İsmi Cumhuriyet olan partinin il başkanı eğer Atatürk ile ilgili hazımsızlık yaşıyor ve Genel Başkanı da buna sessiz kalıyorsa, sorgulanması gereken, kime hizmet ettiğidir.
İster dinci, ister sözde Atatürkçü olsun, ister vatansever diye kendini tarif etsin, veya ulusalcı kimliği taşısın, eğer Atatürk ile ilgili rahatsızlık duyuyorsa, bilin ki hizmet ettiği yer emperyalist güçlerdir.
Türkiye’de mevcut tarikat ve cemaatlerin tamamına yakının yabancı istihbarat servislerinin kontrolünde olduğu biliniyor.
1918’den 1923’e kadar Türkiye’yi işgal eden devletlerin istihbarat örgütleri, şimdi tarikatlar ve kontrol ettikleri siyasiler ile Türkiye’ye karşı savaşıyor.
Bir birinin zıddı gibi görünen fakat Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığında birleşen tarikatlar ve sözde Atatürkçüler, bugün gururla kutladığımız Cumhuriyetin ilanının 97. Yılında ne mesaj verdiler?
CHP il başkanı “Atatürk” ismini anmadan kutlama mesajı yayınlarken, Menzil, Cübbeli Ahmet, Süleymancılar, İsmailağa Cumhuriyet bayramını kutlama mesajı yayınlamadılar.
Bu tarikatların sosyal medya hesaplarında ve internet sitelerinde, Cumhuriyet bayramı ile ilgili tek bir paylaşım yok.
Kaftancıoğlu gibi sözde Atatürkçüler ile bu tarikatların ne farkı var?
Birisi muhafazakar kesimi, diğeri laik kesimi kontrol ediyor. Her ikisinin de ortak paydası Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığı. Çünkü her ikisi de aynı merkezlere hizmet ediyor.
Atatürk’ün emperyalist devletler karşı verdiği savaşın sonunda kurduğu Cumhuriyet’i savunuyor gözükeceksin, ama Atatürk’ün ismini anmayacaksın!
Sonra da, barış, özgürlük, insan hakları palavraları sıkacaksın,
Antiemperyalist pozlar takınacaksın!
**
1970’li yıllardı.
Okuduğum lisede sağ-sol çatışmalarının şiddetlendiği ve okulun solcuların eline geçtiği bir dönemdi.
O yılları bilmeyenler için söylüyorum, okullar, mahalleler, hatta sokaklar bile sağ-sol diye parsellenmişti. Bir grubun kontrol ettiği bölgeye başka bir grup giremezdi.
Lisede solcular okula girmek için tek şart koymuşlardı. “Atatürk rozeti takmak”
Evet, Marksist-Leninist veya Maocu ideolojiyi savunanlar Atatürk rozetini kullanıyorlardı.
Komünizm ve Atatürk!
Halkların kardeşliğini savunan, milliyetçiliği faşizm olarak gören Marksist ideoloji, “Ben her şeyden önce Türk milliyetçisiyim, Ne Mutlu Türk’üm diyene” diyen Atatürk rozetini kullanıyordu.
Bugün de değişen bir şey yok.
Atatürk’ü ancak propaganda olarak kullananlar aslında Atatürk’ün fikirlerine sözde dinciler kadar karşılar.
Atatürk’ün Cumhuriyet ile getirdiği kazanımları savunuyor ve kolluyor gözükenlerin birer emperyalist işbirlikçi olduklarını görmek zor değil.
Dinciler ile bunların tek farkı, onlar Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlıklarını alenen söylüyor, sözde Atatürkçüler ise takıyye yapıyor, gerçek niyetlerini gizliyor.
Cumhuriyet demek Atatürk demektir.
Cumhuriyet demek Atatürk’ün fikirlerini sonsuza kadar yaşatmak demektir.
Ne mutlu Türk’üm diyene
Cumhuriyetimizin 97. Yılı kutlu olsun