Savcılığın olayla ilgili hazırladığı iddianamede, Kuran kursu öğreticisi Faruk Işık ve köy muhtarı Özcan Ceylan hakkında, "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" ve "Görevi kötüye kullanma" suçlarından 3- 18 yıl, kurs binasını yapan Köy İhtiyar Heyeti üyeleri Abdullah Cengiz, Hanifi Dizmen, Hiyasettin Bartar ve Sebahattin Çankaya'nın ise 'Taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15'er yıl hapis cezası istendi.
YANGINDAN 15 GÜN ÖNCE OLUMLU RAPOR
Soruşturma dosyasındaki belgelerde, yangından 15 gün önce Kulp Müftüsü Selahattin Özçelik'ın 6 çocuğun hayatını kaybettiği kursu denetlediği ortaya çıktı. 16 Kasım 2015 günü hazırlanan ve Müftü Özçelik'in imzasını taşıyan Kuran Kursları Denetleme Formu'nda birçok konuda olumlu görüş bildirilirken, Kuran kursu yöneticisi Faruk Işık'ın eğitimde teknolojiden yeterince faydalanmadığı ve mevzuat bilgisinin yeterli olmadığı ifade edildi. Kursta bulundurulması gereken araç ve gereçlerin yetersiz olduğu kaydedilen raporun son kısmını el yazısı ile dolduran Müftü Özçelik, "Fiziki imkanın iyi olduğu müşahade edildi. Öğrenci sayısının çokluğu sevindirici bir durum. Kursun B grubu kursa çevrilmesi istendi" ifadelerini kullandı.
ELEKTRİK TESİSATINI KİMİN YAPTIĞI BİLİNMİYOR
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, 18 Mayıs 2016 günü Jandarma Komutanlığı'na yazı yazarak, kursun elektrik tesisatını yapan kişinin ifadesinin alınmasını istedi. Bunun üzerine köye giden jandarma, araştırma yaparak tutanak hazırladı. Olaydan 5 ay sonra tutulan ve 2 jandarma görevlisi ile Köy İhtiyar heyetinden 5 kişinin imzasını taşıyan tutanakta, kuran kursunun elektrik işini kimin yaptığının bilinmediği belirtildi.
Belgelere göre, Karaağaç Köyü'nde vatandaşların yardımı ile yaptırılan Kuran kursunun elektrik tesisatı kimliği belirlenemeyen bir elektrikçiye yaptırıldı. 2011 yılında inşaatın tamamlanması üzerine köy muhtarı Özcan Ceylan, Kulp Müftülüğü'ne başvurarak açılış işlemlerinin yapılmasını istedi. 19 Ekim 2011 günü karar alan köy ihtiyar heyeti, arsayı Kuran kursu hizmetlerinde kullanılması için Kulp Müftülüğü'ne tahsis etti. Kulp Milli Eğitim Müdürlüğü ve Sağlık Grup Başkanlığı'na başvuran Müftülük, 2011-12 eğitim yılında açılması planlanan Kuran kursunun eğitime elverişli olup olmadığının tespitini istedi. Milli Eğitim Müdürlüğü'nce kurulan komisyonun hazırladığı raporda, binada yangın söndürme tüpünün olduğu, binanın soba ile ısıtıldığı belirtilerek, Kuran kursu binasının eğitim ve öğretim açısından uygun olduğu ifade edildi.
İNŞAAT HALİNDEKİ BİNAYA DİYANET’TEN ONAY
Sağlık Grup Başkanlığı'nca hazırlanan raporda ise, binanın inşaat aşamasında olduğu, inşaat tamamlandığında çevre düzenlemesi yapıldığında gündüzlü Kuran kursu olarak açılmasının sağlık yönünden uygun olduğu bildirildi. İşlemlerin ardından, 25 Ekim 2011 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı Kuran Kursu'nun 2011-12 eğitim ve öğretim yılında hizmete açılmasının uygun olduğuna dair yazı gönderdi. Dava dosyasındaki belge ve yazışmalarda da kursun gündüz eğitimi için hizmete açıldığı, yatılı olması için başvuru yapıldığı, ancak başvurunun henüz sonuçlandırılmadığı tespit edildi.
