Geçtiğimiz hafta gündemdeki konuların en başında ABD Başkanı Trump’ın Covid-19 testinin pozitif çıkması geliyordu. Başlangıçta başkanın sağlık durumunun ciddi olduğu söylense de tedavi kısa sürdü, Donald Trump birkaç günde taburcu oldu. Ne var ki uygulanan tedaviler hakkında ABD’li uzmanlar arasında hâlâ ciddi görüş ayrılıkları var.
Çoğu uzman ortada bir “VIP sendromu” durumu olduğunu ve başkana gereksiz yere çok ağır tedaviler uygulandığını ileri sürüyor. Bazı uzmanlar da tam tersine ortada ciddi bir durumun olmadığı, sürecin siyasi nedenlerle bilerek büyütüldüğü düşüncesindeler. Peki kim haklı? Yapılan tedavilerde gerçekten bir aşırılık (over terapi) söz konusu olabilir mi?
Bu sorunun cevabını Prof. Dr. Osman Müftüoğlu kendi köşe yazısında verdi. Müftüoğlu’na göre Trump ,“70’i geçen yaşı, kilo fazlalığı, ılımlı düzeyde de olsa yaşadığı hipertansiyon ve şeker hastalığı gibi sorunlar” nedeniyle otomatik olarak risk grubuna alınabilir. Ve doğal olarak da risk grubundaki hastalara neler yapılıyorsa ona da aynı tedaviler uygulanabilir.
TRUMP’A HANGİ İLAÇLAR VERİLDİ
“İSTİRAHAT” tedavinin ayrılmaz bir parçası ama yatak istirahati yanında “oksijen desteği”nin de verildiği anlaşılıyor. Ayrıca henüz deneme aşamasında olsa da ABD’li bir firmanın geliştirdiği (Regeneron) yeni bir yapay “antikor kokteyli” de tedavi sürecine eklenmiş. Antiviral ilaç olarak ise yine ABD’li bir ilaç firmasının geliştirdiği (Gilead) “Remdesivir” isimli antiviral kullanılmış. Bununla da yetinilmemiş, daha sürecin en başında tedavi planına “Deksametazon” isimli kortizon grubu bir ilaç da eklenmiş. Tartışma da zaten tam da buradan, “Deksametazon”dan çıkıyor. Çoğu uzman Deksametazon’un bu kadar erken kullanımını gereksiz ve aşırı buluyor. Peki haklılar mı?
BUGÜNE kadar pek çok araştırmada net ve açık gösterildi ve onaylandı ki Deksametazon özellikle klinik tablonun ağırlaşmasını önlemede mükemmel bir seçenektir. Deksametazon kullanan hastalarda hastalığın belirtileri hafiflemekte, iyileşme hızlanmakta, yoğun bakımda kalma süreci kısalmaktadır.
Ama yine de şu bilginin altını çizmek isterim: Tedavi gibi konularda “uzaktan kaval çalmak” asla doğru olmaz. Ben kendi adıma uygulanan tedaviyi doğru, yerinde ve başarılı buluyorum. Ayrıca başkana bir ayrıcalık yapılıp “VIP sendromu” sürecinin yaşatıldığını da pek düşünmüyorum.
VIP SENDROMU NEDİR?
EĞER önemli (VIP) sayılan insanlardan biriyseniz pek çok konuda ayrıcalıklarınız olacaktır. Ama bu ayrıcalıklar konu “hastalık/sağlık” süreçleri olduğunda her zaman avantajınıza çalışmayabiliyor. Bazı durumlarda tedavi uygulayan ekip, çıkması muhtemel sorunları daha başından önlemek ve tedavinin sonucunu garantiye almak için gereğinden daha çok sayıda ilaca, daha yüksek ilaç dozlarına, daha uzun hastane yatışlarına, daha yoğun hasta bakım süreçlerine başvurabiliyor. Çoğu zaman gereksiz olan bu tür girişimler o “önemli”, yani “VIP” kişiye pahalıya patlayabiliyor. Örneğin ilaç reaksiyonları, hastane enfeksiyonları yani komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor. Ayrıca bu durumun tam tersi de mümkün. Bazen de “önemli kişi”lere yatırıldıkları “hastane/sağlık servisi” gelişebilecek muhtemel problemler ve olumsuz sonuçları dikkate alarak o çok önemli hastayı “daha güvenli” olacağı bahanesiyle başka hastanelere sevk edebiliyor. Kısacası VIP biri olmak her zaman için faydalı bir ayrıcalık, harika bir avantaj olmayabilir.
