MHP Genel Başkan Adaylığını ilan eden ancak MHP’den ihraç edilen Meral Akşener, Türkiye gündemine göre görece uzun bir sessizliğin ardından yeniden siyasete dönmeye hazırlanıyor.
Meral Akşener; 3 Aralık 2016’da Bursa’da Kervansaray Termal Otel’de taraftarlarıyla bir araya gelip, izleyecekleri yol haritasını açıklayacak.
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından kendisine atfedilen iddialara yeterli karşılık veremediği eleştirilerine rağmen Meral Akşener’in sahaya inmesinin altında siyasetin kartlarının yeniden dağıtılmaya başlandığına yönelik değerlendirmeler var.
Akşener, MHP Genel Başkan Adaylığını açıklamasının ardından diğer MHP Genel Başkan Adaylarıyla birlikte MHP’te 19 Haziran 2016’da “MHP Olağanüstü Tüzük Kurultayını” toplamıştı. Ancak; 656 noter tasdikli delege çoğunluğunu toplamasına rağmen Mahkeme kararıyla; Olağanüstü Tüzük Kurultayı’nda alınan kararların geçerliliği onaylanıp, MHP Parti Tüzüğüne yazdırılamamıştı.
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ’NE “HAYIR” CEPHESİ
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından ülke genelinde yaşanan olaylar ve Başkanlık Sistemi’nin gündeme oturmasıyla birlikte Türk siyasetinde oldukça sıcak ve hararetli günler bizleri bekliyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin önerisiyle Türkiye’nin neredeyse tek gündemi haline gelen yeni adıyla Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne yönelik toplumda destek olduğu kadar ayrıca büyük tepki ve eleştiri de var.
Bunun en önemli nedenlerinden birisi de Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin AK Parti ile MHP arasında kapalı kapılar ardında yapılması ve nasıl bir yapının ortaya çıkacağının kamuoyunca tam olarak bilinmemesi.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne karşı olanlar arasında büyük bir uzlaşı arayışının da olduğu gözlerden kaçmıyor.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne muhalefet edenlerin, bunun gerçekleşmemesine yönelik pek çok alternatif planı tartıştığı siyasi kulislerde yankılanıyor.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne karşı öncelikle TBMM’deki milletvekili matematiğindeki hassasiyete vurgu yapılıyor.
CHP ve HPD’nin Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne karşı oy kullanacağına “kesin” gözüyle bakan muhaliflerin; AK Parti ve MHP içerisindeki milletvekillerine baskı oluşturulmaya çalışacağı söyleniyor.
AK Parti ve MHP içerisinden toplam 60 milletvekilinin Cumhurbaşkanlığı Sistemine “hayır” oyu kullanacağına yönelik bilgiler kulislerde yankılanıyor. Ancak; bu durumun ne kadar gerçekçi olduğu konusunda ciddi şüpheler de bulunuyor.
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in eski partisinin Lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik “güvensiz acaba” çıkışlarının yanında AK Parti Bakanlarının bir kısmının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini açıkça tevil eden yaklaşımları var.
Yaşanan olaylar ve gelişmeler Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin pek de “çantada keklik” olmadığını gösteriyor.
GÜL’E AKŞENER İKAMESİ Mİ?
Kamuoyunca takip edilen ve kulislerde çalkalanan bilgilerde özellikle eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yönelik lehte ve aleyhte pek çok haber, yazı ve paylaşım ortaya çıkıyor.
Özellikle Saray taraftarı yandaş basın kalemşörlerince Abdullah Gül “İngiliz ekolünden” olmakla tanımlandırılırken, Cumhurbaşkanlığı sürecinde “hayır” çıkması noktasında ciddi bir gayret göstereceği beklentisi de muhalifleri umutlandırıyor.
Siyasi kulislerde Abdullah Gül’ün Türk kamuoyu üzerindeki etkinliğinin azaldığı ifade edilirken, toplumsal karşılığı bulunan Meral Akşener gibi bir siyasi figürle milliyetçi, muhafazakar seçmende karşılık bulunabileceği iddiası ortaya konuluyor.
Belli bir kamuoyu karşılığı hala diri olan Meral Akşener, ısrarla MHP’de siyaset yapacağını söylüyor. Ancak; Aralık ayında MHP’ye yönelik Mahkeme kararının olumsuz çıkması durumunda Akşener’in, MHP’de siyaset yapma imkanını da çok büyük ölçüde ortadan kalkıyor.
Akşener’in bu durumda “yeni bir siyasi oluşuma” gidip gitmeyeceği henüz tam olarak belli değil. Fakat; Akşener’e bu noktadan sonra “yeni bir parti" kurmasına yönelik ciddi baskıların geldiği de konuşuluyor.
Hatta, kendisine yeni bir parti kurması durumunda MHP’nin yanı sıra AK Parti içerisinden ve CHP’den milletvekillerinin de gelmesiyle Meclis’te “grup kuracak” sayıya ulaşabileceği ifade ediliyor.
Görünen o ki, Meral Akşener; 3 Aralık’ta Bursa’dan başlayarak siyasete yeniden dönüyor. Ve Akşener’in bu seferki istikameti yaşayabileceği “son mağduriyetin” ardından “yeni bir partiye” doğru hızla evriliyor.
Olur mu, olmaz mı?
Olursa; tutar mı, tutmaz mı?
Belli değil tabi.
Neticede burası Türkiye. Her an her şey olabilir.
Hakan Sönmez siyasetcafe.com