'6 yaşındaki çocuk istismarı' davasında gizli ifadeler ortaya çıktı

Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızı H.K.G.'nin dini nikahla ‘evlendirdiği evlendirilerek yıllarca cinsel istismara maruz bırakılmasına ilişkin ilişkin davada sanık ifadeleri ortaya çıktı. 

BirGün yazarı Timur Soykan'ın ortaya çıkardığı, Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızı H.K.G.'nin dini nikahla ‘evlendirdiği evlendirilerek yıllarca cinsel istismara maruz bırakılmasına ilişkin ilişkin davada sanık ifadeleri ortaya çıktı. 

DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre, bu davanın sanıklarından Kadir İstekli, 27 Şubat'ta yapılan duruşmada yaptığı savunmada; suçlamalar için "kurgulanmış komplo, iftira" dedi, iddiaları kabul etmedi.

Savunmasında Yusuf Ziya Gümüşel için "Hocaefendi" diyen İstekli, 1992 yılında Gümüşel'in yanına yerleştiğini anlattı. Gümüşel'den sabah 04:00'da dersler almaya başladıklarını, bunun akşam 10:00'a kadar sürdüğünü belirten İstekli, "Bu cezaevinde bile bu uygulamaya devam ederiz" dedi.

İstekli, suçlamalar karşısında "Kesinlikle 2004 yılında ne H.K.G. ile evlendim ne nikâhımız kıyıldı ne de cinsel ilişki gibi bir şey geçti aramızda" iddiasında bulundu. Daha sonra sanık İstekli'nin çapraz sorgusuna geçildi.

H.K.G'nin 2004 yılında 6 yaşındaki gelinlikli fotoğraflarının sorulması üzerine İstekli, "Nikâhında çekildiğini ileri sürdüğü fotoğraflar, sanırım benden önce Kuran dersine başladığı için çekilen fotoğraflardır. Fotoğrafları çektirmeye kesinlikle ben götürmedim. Bu fotoğrafları evlendikten sonra gördüm" dedi.

Bu sırada araya giren Yusuf Ziya Gümüşel, "Annesi ben çektirdim diyor" ifadesini kullandı. Mahkeme başkanı ise Gümüşel'i "Tamam, annesi söyler o zaman" diyerek uyardı. 2004 yılında düğün suçlamasını reddeden İstekli, "İddia edildiği gibi 2004'te bir nikâh, evlilik yoktur. Olsaydı bu evliliğin hatırası olarak sakladığımız resimleri olurdu. Nikâh olsaydı, benim de üzerimde damatlık olmalı ve gelinlikli fotoğrafta birlikte çekilmemiz gerekirdi. 2004 yılıyla ilgili söylediği her şey bir kurgudan ibarettir" diye konuştu.

 

H.K.G'Yİ SUÇLADI!

 

H.K.G'nin psikolojik rahatsızlık yaşadığını iddia eden İstekli, "Evet, eski eşim psikologlar tarafından yaşadığı hayattan nefret ettirilmiş, bu şekilde yaşadığı eski hayatı beğenmediği için bana ve cemaatlere karşı komplonun bir kurbanı seçilmiştir" dedi.

İstekli, 2012'de H.K.G. ile dini nikâh yaparak evlendiğini, bu tarihte yaşının 14 değil, 16 olduğunu, eski eşinin iki yıl küçük yazıldığını öne sürdü.

 

Mahkeme başkanı ile sanık arasında duruşmada buna ilişkin şu diyaloglar geçti:

 

Mahkeme Başkanı: O tarihte kaç yaşındaydı K?

Kadir İstekli: 16 yaşı bitmek üzere, 17 içindeydi.

Mahkeme Başkanı: Doğum kaydına göre 14 yaşında.

Kadir İstekli: Nüfusta kendisi 1998 olarak yazılmış ama asıl yaşı nedir, 1996.

Mahkeme Başkanı: Hastanede doğmuş ama.

Kadir İstekli: Hastanede doğmamış, kendisi evde doğmuş. Yani, onu anne-babasına sorsanız, kendileri cevaplayacaktır. Benimle ilgili bir soru mudur o?

Mahkeme Başkanı: Biz soru soracağız sana, seni o yüzden buraya getirdik. Kime ne soracağımızı da biz biliriz. O konuda sıkıntı yok merak etme.

