Milletimiz neredeyse 200 yıldır bir anayasa arayışı içerisindedir.
Bunun için Tanzimatlar, Meşrutiyetler, tek partili-çok partili Cumhuriyet dönemleri hep bir anayasa arayışı içerisinde geçmiştir.
Bizim kadar anaysa değiştiren, yeni anayasalar arayan bir başka devlet neredeyse yoktur.
Bu acı gerçeklerimize bir çok sebep bulabilirsiniz ama benim için en önemli sebep maalesef bizim aydın tiplerimizdir.
Yine son 200 yıldır biz millet olarak çağdaş dünyayı okuyacak, bu okumayı kendi toplumuna uyarlayarak geleceğimizi temin edecek aydın tiplerimiz maalesef olmamıştır.
Bu olmadığı gibi bir garip aydın tipiyle karşı karşıya kalmış durumdayız.
Nasıl mı?
Boğazda rakı yudumlayıp, milleti hor gören ve fakat her dafasında `rejim` kurtaran, `demokrasi` havarisi kesilen bir yığın aydın tipi ile karşı karşıyayız.
Bunlar `halkcıyız` dedikleri halde asla halka güvenmez ve hücrelerine inmezler.
`Efedim dağdaki çoban ile benim oyum bir mi?` diyerek bir acayıp ve aşağılık kopleksle kendilerini elit sınıfına koyarlar.
Bu bakış açıları ile;halkı, güdülenmeye ve yönlendirmeye muhtaç, kendi menfaatlerini ve ülke gerçeklerini bilmez bir yığın olarak görürler.
Yine bunlar dillerine `milli irade` cümlelerini yükler ve sloganını atarlar, ama her defasında bi irade ile alay ederler.
Bu tipler asla yanılgıyı ve yenilgiyi kendilerine yakıştırmazlar.
Bu tür aydın tipinin en belirgin özelliği;kendi milletine ters düşmesi ve ona yabancılaşmasıdır.
Bu tipler adeta millet ne istiyorsa onun tersini isterler.
Bu tür aydınlar düşüncelerinde, ahlak ve alışkanlıklarında millete ne kadar yabancı davranırlarsa o derece kendilerini elit, onlardan olmayanları koyun gözü ile bakarlar.
Bunların kültür ve medeniyet anlayışları, kanun, hukuk, rejim ve anayasal görüşleri genelikler millete aykırıdır.
Mesala;millet genellikle Türk ve İslam kültürü ile yaşamını sürdürdüğü halde, bunlar yabancı hayranlığı ile batılılaşma serüveni içerisindedirler.
İşte bu tipler yüzünden maalesef milletimiz 200 asırdır kendi özüne uygun bir anayasaya kavuşamamıştır.
Şimdi yaşadığımız sıkıntılar, karşılaştığımız fikirsel ayrışmalar, siyasi düşmanlıkların sebebi milleti ile kucaklaşamayan, ona gerçekleri anlatamayan aydın tiplerimiz yüzündendir.
Yeni bir anaysa Referandumu öncesi `Evet` veya `Hayır` tartışmalarının sloganlar halinde yürümesinin asıl sebebi de işte bu aydın problemimizin eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
Son söz:
Mevcut lideri seversiniz veya sevmezsiniz Türk Milletinin tarihi tecrübesine yatkın, milli iradesini en dinamik halini yansıtan sistem Başkanlık Sitemidir.
Bizim Erdoğan üzerinden değil, hakikatler üzerinden bu konuyu tartışmamız lazım.
Bunun için de Türkiye`nin yepyeni bir aydın tipine ihtiyacı vardır.
Milletin bağrından kopmuş, kendine yabancılaşmamış fakat dünya gerçeklerini iyi kavramış bir aydın tipine.
İnşallah biz birbirimizi yemeden o tipler artık ortaya çıkmaya başlarlar.
Tekrar ediyorum ve ölene kadar edeceğim, ben başkanlık sisteminden yanayım. Bu görüşümün hiç bir siyasi parti ve önümüzdeki referandumla alakası yoktur.
Milletimizin ve devletsel anlayışının tarihsel sürecinde gelen gerçek budur.
Ve bu gerçek reverandumdan sonuç ne çıkarsa çıksın birgün kendini bulacaktır.