Bir toplumun ahlaklı olmayı, adaletli olmayı ve bilim yapmak, bilimin önünü açmak ve bilimi teşvik etmek noktasında en kısa tarifle bu üç hali özümsemiş, pratiğe dökmüş ve içselleştirmiş olmalıdır. Şimdi tek tek düşünelim ahlaklı olmak bugün ne kadar problemimizi çözecektir. Ahlaklı olmak insanın içine düştüğü yalan, haset, riya, müstehcenlik, gayrı ahlaki hallerin hepsiyle mücadele demektir. Bir toplumun veya bir insanın huzur içinde yaşaması için ahlaklı olmaya ne kadar ihtiyacı olduğu bellidir. Ahlak ne kadar kapsayıcıdır. Burada söz konusu olan güzel ahlaktır. Ahlaksız insan yoktur, ahlakı güzel ve ahlakı kötü olan insan vardır.
Adalet ilkesi "Adalet mülkün temelidir." sözü adaletin bir toplum için önemini en iyi izah eden sözdür. Hatta Allah'ın adaletine sığınmak ifadesi de adaletin insan ve toplum için su ve hava gibi çok temel ihtiyaç olduğudur. Adalet toplumda huzuru sağlayan, kardeşliği geliştiren ve toplumun bir arada huzur içinde yaşamasını geliştiren en önemli olması gerekli ilkedir.
Tam bağımsızlık bir toplum için mübrem bir ihtiyaçtır. Güzel ahlaklı ve adaletli insanlar insanca yaşamanın birinci yolunun tam bağımsızlıktan geçtiğinin derin bilincine sahip olmalıdırlar. Tam bağımsızlık olmadan ahlaklı ve adaletli bir toplum olmak mümkün değildir.
Ahlak, adalet ve tam bağımsızlık toplumun maddi ve manevi kalkınmasını sağlar, bunlardan biri eksik olursa olmaz, bunlardan sonra bilim ve teknoloji gelmelidir. Bu dört ilke eşzamanlı olarak hayatiyet bulmalıdır, birinin diğerini beklemek gibi bir sırası yoktur. Bilim ve teknoloji aynı zamanda endüstri ve sanayinin gelişmesi anlamına gelir. Bilim ve teknolojide geri kalan milletlerin kendi milli ahlakları, adalet ilkesi ve tam bağımsız olarak yaşama arzusunun hayatiyet bulması mümkün değildir. Sonuç olarak, bu dört ilke bizim için en kısa, en kapsayıcı ve var olan bütün problemlerimizin reçetesidir. Her çağda toplumların ahlak, adalet, bağımsızlık ve çağın bilim ve teknolojisine büyük ihtiyacı vardır. Toplum önderleri, yöneticiler ve toplumun bütün kesimleri bu dört ilkeyi bir özlem, bir hedef ve olması gereken hal ve davranışlar olarak almalı ve herkes üzerine düşeni eksiksiz yapmaya çalışmalıdır.