Kadir İstekli: Tamam. Yani şimdi ben hastanede doğmamıştır, evde doğmuştur. Anne babasının beyanı o ile benim bildiğim budur.

Mahkeme Başkanı: Yani hastanedeki doğum raporu doğru değil mi diyorsun o zaman?

İstekli: Yani, hastanedeki doğum raporu birisi tarafından hocaefendiye verilmiş, onu kendisi nüfus müdürlüğüne götürmüş öyle.

Mahkeme Başkanı: Peki neden öyle küçük yazdırılmış, onu söylediler mi sana?

Kadir İstekli: O zaman 1996, 28 Şubat'ı vardı. Çocuğun hafızlık yapması için yaşını biraz ne yapmışlar, küçük yazmışlar. Kur'an eğitimine devam edebilmesine imkân sağlanması için herhangi bir maksadı yok yani.

 

SES KAYITLARINI KABUL ETMEDİ

 

H.K.G. evli olduğu süreçte Kadir İstekli ile olan konuşmalarını ses kaydını almış ve delil olarak savcılığa sunmuştu. Bu kayıtlarda İstekli'nin cinsel istismarı itiraf ettiği anlaşılıyordu. Bu kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporunda da seslerin Kadir İstekli'ye ait olduğu bir kez daha ispatlandı.

Buna ilişkin sorular üzerine "Bu kayıtları kabul etmiyorum, ben değilim" diyen İstekli, bu nedenle kayıtlarla ilgili sorulara yanıt vermekten kaçındı.

Mahkeme Başkanı: Ses kayıtlarından bahsedelim.

Kadir İstekli: Ses kayıtlarından hiçbirini kabul etmiyorum, ne içeriğini ne kendisini. Onun için onlardan soru almak istemiyorum.

Mahkeme Başkanı: Evet biz soracağız. İstersen cevap vermezsin, o senin takdirinde. (…) Sana mı ait bu konuşmalar Kadir?

Kadir İstekli: Hayır bana ait değil. Ben böyle bir konuşma yapmadım.

Mahkeme Başkanı: Peki, soruşturma aşamasında alınan ifadelerde konuşmaların sana ait olduğunu, H.K.G'nin psikolojik sorunları olduğunu…(söylemişsin) Bu konuşmaları geçiştirmek için konuşmaların kendisine ait olduğunu söylediğini söylemişsin.

Kadir İstekli: Hangi soruşturma?

 

FOTOĞRAFLAR İÇİN AĞABEYİ SUÇLADI

 

Sorgunun bu aşamasında mahkeme başkanı, Kadir İstekli'nin H.K.G. ile yan yana çekilmiş ve bir elini omuzuna attığı fotoğraflarını göstererek sorularına devam etti:

 

Mahkeme Başkanı: Bu fotoğraftaki sen misin?

İstekli: Evet benim.

Mahkeme Başkanı: Kaç yaşında burada?

İstekli: Orada 8,5 veya 9.

Mahkeme Başkanı: Nerede çekildi bu fotoğraf?

İstekli: Evlerinde.

Mahkeme Başkanı: Neden bu kadar samimi bir fotoğraf çekildi?

İstekli: Ağabeyi çekmişti iki fotoğrafı. Yani, ders bitiminin son zamanlarına doğru, 2006 yılına doğru yaklaşık. Ağabeyi bir hatıra fotoğrafı kalsın diye, çünkü daha gelemeyecekti.

Mahkeme Başkanı: Yan yana da çekilebilirdi, neden bu kadar kolunuzu attın?

İstekli: Kendisi ısrar etti, Muhammet Sıddık kendisine de sorabilirsiniz, kendisi ısrar etti. Israr edince ben de öyle bir yaklaşım yaptım.

Mahkeme Başkanı: Diğer kızları ile de böyle bir fotoğrafın var mı?

İstekli: Hepsi ile var da ama onların yaşları büyüdüğü için belli bir zamandan sonra o fotoğrafları kaldırmışlar.

Mahkeme Başkanı: Niye ağabeyi senin onunla bu kadar samimi fotoğraf çekme konusunda ısrar etti? Sana garip gelmedi mi?

