Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, bugünkü köşesinde 'Ne yani? Bu seçimi Canan Kaftancıoğlu’nun domuzu mu kazandı? başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı;
İktidara yakın medyada Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medyada yazıp çizdikleri gündeme getirilmişti.
*
CHP gibi her kesimden oy almak iddiasındaki bir partinin İstanbul İl Başkanlığı koltuğuna oturttuğu şahsın, sosyal medyada yazıp çizdiklerine baktığımızda gördüğümüz şunlardı:
Bir tabak kemiklerinden sıyrılarak afiyetle tüketilmiş domuzdan arta kalanlar...
Cumhurbaşkanı’nın annesine küfür eden bir duvar yazısının paylaşılması...
“İnandığınız Allah sizin topunuzun belasını versin” türü yıkıcı ve sert cümleler...
Falan...
'BU İL BAŞKANI İLE SEÇİM KAZANILAMAZ'
Bunun üzerine ben de CHP’ye şöyle demiştim:
Böyle bir il başkanıyla seçim kazanamazsınız.
Böyle bir il başkanıyla esnaf gezisi bile yapamazsınız.
*
Şimdi benim bu tespitlerimi ortaya çıkarıp soruyorlar:
E hani CHP esnaf gezisi bile yapamazdı?
E hani CHP kazanamazdı?
Bu soruları...
Sanki seçimi Ekrem İmamoğlu’nun Eyüp Sultan’da okuduğu Kuran’la değil de Canan Kaftancıoğlu’nun gururla paylaştığı domuz tabağıyla kazanmışlar gibi soruyorlar bana.
*
Bu soruları...
Sanki seçimi Ekrem İmamoğlu’nun “Benim canım AK Partili kardeşlerim” vurgusuyla değil de Canan Kaftancıoğlu’nun “İnandığınız Allah sizin topunuzun belanızı versin” cümlesiyle kazanmışlar gibi soruyorlar bana.
*
Bu soruları...
Sanki seçimi Ekrem İmamoğlu’nun birlik, beraberlik, kardeşlik, maneviyat falan türü mesajlarıyla değil de Canan Kaftancıoğlu’nun vefat etmiş bir annenin arkasından edilen küfre omuz vermesiyle kazanmışlar gibi soruyorlar bana.
'ÖLMÜŞ ANNEYE EDİLEN KÜFÜRLE...'
Ben ne dedim?
Şunu dedim:
*
Domuz tabağıyla...
“Allah topunuzun belasını versin” tarzı bir üslupla...
Ölmüş anneye edilen küfürle...
Ve bu bagajlara sahip bir imajla...
Seçimi kazanamazsınız, esnaf gezisine bile çıkamazsınız!
*
Peki ne oldu?
Şu oldu:
*
Kuran-ı Kerim kıraatiyle...
“İstanbul’un maneviyatı” vurgusuyla...
Fatih Türbesi ziyaretiyle...
Eyüp Sultan’da duayla...
“Sakallı amcam benim/Başörtülü teyzem benim” cümleleriyle...
“Benim AK Partili kardeşlerim” nidalarıyla...
Hem esnaf gezilerine çıkıldı hem de seçim kazanıldı.
*
Seçimin kazanılmasında...
Ekonomideki sorunların...
AK Parti’nin izlediği yanlış taktik ve stratejilerin...
Ekrem İmamoğlu’nu kahramanlaştıran hatalı medyatik tutumların...
Etkisinden söz etmeye bile gerek duymuyorum.
*
Üzerime bu denli gelinmeseydi Canan Kaftancıoğlu’nun eski defterlerini karıştırmak niyetinde de değildim.
Canan Kaftancıoğlu’nun 31 Mart seçiminde...
Geri planda kalarak da olsa sandık organizasyonuna sunduğu katkının hakkını verip geçmeyi düşünüyordum.
'EY ZAVALLILAR'
Fakat bırakmadılar ki!
*
Canan Kaftancıoğlu’na yaranma arzusuyla, geçmişte yazdığım yazıları eşeleyip oradan buldukları “sözde” çelişkinin üzerine çullanan zavallılara sesleniyorum:
Ey zavallılar!
Şimdi Canan Kaftancıoğlu...
“Yahu ne diye unutulmasını istediğim o eski defterlerin açılmasına sebep oldunuz ki? Ne gerek vardı?” falan diye sizin ensenize şaplak atıp kulağınızı çekse...
Haksız mı olur?
SİYASETCAFE.COM