MEB itiraz etti, Danıştay andımızın okunmasını yasakladı.
İtiraz eden Türkiye’nin “MİLLİ” Eğitim Bakanlığı. Bakmayın isminin başındaki “MİLLİ” kelimesine, millikten anladıkları tüm milli değerlere karşı olmak!
Kaldıran da yine Türkiye’nin en yüksek yargı organı.
Yani ikisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin milli olması gereken kurumları. Anca el birliği ile, içerisinde çalışkanlık, dürüstlük, Türklük kavramlarının işlediği cümlelerin çocuklarımıza okutulmasını “zararlı” bularak kaldırdılar.
Bir taraftan milli ve yerli sloganları atarken, diğer taraftan “Ne Mutlu Türküm” demeyi yasaklayan bir zihniyet var karşımızda.
Bu yasağın gerekçesini kim hangi bahanelerle açıklarsa açıklasın, karar Türk Milleti’ne hakaret etmek, küçük düşürmek, aşağılamak ve ihanet etmekle eş değerdedir.
Türk Milleti masa başında alınan kararlarla var olmadı. Türk olmaktan mutlu olmayı da hiç kimsenin alacağı karar değiştiremez. Ancak, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın dimağlarına milli şuur yerine tarikat öğretilerini sokmayı “millilik” sanan zihniyetin hala iş başında olduğunu görmenin hayal kırıklığını yaşıyoruz.
15 Temmuz’dan sonra biraz olsun gerçeği göreceklerini sandığımız siyasilerin milli söylemlerinin, samimi olduğuna inanmak istedik. Oysa bunun bir hamasetten öte olmadığını ve yükselen milliyetçilikten oy devşirmek gayreti içinde olduklarını görüyoruz. Eğer aksini savunuyorlarsa bu yanlışı derhal düzeltmeleri gerekir.
Gizli ittifak
Kararın ardından yaşananlar, aslında yaşanmayanlar, yaşanmasını beklediğimiz tepkiler ise başka bir garabet.
Yazının başlığına yeni bir ittifak doğdu yerine mevcut ittifak ortaya çıktı demek daha doğru ifade olurdu.
Zira, iktidarı, muhalefeti, basını, aydını karar ile ilgili tek kelime etmedi.
Cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı partiler, iyi partiler, kötü partiler anlaşmış gibi sus pus kaldılar.
Ya basına ne demeli!
Öz Atatürkçü, has Atatürkçü sözde vatansever gazeteler, internet haber siteleri yine kafalarını kuma gömdüler.
Atatürk’ü rakı bardağı ile cüzdanının arasına sıkıştıran sözde laikler sessiz…
Atatürk kitabi ve rozeti satarak milyonlar kazanan liboşlar sessiz…
Hiçbirinin Türk milletine yapılan bu haksızlık ve hakaret karşısında söyleyecek sözleri yok.
Atatürk’ün veciz sözünün genç kuşaklara okutulmasının yasaklanması kimseyi rahatsız etmemiş anlaşılan.
Ota, b.ka konuşan geleceğin sözde Cumhurbaşkanı imamın oğlu bile tek kelime etmiş değil.
Yani tamamı Türk karşıtlığı konusunda ittifak etmiş durumda.
İşte bizim asıl sorunumuz bu.
Saatlerce TV ekranlarında tartışan o çok entel aydınlarımızın çözmeye çalıştığı, siyasilerin projeler geliştirmeye uğraştığı sorunumuzun asıl kaynağı Türk düşmanlığı.
Türk’ü sevmiyorlar…