Kadir İstekli: Yani garipseyecek bir durum yok. Ben 1, 1,5 sene ders vermişim zaten kendisine.

Mahkeme Başkanı: Sen her derse girdiğin çocukla fotoğrafın var mı böyle?

İstekli: Efendim?

Mahkeme Başkanı: Her çocukla fotoğrafın var mı böyle? Her ders verdiğin çocukla bu kadar samimi fotoğraf çektiriyor musun? Bak iyice sarılmışsın yani.

İstekli: Yani Muhammet Sıddık'ın söylemesi üzerine, normalde sarılma yoktu ama kendisi ısrar edince ben de.

Mahkeme Başkanı: Yapmasaydın. Her söyleneni yapıyor musun sen? Neden bu kadar samimi fotoğraf çektirdiniz bir daha söyle?

İstekli: Muhammed Sıddık'ın kendisinin on zamanlarda ders vermemin son zamanları olduğu için, Sıddık bir daha yanına çıkamayacak hocam, hatıra fotoğrafı kalsın diye ısrar üzerine evinde kendisinin çekmiş olduğu fotoğraflardır.


KEMİK YAŞI TESTİ SAVUNMASI: ONLARI NASIL AYARLAYACAĞIZ?

 

H.K.G. 2012'de henüz 14 yaşındayken rahatsızlanması üzerine götürüldüğü hastanede doktorun ihbarı üzerine soruşturma başlatılmıştı. Ancak kemik yaşı testine H.K.G. yerine 21 yaşındaki başka bir kadının sokulduğu ortaya çıkmış, bu nedenle yaşı 21 olarak kayıtlara girmişti. Bu nedenle sanıklar, o zaman soruşturmadan kurtulmuştu.

Numune Hastanesi'nde H.K.G'nin röntgene sokulduğunu, çıkışta herhangi bir sorun olmadığını söylediğini iddia eden İstekli, kemik testinde yaşın 21 çıktığını iddia etti. İstekli, şunları anlattı:

"Hatta yaşının 21 olduğunu öğrenince aramızda şöyle bir konuşma oldu: H.K. o kadar büyümüşsün ki artık sen ağabeyinden de evin en büyük kızı sen olmuşsun diye hitaplarımız kendisine oldu. Ama nüfusta yaşını değiştirmeyeceğimiz için herhangi bir değişiklik yapmayacağımızdan yaşının 21 olarak çıkması bize herhangi bir sorun teşkil etmedi. Üzerine de gitmedik. Hatta kayınbabam kendisi bu tıbbi bir cihazdır, yani bu bir cihazdır. Tıbbi değil bir alettir. Yani yaşı ufak da olabilir, pek fazla takılmanıza gerek yok diye kendisi de bize söylemiştir."

 

İstekli, H.K.G'nin kemik yaşı testi sırasında yerine başkasının sokulduğu suçlamasına ise şu yanıtı verdi:

 

"Biz onları nasıl ayarlayacağız? Eğer biz onları ayarlamış olsak bugün burada ne işimiz olurdu sayın başkan? Buraya gelir miydik yani? Yani o kadar işleri beceriyor olsak onları avukatı ayarla, savcıyı ayarla, hâkimi ayarla, onu ayarla, bunu ayarla, karşınıza çıkıp 2 saatten beri niye ben savunma yapayım boşu boşuna. Onu da ayarlardık."

H.K.G, ifadesinde 14 yaşında resmi nikâh kıyıldığında ilk gece birlikte uyumamak için tuvalette 2-3 saat kaldığını anlattı.

 

İstekli ise buna ilişkin kendisini savundu:

 

"Yani bir kişinin 3 saat tuvalette kalma, çömelerek oturması mümkün müdür? Ben öyle bir şeyine şahit olmadım ama kendisinin kabızlık hastalığı var, rahatsızlığı var bunu biliyordun, 20-25 dakika veya 30 dakika kadar kaldığını hatırlıyorum abdeste, ama öyle 1 saat 2 saat 3 saat öyle bir şey hatırlamıyorum. Yani o da benim zannımca tahminimce mümkün değildir çünkü çömelerek bir kişinin 3 saat orada kalması çok sıkıntılı bir iş yani."

 

Siyasetcafe.com

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri