Altın Varak kırmızı çizgimizdir

Celal Eren ÇELİK

Malumunuz saraylarda büyümüş,yalılardan aşağısında gün yüzü görmemiş AKP iktidarının kadroları öyle saray olmadan, en kötü köşk olmadan çalışamıyor,memlekete hizmet edemiyor…

Hali ile millete hizmet sevdasından, sırf millete daha iyi hizmet edebilmek için Osmanlı Döneminde yapılmış ve daha sonra TBMM’ye bağlı ne kadar saray, kasır, köşk varsa Cumhurbaşkanlığına bağladılar.

Oysa ki bu saraylar daha önce müze olarak kullanılıyordu ve milletin görüşüne açık tarihi mekanlardı.

Şimdi hepsi oldu “ÇALIŞMA OFİSİ”

2002 sonrasında AKP iktidarı ile birlikte daha önce TBMM’ye yani “Milletin Meclisi”ne ait olan bu saraylardan Dolmabahçe ve Beylerbeyi Sarayları, Ihlamur, Beykoz, Yıldız Şale, Aynalıkavak ve Maslak kasırları, Florya Atatürk, Yalova Atatürk ve Filizli Köşk 703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Cumhurbaşkanlığı’na  bağlandı.

E Cumhurbaşkanımız da partili Cumhurbaşkanı olunca bir taraftan AKP Genel Başkanı’nın çalışma ofisi ve kullanım alanı haline gelmiş oldu saraylar…

Bunlarla berber Yıldız Sarayı da, Vahdettin Köşkü de, Huber Köşkü de sırf millete daha iyi ve daha konforlu şartlarda hizmet edebilsinler diye “ÇALIŞMA OFİSİ” olarak kullanılmaya başlandı.

Yetmedi tam rakamı hala açıklanmayan ama 1,5 milyar TL’ye mal olduğu ifade edilen, ”KÜLLİYE” yapıldı, o da kesmedi Marmaris’te yazlık saray yapılırken son olarak da Ahlat’ta kıyı şeridi kanunu ihlal edilerek Van Gölü’ne nazır bir saray daha yapıldı.

Külliye’deki altın varaklar göz kamaştırdı…

Tabii bunlar devletin itibarı olduğu için itibardan da harcamadan da zerre taviz verilmedi…

***

Mesela Ahlat’ta son yapılan sarayın ilk başta 30 milyon TL olarak açıklanan maliyeti “İtibar açısından” yetersiz bulunmuş olacak ki 90 milyon TL daha artarak Ahlat’ta yapılan “MİLLETİN SARAYI” tam 120 milyon TL’lik bir “İtibar Anıtına” dönüştürüldü.

Bu arada yapının yasalara aykırı olduğunun Anayasa Mahkemesi kararı ile tescillenmesine rağmen “İtibar” yasa dinlemedi ve inşaat Cumhurbaşkanlığı bütçesinden çıkarılıp,Gençlik Ve Spor Bakanlığı’na devredilerek yapıldı.

Bu arada ise sırf burayı yapabilmek ve Anayasa Mahkemesi kararını geçersiz kılabilmek için kıyılara resmi kurumlar tarafından inşaat yapılmasının yolunu açacak yasa çıkartıldı.

Ha tabii bu arada  Ahlat’taki Sarayı Cumhurbaşkanı Sn.Recep Tayyip Erdoğan’ın İmam Hatip Lisesi’nden arkadaşı olan ve Çamlıca Camii’ni de yapan ayrıca Huber Köşkü,Süleymaniye Camii,Topkapı Sarayı’nın restorasyon işlerini alan Hasan Gürsoy’un sahibi olduğu Güryapı Tahhüt isimli şirketin yapası gibi detaylara takılmamak lazım.

Zira “İtibarın” yanında böyle şeylerin lafını etmek vatan hainliği sayılır. 

***

Tabii bu restorasyon işlerimiz de mutlaka şatafatlı ve ihtişamlı olmalı ki itibarımıza zeval gelmesin, devlet büyüklerimiz rahat ve konforun içerisinde millet için daha muhteşem hizmetler yapsınlar…

Restorasyon işlemlerine AKP döneminde “ihya” adı verildi…

Yapılan projelere FALANCA SARAY,FİLANCA KÖŞK “İHYA” PROJESİ dendi.Gerçekten güzel isim verdiler zira bu restorasyon işleri ile yandaş firmalar “İHYA” edildi.

Tabii hiçbir şeyden tasarruf etmediğimiz için itibarımızı koruyan bu işleri yapan yandaş firmalara verilen paradan da taviz vermedik, kendimize laf söyletmedik elhamdülillah…

Mesela Sayıştay Raporlarına göre sadece 2017 yılında yandaş taşeron firmalara Cumhurbaşkanlığı Külliyesi için 73 milyon 968 bin 528 TL harcandı ve itibarımıza zeval getirilmedi.

***

O derece düşkündük ki itibarımıza Osmanlı’nın eksiğini bile tamamladık

1865 yılında “Yazlık Saray” olarak inşa edildiği için ısıtma tertibatı “BULUNMAYAN” Beylerbeyi Sarayı’na “varaklı kalorifer” döşettik mesela…

Tabii Osmanlı bunu düşünememiş ama biz düşündük devlet olarak ve hemen en itibarlısından ısıtma sistemi kurduk Beylerbeyi Sarayı’na…

Yani şimdi Fransa Kralı III.Napolyon’un karısı Eugeni bu sarayda ısıtma sistemi olmadan kalmış aylarca diye bizde mi varaksız kalorifer olmadan oturalım değil mi yani?

***

Ama bu “İtibar sevdası” aslında sinyallerini “Kardeşim Abdullah Gül”ün aday gösterilip, Çankaya Köşkü’ne çıkması ile vermişti…

Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Hanımefendi Çankaya Köşkü’nü beğenmemiş ve baştan aşağı “TADİLATA” sokmuştu…

Hani tadilat dediysek öyle “İtibarsız” ufak bir şey sanmayın, Hayrünnisa Hanım ve eşi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Beyefendi Çankaya Köşkü’nün  bakım onarım tadilat bütçesi için 2007 yılında tam 30.7 milyon YTL’lik bütçe kullanıyor.

Muhteşem zevkleri ile üstün sanatsal anlayışları ile yeni baştan Çankaya Köşkü’nü “İHYA” EDİYORLAR…

Ama yetmiyor sene oluyor 2011,Cumhurbaşkanlığı, Çankaya ve Tarabya Köşklerinin tadilatı ve bakım onarımı için tam 110 milyton TL bütçe istiyor! Bu arada Abdullah Bey ve Hayrünnisa Hanım bol bol Huber Köşkü’nde kalıp “itibar” gösterisi yapıyorlar…

***

Yani efendim ezcümle bir kelam; AKP için saraylar, köşekler, kasırlar vazgeçilmezdir…

Zira oralarda olmadan millete hizmet edemezler. Ama millete hizmet ederken bu sarayları, köşkleri müze olmaktan çıkartıp kendi kullanım alanları yaparak milletin kullanımından çıkarmalarını da izah edemezler…
Ama efendim olsun itibar önemli, “varak” ise kırmızı çizgimiz…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.