AKP iktidarı Türkiye Cumhuriyeti’nde iktidara gelip “Türk” ve “Türklük”ten bu kadar nefret eden, bu iki kelimeyi adeta duymaya dahi tahammülü olmayan tek iktidar olduğunu bir kez daha gösterdi. Başlattıkları süreç tamamlandı ve “Ne Mutlu Türküm diyene!” diye sona eren Andımız kaldırıldı.
Tabii Andımızın kaldırılması bir günde olmadı,bir anda da olmadı…Bu bir “Süreçti” ve bu “Sürecin” ısrarla takip edilmesi ile Andımız kaldırıldı.
Şimdi sizlerle 19 Aralık 1992'de, Ankara'da düzenlenen, Türkiye'de Gönüllü Kültür Teşekkülleri 3. İstişare toplantısına gidiyoruz.
Toplantıda kürsüde Abdullah Gül var… Gül aynen şunları söylüyor kendisini pür dikkat dinleyen topluluğa:
"Ne mutlu Türküm diyene lâfını tutup her yere yaza yaza aslında Türkiye ilkel bir hale dönmüştür"
Aradan yıllar geçecek ve bu sözleri sarf ederek “Ne Mutlu Türküm diye” ifadesine olan rahatsızlığını bu kadar net biçimde belirten hatta bu ifadenin Türkiye’yi ilkelleştirdiğini belirten Abdullah Gül Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı olacaktı…
Şimdi de sizlerle 2 Nisan 2013 tarihine gidiyoruz, Abdullah Gül Cumhurbaşkanı ve yurtdışı seyahatinde Letonya’ya gidiyor. Abdullah Gül’ün gündeminin ilk sırasında ise “Yeni Anayasa” var…
Gazetelerin köşe yazarları ile bir otelde bir araya gelen Abdullah Gül “Yeni Anayasa” ile ilgili çok yoğun bir şekilde çalıştığını, 49 gelişmiş ülkenin Anayasalarını incelediğini söylüyor ve söz dönüyor dolaşıyor “Anayasa’daki vatandaşlık tanımına” geliyor.
Abdullah Gül, Anayasa’nın “Vatandaşlık tanımı” noktasında değişmesi gerektiğini belirtirken, “Anayasa’da sorun vatandaşlık tanımı üzerinde mi yoğunlaşıyor?” sorusu üzerine bakın neler söylüyor:
“Ben bunun aşılabileceği kanaatindeyim. Elimde bir çalışma var. Bu çalışmada 49 gelişmiş demokratik ülkenin anayasalarına bakılmış. Bunların büyük bir kısmında vatandaşlık tarifi yok. Vatandaşlık anayasanın ‘olmazsa olmaz' şartı değil…”
“Osmanlı İmparatorluğu da, Selçuklu İmparatorluğu da tarihte Türk devletleri olarak bilinir. Ama “Bu Osmanlı’nın vatandaşlarının hepsi Türk’tür” diye bir şey yok. Ama tarihte bunların hepsi Türklerin önderlik ettiği devletlerdir.”
Yani Abdullah Gül diyor ki “Yeni Anayasa!’da vatandaşlık tanımı mümkünse olmasın, olacaksa da Türklük tanımı olmasın”
Zira Anayasa’da kendisinin “Rahatsızlık” duyduğu vatandaşlık tanımı Anayasa’nın 66.Maddesinde “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” sözleri ile ifade ediliyor.
Şimdi sizlerle 2 Mart 2011 tarihine gidiyoruz…
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Danıştay’a yeni bir üye seçiyor: Zeki Yiğit…
İşte Abdullah Gül’ün Danıştay üyeliğine seçtiği Zeki Yiğit 2013 yılında Danıştay tarafından Yüksek Seçim Kurulu Üyeliği görevine de getiriliyor…
Olaylı son İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali için YSK karar alırken “Seçim iptal edilsin” diyen 4 oydan birisi aynı Zeki Yiğit’e ait…
Ve 7 Mayıs 2020’de Danıştay’ın yeni Başkanı olarak seçilen isim de “Ne Mutlu Türküm diyene” ifadesinden de “Türklük” tanımından da rahatsızlık duyan Abdullah Gül’ün getirip Danıştay Üyesi yaptığı Zeki Yiğit, Danıştay Başkanlığı görevine seçiliyor…
Ve işte bu şekilde, bu zihniyet ile “Dizayn edilmiş” Danıştay dün aldığı karar ile devlet madalyalarından Atatürk kabartmalarını ve Andımız’ı kaldırdı…
İşte o Danıştay’ın başındaki Zerki Yiğit’in önünü açan Abdullah Gül ve zihniyetini bu ülkede bu ülkenin kurucu partisi CHP’nin başında bulunan Kemal Kılıçdaroğlu 2018 yılında “ÇATI ADAY” yapmak istedi son dakikada olmadı…
Abdullah Gül ile “Rutin olarak” görüşmeler yaptığını ve kendisinin “Çok değerli fikirlerinden yararlandığını” kendisi beyan eden Kılıçdaroğlu 2023 seçimlerinde de Gül’ü aday yapabilmek için sonuna kadar uğraşacak.
Biz ise diyoruz ki “Andımız’ın kaldırılması bir süreç ve bu sürecin taşları 1990’ların başından itibaren döşenmeye başladı ve ilmek ilmek dokunarak,30 sene emek verilerek bugün başarıldı. Bu bir toplumun milli değerlerini yok etme operasyonunun, toplumsal bilinci felce uğratma operasyonunun en önemli adımlarından birisidir”
Birileri de bu “Operasyonun” en önemli uygulayıcılarından birisini muhalefetin “ÇATI ADAYI” yapmak istiyor.
O zaman insan ister istemez soruyor “Pardon da siz kime hizmet ediyorsunuz?”
Zira bunu birileri açıklamalı…