ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matthew Palmer, Doğu Akdeniz'in ülkesi için stratejik öneme sahip olduğunu belirterek, "Biz Doğu Akdeniz'e, yeni hidrokarbon kaynaklarının bulunduğu, enerji kaynakları açısından da giderek önemi artan bir bölge olarak bakıyoruz" dedi.
ABD’nin, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının "adil bir şekilde paylaşılması" yönündeki resmi tezini tekrarlayan Palmer, Türkiye’nin bölgedeki sondaj faaliyetlerini durdurmasını istediklerini de söyledi.
Ülkesinin bölgede 10 savaş gemisi, 130 savaş uçağı ve yaklaşık 9 bin askeri bulunduğu hatırlatılan Palmer, Doğu Akdeniz'in ABD'nin ulusal güvenliğini de ilgilendiren çok sayıda hususun bulunduğu bir bölge olduğunu yineledi.
Total, ENI, BP ve Shell'in de aralarında bulunduğu pek çok uluslararası enerji şirketinin yönlendirmesiyle de birlikte, Kıbrıs'ın güneyindeki bölgelerde İsrail-Mısır-Kıbrıs-Yunanistan anlaşması büyük oranda sağlanmış durumda.
Bölgedeki doğalgaz rezervleri, ABD için de önem taşıyor. ABD'li şirket ExxonMobil, bölgede sondajlara başlamış durumda.
ENERJİ DÜĞÜMÜ SÜRÜYOR
Kıbrıs yönetimi tek taraflı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge içerisinde yer alan "Afrodit" yatağında çıkartılacak doğalgaza ilişkin Noble Enerji Şirketi ve ortaklarıyla anlaşmaya varmış, çıkartılması öngörülen gazdan 9 milyar dolar elde edeceği açıklanmıştı.
Kuzey Kıbrıs yönetimi sahip oldukları eşit hakkın gasp edildiğini savunurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin sondaj gemilerinin bölgeye gönderileceğini açıkladı.
Türkiye’nin ilk derin deniz sondaj gemisi Fatih, Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını Kıbrıs yönetimi tarafından ilan edilen münhasır ekonomik bölgede sürdürecek.
SİYASETCAFE.COM