Bitmiş, umudu kalmamış, bir maç kazanıldığında mutlu olan bir şehir, bir seyirci topluluğu bir takımdı Trabzonspor. Göreve gelene kadar ligi kaçıncı bitireceğini bile bilemeyen, hedefi varmış gibi duygusal davranan ama hedefi olmayan bir takımdı Trabzonspor.
Artık başarısızlık küçük galibiyetlerle bile mutlu eder olmuştu koca bir şehri. Geçmişinde Avrupa devlerini dize getirdiği Avni Aker Stadyumu bile susmuştu bu duruma. Avrupa kupalarına katılmak bile hayal olmuştu koca Trabzonspor’a. Seyircinin heyecanı bitmiş, maçlara gidemez olmuşlardı. Koca şehir geçmişiyle yaşar olmuş, geleceğini umudunu kaybetmişti. Puanlar bile hesaplanmaz olmuştu şehirde.
Trabzonspor hep birinci gündemdi ama o da yok olmaya yüz tutmuştu koca şehirde. Gazetelerin spor sayfaları okunmaz olmuştu. Borç batağından ceza alma noktasına gelmiş, sporcularının ve personellerinin ödemesini yapamaz olmuş koca Trabzonspor. Yok olmaya, ceza alıp bir alt kümeye oradan bir alt küme derken tarih sayfalarından kayıp giden bir Trabzonspor. Başkanı, yöneticisi olmayan sadece vitrine oynayan bir Trabzonspor. İsmi var ama cismi olmayan bir Trabzonspor. “Bu da mı olacaktı?” diye düşünen bir taraftar... Kahrolan, gözlerinin önünde eriyen ama bir şey yapamayan bir taraftar. İçinden geçirilen ama seslendirmeye korkulan; bir efsane olan, “Eskişehir, Kocaeli, Sakarya, Ordu, Samsun gibi takımların düştüğü duruma mı düşeceğiz?” diye tir tir titreyen bir taraftar. Kısacası tükenen bir Trabzonspor...
Evet “Hatalısın” Sayın Ahmet Ağaoğlu. Çok ama çok hatalısın. Sadece sen değil, yönetimindeki Sayın Ertuğrul Doğan, Sayın Ömer Sağıroğlu hepiniz hatalısınız. Size mi kalmış Trabzonspor’u borç batağından çıkarıp şampiyonluğa ortak etmek? Size mi kalmış İstanbul’a kafa tutmak? Size mi kalmış borçları birer birer bitirip şaha kalmak? Size mi kalmış Ziraat Türkiye Kupası’nı almak? Size mi kalmış Ağaoğlu? Hatalısınız başkanım, hatalısınız. Bunları yaparken Trabzon’da çok bilmiş grupların ağzına laf verdiğiniz için “hatalısınız.” Televizyonlardan, sosyal medya sayfalarından, yerel ve ulusal gazetelerden sinsi sinsi hedefine ulaşmak isteyen bu zavallıların ağzına laf verdiğiniz için “hatalısınız” sayın başkanım. Doğru işler yapıp tuzaklarını bozduğunuz için “hatalısınız” sayın başkanım. Forma tanıtımını tüm dünyaya turizm elçisi gibi tanıttığınız için “hatalısınız” başkanım. Dünyaya Trabzonspor’u konuşturduğunuz için “hatalısınız” başkanım. Alt yapıdan; Yusufları, Abdulkadirleri, Uğurcanları Türk futboluna, hatta dünya futboluna sunduğunuz için “hatalısınız” başkanım. Kısaca şehri yeniden ayağa kaldırdığınız için “hatalısınız” başkanım. Hatalısınız.
Devam Sayın Ağaoğlu, devam... Hatalı olmaya devam ettikçe doğru yoldasınız. Siz doğru yolda olduğunuz sürece çok bilmiş futbol bilginleri sizi yermeye devam edeceklerdir. Unutmayınız ki haklı olduğunuz gün doğru insanlar sizi eleştireceklerdir. Onlardan da zarar gelmez Sayın Ağaoğlu. Ne demiş atalarımız; “Yiğidi öldür ama hakkını ver.” Siz hatalı oldukça Trabzonspor büyümeye devam edecektir...