Almaz Atambayev`in Açıklaması Üzerine Bazı Notlar!
Kırgızistan Devlet Başkanı Almaz Atambayev Türkiye-Rusya ilişkilerinde Rusya`dan yana bir açıklama yaptı ve kıyamet koptu...
Ev de oturup, klavye başında slogan atanlar bu mevzu üzerinden TÜRK Milletine saldırıya başladılar.
“Hani Türk`ün Türk`ten başka dostu yoktu” diyenden mi tutarsın, yoksa Türkiye ve Orta Asya kardeşliğine sayıp sövenlerlerden mi?
Bunu diyenlerin arasında duygusal olarak hayal kırklığı yaşayan Türk sevdalılarını bir kenara bırakırsak, alaycı bir tavırlar değerlendirme yapanlar ; hayatının hiç bir döneminde ne kendi ülkesinin, ne de kardeş ülkelerin Türklüğü ile övünmüş adamlar değillerdir.
Aksine bu kardeşliğe her zaman kuşun sıkmış, kin kusmuş adamlardır.
Hele hele Atambayev Türkiye`nin ülkesine desteklerinden dolayı cumhurbaşkanımıza abi derken yere göğe sığdıramayanların, şimdi onu hain ilan etmeleri çok komiktir.
Ben bir Türk milliyetçisi olarak Almaz Atambayev`in Rusya`ya destek açıklamasını duygusal bir şekilde tenkit etmekle beraber, meseleye reel açıdan bakmayıda asla ihmal etmemekteyim.
Türk Dünyası içerisinde bugün en güçlü stratejik ortağımız ve kardeşlik bağlarımızın en güçlü olduğu Azerbaycan`dır. Azerbaycan dahil olmak üzere SSCB`den ayrılan bütün ülkeler tam bağımsızlığını, askeri, sosyal, ekonomik güçlerini oluşturmuş durumda değillerdir
Kaldı ki, Türkiye bile bu açıdan tam bağımsız üllke değildir, bunu kim iddia ediyorsa hamasi nutuk atıyordur.
Evet SSCB`den ayrılan Türk devletleri bağımsızlıklarını kazanmış olsalar bile ekonomik açıdan süreçlerini tamamlayamadıkları için henüz güçsüzdürler.
Güçsüz devletler ise hak ettikleri yere gelbilmek için zaman kazanırlar.
Bu zaman kazanmada bazen hoşumuza gitmeyen sözler veya hareketleride sergileyebilirler.
İşte bu olay tamda budur.
Bu yüzden Devlet başkanlarının bu tür açıklamalarını uluslarası ilişkiler çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir.
Bugün bu ülkelerin bir çoğu halen Rusya`ya mecbur ve mahkum bir halde ayakta durmaktadırlar.
Bu devletler Türkiye`nin Rusya karşısındaki duruşunun, ambargolar karşısındaki gücünün aynısını sergileyemezler.
Hele hele askeri olarak bu mükün değil.
Atambayev`in geçtiğimiz yıllarda TBMM`de Türkiye Türkçesi ile konuşma yaparken şu cümleleri sarfetmişti “Ulu Türk kağanlığını kuramasak bile en azından kuvvetli bir Türk birliğini yapmalıyız. Ancak bunun için sadece Türkiye'nin değil, diğer Türk Cumhuriyetlerinin de sağlam ve ayakta durması lazım”
Bu cümlelerin her satırında Atambayev samimi duygularını dile getirmiştir, ama Rusya`ya destek açıkmalası mecburidir, bir zaruretin sonucudur.
Bu zaruretin nedeni ise “Türk Cumhuriyetlerinin de sağlam ve ayakta durması lazım” cümlesinde saklıdır.
Rusya`nın bir derdi var; eski topraklarını geri almak, almasada o entegrasyonu koruma çabası.
Bunun için Gürcistan, Ukrayna, Kırıma saldırdırmayı bile göze aldı.
Hal böyle iken kardeş ülkelerimizin tavırlarını anlamamız gerekmektedir.
Ve unutulmamaldır ki, bunlar devlet politikasıdır.
Oysa olayların bir de halk tarafı vardır.
Bu ülkelerin Türk halkları kayıtsız şartsız Türkiye`nin yanındadırlar.
Uçak vurulduğunda bu ülkelerdeki halkların sevinçten gözleri parlamıştır.
Günlerce Türkiye diye haykırmışlardır.
Türk devletleri şuan ki güçleri, yalnızca elinde bulundurdukları imkanları çerçevesinden önce varlıklarını korumayı planmaktadır.
Bu da “devletlerin dostu yoktur, stratejik ilişkileri vardır” çerçevesinden baktığımızda doğal karşılanmalıdır.
Ama yarın bir cephe savaşında devlet liderleri o halkı Rusya tarafında savaşa sokamayacaklardır.
Dolayısı ile Türkiye`deki Türk düşmanları devletler arası ilişkileri göz ardı ederek ülkemizin Türk ülkeleri ile arasını bozmak istemeleri boşuna bir çabadır.
Eğer bu süreçte bir eleştiri yapılacaksa Rusya`da “adam” yerine konularak karşıllanan iç hain Demirtaş eleştirilmelidir.
Demirtaş kim?
Gözümüzün içine baka baka TBBM`ye “bu ülkeyi böleceğiz” diyerek giren sözde BARIŞ papağanı.
Adam sormazlar mı “sen önce TBMM`den Rusya`ya destek verenlere bak , sonra beni eleştir be kardeşim?” diye
Eğer ülkeler ararı ilişkilerden kastımde ne demek istediğimi daha iyi anlamak istiyorsanız bugünlerde önümüzde duran Türkiye- İsrail Devleti ilişkilerine bakın.
Bakın ve anlayın ki, devletler arası ilişkilerde dostluk-düşmanlık tek başına yoktur.
Çıkar ilişkisi vardır.
Bu çıkar işlişkisinde altını çizmekte fayda olan iki farklı bakış açısı vardır;
- İsrail devleti ile Türkiye`nin şu an çıkar ilişkisi var, ama kimse kalkıp “İsrail-Türkiye bir millet iki devlet” asla demez.
-Ama Atambayev ne kadar Rusya lehine açıklama yapmak zorunda kalsada yinede herkesin iki ülkeye bakış açısı “Kırgısıztan- Türkiye dost ve kardeş ülkedir” şeklindedir.
Bizi ilgilendiren devletler arası ilişkiler, devlet başkanlarının bu ilişkilerden kaynaklanan mantıklı veya mantısız sözleri değil, bizi ilgilendiren bu devlelerin halkları arasındaki tarihsel, kültürel, kardeşsel gerçeklerdir.
Bu gerçekleri ise içte veya dışta milletimize düşman hiç kimsenin fitne karargahlarına kurban etmeyeceğiz.