Öncelikle sevgili psikologlar, mesleğinizin itibarı çok mezun vererek düşmez.
Siz işinizi yapın, uluslararası değerler üreten ve gerçekten kendi egosuyla değil, insanla ilgilenen psikologlar olun ki, mesleğinizin itibarına katkınız olsun.
Maalesef, yıllardır üretmek namına bir katkınız olmadığı için, onlarca yıldır mezun vererek, ölümüne savunduğunuz mesleğinizde küresel bir başarı elde etmiş değilsiniz ve elde edilmiş başarılarda iki elin parmağını geçmeyecek kadar az düzeyde.
Ayrıca anlamadığım kısım şu; Türkiye’de bu bölüm mezunları hangi kuramı yahut akademik çalışmayı orta koymuş ki, böyle hummalı bir savunma içerisinde?
Bence, bu alanın bu kadar mezunu varken, hiçbir derde derman olamayışının temel nedeni yıllardır tekelleştirilmesidir.
Kaldı ki, bazı dünyadan bir haber sözde psikologlar, bu uygulamanın dünyada eşi benzeri olmadığını, toplum sağlığını tehlikeye atacağını ve yersiz olduğunu savunuyorlar.
Araştırma nedir bilmeyen, üniversite hayatı Netflix , Instagram ve Twitter üçgeninde goygoyla geçmiş psikolog ve psikolog adayları da bu diplomalı cahillere inanarak, cahilliklerine cahillik katıyorlar.
Bu durum sosyal medyada öyle bir hal aldı ki, sadece bu diplomalı cahil kesim her şeyi bildiğini iddia ediyor ve bu konu hakkında fikir beyanında bulunan herkesi susturma, sindirme çabası içine giriyor.
Memlekette eşek diplomalı olunca, laf anlatmakta hayli zor oluyor. O yüzden size tane tane anlatıyorum…
AÖF Psikoloji neden olmalı?
University of Hagen (FernUniversitat in Hagen) Almanya’nın açık öğretim üniversitesi. Almanya’nın en iyi ve en kapsamlı açık öğretimi. Öyle sizin övünerek, derece yaparak girdiğiniz, derecek yaparak mezun olduğunuz üniversitelerden daha prestijli ve daha kaliteli.
Küresel çapta bir kaliteye sahip. Burası öyle bir kurum ki, sadece psikoloji bölümü yok, koskoca psikoloji fakültesi var.
Mezunları oldukça kaliteli, piyasaya hâkimler ve küresel çapta iş imkânları var. Dahası sadece açıktan psikoloji lisansı vermiyor, dilerseniz psikoloji yüksek lisans ve psikoloji doktorasını da açıktan almak mümkün. Üstüne üstlük, “post doc” denilen ve profesörlüğe giden yolu da açık öğretim ile tanımlayabiliyorsunuz.
Ayrıca Alman diploması Türkiye’de aldığınız üniversite diplomaları gibi değil, tanınırlığı olan, kapı açan devlet üniversitesi diploması. Hagen üniversitesinde açıktan birçok bölüm okumak mümkün.
Mesela, bilgisayar bölümleri mühendisliği var, bitirdiğinizde kariyer imkânları küresel çapta çok geniş. Hatta hukuk gibi Türkiye’de anlamsız bir şekilde el üstünde tutulan bölümleri bile açıktan okumak ve akademik kariyer yapmak mümkün.
Almanya’da kurumsal bir üniversite açık öğretim lisanstan doktoraya kadar psikoloji eğitimi verebiliyorken, kimsede çıkıp “böyle saçmalık mı olur?” demiyor. Ama bizim diplomalı cahillerimiz veryansın üstüne veryansın ediyor.
Aslında ben hepinizin derdini anlıyorum, kendi dünyalarınızda ego kasarak tamamen başarısızlıklarınızı gölgelemeye çalışıyorsunuz. Tek başınıza tanı koyma, ilaç yazma yetkiniz dahi yokken (ki bu sadece engin ve derin bir alan olan klinik psikolojiye has bir durum) açık öğretim ile ilgili iddialarınızın altını nasıl doldurabiliyorsunuz?
Alman devleti dahi bütün o kılı kırk yaran titizliği ve mükemmeliyetçiliğine rağmen, açıktan eğitim için özel olarak kurulmuş bir devlet üniversitesinde ve pek çok farklı branşta psikoloji eğitimi verebiliyorken, sizin itirazlarınız tamamen statü kaybetmekten kaynaklı olduğu aşikârdır.
Açık öğretimde psikoloji, hukuk gibi bölümler kesinlikle ivedi bir şekilde hayata geçirilmeli. Örgün eğitime zamanı olmayan ve bu bölümleri okumak isteyen insanlar bu hakka vakit kaybetmeden kavuşturularak, rekabetin önü açılmalı.
Rekabetin olduğu yerde daha istikrarlı ve verimli çalışmalar görmemiz kaçınılmazdır. Ayrıca bu memleketin başına gelen her türlü felaket statükocu anlayış kaynaklı olmuştur.
Kuramsal olarak içinde bulunulan düzeni sorgulamaktan, yanlışını bulmaktan âdeta korkan, dolayısıyla doğruyu arama zahmetine de katlanmayan bu zihniyet ivedi bir şekilde pasifize edilerek, yerine yenilikçi ve modern dünyaya ayak uyduracak bir sistem getirilmelidir.
Unutulmasın ki, bu memlekette eğitim ve diplomalar kimsenin tekelinde değildir. Bu nedenle, dünyada birçok örneği olan açık öğretim sisteminin geliştirilerek, psikoloji ve hukuk gibi bölümlerin Türkiye’de de açılmasına benden tam destek!