Müslümanlar için bir dönüm noktası olan hicret, tarihte yeni bir sayfaya imza atmıştır. Hz. Ömer'in halifeliği döneminde hicretin gerçekleştiği gün, Hz. Ali'nin teklifiyle hicri takvimin başlangıcı sayılmıştır.
O günden itibaren de İslam âleminde 1 Muharrem hicri takvimin başlangıcı olarak kabul görülmüştür. İslam alemi için bir milat olan hicret; Allah'a ve O'nun Kutlu Elçisi Rahmet Peygamberine gönülden bağlılığın bir ifadesi; hakka, hakikate, ilme, ve medeniyete yapılan yolculuktur.
Hicret, Allah’ın rızası için; anadan, babadan, evlattan, maldan, mülkten hatta candan vazgeçmenin ibretli ve meşakkatli bir öyküsüdür. İslam dinin birlik bütünlük mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak için çıkılan kutlu yolculuğun adıdır.
MUHARREM AYI NEDEN ÖNEMLİDİR?
Muharrem ayı, 12 ay ve 355 gün olan kameri yılın ilk ayıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, kameri yılda, güneş değil ayın hareketleri esas alınır. Hicri tarih, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Mekke'den Medine'ye göç edişi ile başlar. Hicretin takvim başlangıcı olarak kabul edilmesi, Hz. Ömer devrinde olmuştur. Hz. Peygamber'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiği yıl (Miladi 622), İslâmî takvimin başlangıç yılı (Hicri 1) olarak, Muharrem ayı da bu takvimin ilk ayı olarak kabul edildi.
AŞURE GÜNÜ ORUCU
Aşure günü orucu ile ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır.
İbni Abbas'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: 'Hz. Peygamber Medine'ye geldiğinde, Yahudilerin Aşure günü oruç tuttuklarını gördü. 'Bu nedir?' diye sordu. 'Bu hayırlı bir gündür. Bu, Allah'ın İsrail oğullarını düşmanlarından kurtardığı, bu sebeple de Musa'nın oruç tuttuğu gündür' dediler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.), 'Ben Musa'ya sizden daha lâyığım.” buyurdu ve hem kendisi bu günde oruç tuttu, hem de başkalarına oruç tutmalarını emretti.' (Buhârî,Savm, 69; II, 251; Müslim, Savm, 127; I, 795)
'Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere olduğu gibi size de farz kılındı.' (Bakara, 183) ayeti inince, Aşure orucu isteğe bağlı hale geldi.
AŞURE GÜNÜ İLE İLGİLİ DİĞER RİVAYETLER
* Hüseyin bin Ali ve beraberindeki 72 kişi hicri 61′de Muharrem’in onuncu gününde (10 Ekim, 680) Kerbelâ’da Yezid’in ordusunca katledilmiştir,
* Hz. Âdem’in işlediği günâhtan sonra tövbesinin kabul edilmesi,
* Hz. İdris’in diri olarak göğe yükseltilmesi,
* Hz. Nuh’un gemisinin tufandan kurtulması,
* Hz. İbrahim’in ateşte yanmaması,
* Hz. Yakup’un oğlu Yusuf’a kavuşması,
* Hz. Eyyub’un hastalıklarının iyileşmesi,
* Hz. Musa’nın Kızıldeniz’den geçip İsrailoğulları’nı firavun’dan kurtarması,
* Hz. Yunus’un balığın karnından çıkması,
* Hz. İsa’nın doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesi.
KERBELA OLAYI
Aşure Günü ile ilgili en önemli hadise ise Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin'in ailesi ile birlikte katledilmesi olayıdır.
İslam tarihinin en kanlı ve barbar bir katliamı olan Kerbela olayında, Hz.Hüseyin ve ailesinin de içinde bulunduğu etrafındaki 72 kişi susuz bırakıldıktan sonra katledilmişlerdir.
Kerbela Olayı veya Kerbela Savaşı ya da Kerbela katliamı, 10 Ekim 680’de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, Muhammed’in torunu Hüseyin bin Ali’ye bağlı küçük bir birlik ile Emevi halifesi I. Yezid’in ordusu arasında cereyan etmiştir.
Muhammed’in kızı Fatıma’nın Muhammed'in kuzeni Ali’den olma oğlu İmam Hüseyin’in ölümü, Şiilerce her sene Matem Günü olarak yad edilir. Sünnîler ise İslam’da matem yapılmaması gerektiği iddiası ile bu günleri ibadet yaparak ve Mevlid okutarak geçirirler.
siyasetcafe.com