BİLİRKİŞİ İHMALLER ZİNCİRİNİ TESPİT ETTİ
Akdeniz Üniversitesi'nden 4 kişilik uzman heyetin hazırladığı bilirkişi raporu da dava dosyasında yer aldı. Raporda, bina elektrik bağlantısının uygun olmayan şekilde yapıldığı belirtilerek, şöyle denildi:
"Binaya ait elektrik sayacı ve kaçak akım sigortası yok. Yönetmeliğe uygun olmayan kaçak bağlantı yapılmış. Koruma amaçlı kaçak akım rölesi yok. Elektrik tesisatı yönetmeliğe uygun değil. Kablo tertibatı uygun şekilde yapılmamış. Elektrik tesisatının çekilmesi iç tesisat yönetmeliğine uygun yapılmamış. Kalorifer tesisatının yetersiz kaldığı ya da hiç çalışmadığı teknik olarak ortaya çıkmaktadır. Kursun fiziki şartları fen ve sağlık kurallarına uygun hale getirilmeden öğrencilerin kalmasına müsaade edilmiş. Yatılı kurs statüsüne geçmeden öğrencilerin gelişigüzel şekilde, kayıtları bile tutulmadan yatılı kalmalarına izin verilmiş. Sertifikalı bir kişinin yakması gereken kalorifer kurstaki öğrenci tarafından yakılıyor. Elektrik panosu standart şekilde yapılmamış. Kablolar ve sigortalar alelade bağlanmış, kablolar, gelişigüzel şekilde sigortaya girip, çıkmış."
Kuyruk sokumunuz mu ağrıyor? Evetse ne yapmalı?
KAYMAKAM SORUŞTURMA İZNİ VERMEDİ
Yangına ilişkin bilirkişi raporunun alınmasının ardından savcı, Kuran kursu öğreticisi Faruk Işık, köy muhtarı Özcan Ceylan ve ihtiyar heyeti hakkında Kulp Kaymakamlığı'ndan soruşturma izni istedi. Olayla ilgili Müftü Selahattin Çelik'e ön inceleme raporu hazırlatan Kaymakamlık, rapor doğrultusunda kurs yöneticisi Faruk Işık hakkında soruşturma izni verirken, köy ihtiyar heyeti hakkında soruşturma izni vermedi. Bilirkişi raporuna göre, ihtiyar heyetinin yangında 2'nci derece tali kusurlu olduklarını belirten savcı, Kaymakamlığın 4 kişi hakkında soruşturma izni vermemesi kararına Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi'nde itiraz etti. İdare Mahkemesi, 29 Kasım 2016 tarihli kararında Kaymakamlık kararını kaldırarak, 4 şüpheli hakkında kesin olarak soruşturma izni verdi.
Dava dosyasında bulunan Zeyrek Jandarma Karakol Komutanlığı tutanağında, yangında 5 öğrencinin yattıkları odanın balkon kapısı çıkışında, dışarıya çıkmaya çalıştıkları sırada yanarak can verdikleri ve bu öğrencilerin tanınamayacak şekilde yandığı, bir öğrencinin ise, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği belirtildi. Jandarma'dan savcılığa gönderilen fezlekede ise kursun yatılı olmamasına rağmen öğrencilerin binada yatılı kaldıklarının tespit edildiği ve kursta yatılı eğitim verildiği ifade edilirken, ölen 6 öğrencinin babasının şikayetçi olmadığına dikkat çekildi.
SORUMLULUK KULP MÜFTÜLÜĞÜ’NDE Mİ?
Yangın olayının şüphelilerinden kurs yöneticisi Faruk Işık, Kulp Müftüsü'ne verdiği ve daha sonra imza atmaktan vazgeçtiği ifadesinde görev süresi boyunca elektrik faturası gelmediğini, kaloriferi yakacak personeli ve bütçesi olmadığını söyledi. Yangında ölen 6 öğrencinin babası ise çocuklarının kursta yatılı kaldığını, yatılı kısmının resmi olmadığını bilmediklerini ifade etti. Şüphelilerden Köy Muhtarı Özcan Ceylan ise kursun Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hizmete açıldığını, yetki ve sorumluluğun Müftülük'te olduğunu, bina kusurlu ise Müftülük'ten onay verilmemesi gerektiğini söyledi.
Kuran kursu öğreticisi Abdullah Taş ise ifadesinde, "Yangın sönünce öğrencilerimizin cesetlerinin balkon kapısı kenarında üst üste olduğunu fark ettik. Odada yanmayan sadece demirler kalmıştı" dedi.
Bu nasıl doktor? Ateşlenen bebeği adından dolayı muayene etmedi!
KURAN KURSU ÖĞRETİCİSİ FARUK IŞIK ASLİ KUSURLU
Hazırlanan iddianamede, kaldıkları odanın soğuk olmasından dolayı öğrencilerin elektrikli ısıtıcı ile ısınmaya çalıştıkları belirtilirken, bilirkişi raporuna göre; Kuran kursu öğreticisi Faruk Işık'ın 1'inci derecede asli kusurlu, kursun elektrik tesisatını yapan firma ve ihtiyar heyetinin 2'nci derecede kusurlu, Kulp Müftülüğü'nün ise bir kusurunun olmadığı ifade edildi. İddianamenin kabulü ardından 6 sanığın tutuksuz yargılaması Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
siyasetcafe.com