Dış basındaki bazı yayın organları ise bu tezin tam tersini savunuyor. BBC, Washington Post gibi dünyaca ünlü basın organları da Trump ve normal bir ABD vatandaşının tedavi sürecini kıyaslayarak farkları ortaya koydu.
İşte o farklar;
1)Hastane odaları: ABD Başkanı'nın Beyaz Saray'da bir kliniği bulunuyor. Acnak ülkenin başkomutanı olarak hemen yakındaki Bethesda, Maryland'de bulunan Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi'ne de erişimi var.
Trump, teşhis konulmasından kısa süre sonra hızla buraya götürüldü ve hastanede üst düzey askeri yetkililer ve kabine üyelerine ayrılan, altı başkanlık süitinden birinde kaldı. Süitte bir yemek odası, ofis ve ziyaretçi kabulü için kanepeler bulunuyor.
Oysa, salgın sırasında, bazı dönemler ülke genelindeki yoğun bakım ünitelerinde yatak bulunamadığı olmuştu.
Florida, Teksas ve Arizona eyaletlerinde yaz döneminde maksimum kapasiteye ulaşıldı.
Örneğin Houston'daki Teksas Tıp Merkezi, görevlilerin yeniden atandığı, yatakların daha da yaklaştırıldığı ve normal kliniklerin acil durumlar için kullanıldığı bir Covid "savaş karargahı" hazırladı.
2) Helikopter avantajı: Başkanın ulaşım sorunları yok. Hastaneye, Beyaz Saray'ın bahçesinden kalkan özel helikopteri Marine One ile gitti. Otomobille gitse bile, bu sadece yarım saat sürecekti.
ABD genelinde ise birçok kişi, sağlık sigortalarının karşılamayacağı kaygısıyla, ambulans çağırmaktan korkuyor.
3) Hastaneye yatış süreci: Başkan, test sonucunun açıklanmasından 24 saatten kısa süre sonra Walter Reed'e yattı. Durumuyla ilgili çelişkili bilgiler gelse de, doktoru hastalığı "orta şiddette" semptomlarla geçirdiğini söyledi.
Oysa normal hastalar genelde durumları kritikse hastaneye yatırılıyor. Evlerine gitmeleri ve nefes darlığı çekerlerse hastaneye gelmeleri söyleniyor. Salgının zirve yaptığı dönemde, belli kriterlere uymayan hastalar evlerine gönderildi.
4) Deneysel ilaçlar: Trump’ın doktorlarına göre bir dizi farklı ilaç verildi;
Deksametazon, bağışıklık sistemini sakinleştirerek yaşam kurtaran bir steroid
Remdesivir, ilk olarak Ebola'ya karşı geliştirilen bir antiviral ilaç
Regeneron şirketinin ürettiği monoklonal antikor tedavisi
Ancak bu tedaviler, normal hastalara da verilir miydi?
Trump’ın doktoru Dr. Zurlo’ya göre bu ilaçlar genel ve yaygın ilaçlar. Tedavi de tek istisna antikor tedavisi yöntemi. Zurlo bunu yerine plazma tedavisinin denenebileceğini belirtiyor.
Trump, taburcu olduktan sonraki görüntülü mesajında "En iyi tıbbi malzemelerimiz var. Hepsi yakın geçmişte geliştirilmiş en iyi ilaçlara sahibiz" demişti.
Fakat ABD’li birçok doktor böyle düşünmüyor. Bunlardan biri de Prof. Peters.
Prof. Peters "ABD'nin dünyanın en iyi sağlık tesislerine sahip olduğunu söylemek doğru olabilir, ancak bütün ABD'lilerin buna eşit erişimi yok. Yoksullar, azınlıklar ve kırsal kesimde yaşayan Amerikalıların sağlığa erişimi kısıtlı. Dünyanın en iyi tedavisini aldıktan sonra böyle konuşması onun için kolay. Elinde her şey vardı. Benim ve birçoğunun aldığı gibi, temel tedavileri almak isteyeceğini sanmıyorum."" diyor.
YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!
Siyasetcafe.com